İran: Suriye’deki Dürzi krizi, İsrail’in harita değiştirme stratejisinin bir yansıması

İran, Suriye’nin güneyindeki Süveyda vilayetinde Dürzi ve Bedevi gruplar arasında patlak veren çatışmaları, İsrail’in bölgeyi parçalama planlarının bir parçası olarak görüyor. Tahran, geçici Devlet Başkanı Ahmed el-Şara’yı İsrail’le işbirliği yapmakla suçlarken, krizle birlikte “Esad sonrası Suriye”nin Batı destekli kaosa sürüklendiğini savunuyor.

19 Temmuz 2025 - 15:52
19 Temmuz 2025 - 15:52
 0
İran: Suriye’deki Dürzi krizi, İsrail’in harita değiştirme stratejisinin bir yansıması

Suriye'nin güneyindeki Süveyda vilayetinde Dürzi ve Bedevi gruplar arasındaki şiddetin tırmanması, İran tarafından yalnızca yerel bir çatışma değil, aynı zamanda uzun süredir yaptığı uyarıların haklılığı ve bölgede artan İsrail tehdidinin kanıtı olarak görülüyor.

Tahran, yaşananları hem jeopolitik bir alarm hem de bir tür “ben demiştim” anı olarak yorumlarken, özellikle geçici Devlet Başkanı Ahmed el-Şara’nın zayıflayan konumu ve İsrail’in son hava saldırılarına dikkat çekiyor. İran, bu gelişmeleri İsrail’in bölgesel haritayı yeniden çizme çabasının bir parçası olarak nitelendiriyor.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Çarşamba günü X (eski adıyla Twitter) üzerinden yaptığı paylaşımda, “Maalesef bu çok öngörülebilirdi. Sıradaki başkent hangisi?” ifadelerini kullandı. İsrail’i “kudurmuş bir rejim” olarak tanımlayan Arakçi, uluslararası topluma bu saldırganlığı durdurma çağrısı yaptı. “İran, Suriye'nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü desteklemektedir ve her zaman Suriye halkının yanında olacaktır,” dedi.

Cuma günü Mısır Dışişleri Bakanı Badr Abdelatty ile yaptığı telefon görüşmesinde ise Arakçi, İsrail’i Suriye ve Lübnan’da yangını körüklemekle ve Gazze’de “soykırım” uygulamakla suçladı. İran'ın BM Büyükelçisi Emir Said İrevani de İsrail hava saldırılarını uluslararası hukukun alenen ihlali olarak nitelendirdi ve bu saldırıların ABD ve Batı desteğiyle cezasız kaldığını savundu.

İsrail’in “Bölme Planı” Vurgusu

Süveyda’daki kriz, geçtiğimiz ay yaşanan ve İsrail’in İran’a ait hava savunma sistemlerini ve nükleer altyapısını hedef aldığı, ABD hava gücüyle desteklenen doğrudan saldırıların hemen ardından geldi. İran medyasında, İsrail’in Dürzi azınlığı bahane ederek hava saldırılarını meşrulaştırdığı ve ülkeyi parçalamaya yönelik daha geniş bir plan yürüttüğü iddiaları öne çıkıyor.

Tahran’a göre, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, siyasi varlığını sürdürmek amacıyla bölgesel istikrarsızlığı kasten körüklüyor ve İsrail’i sürekli savaş halinde tutan bir strateji izliyor.

Şaraa’ya Tepkiler: “İsrail’le Yakınlaşmanın Bedeli”

İran’da muhafazakâr Kayhan gazetesi, İsrail saldırılarını “bölgesel düzeni değiştirme planının bir parçası” olarak tanımlarken, Şara’yı da küçümseyerek eleştirdi. İran medyasında genellikle savaş dönemindeki ismi “Ebu Muhammed el-Colani” olarak anılan Şara'nın, İsrail'e karşı tek bir kurşun bile sıkmadığı vurgulandı.

Aşırı muhafazakâr Vatan-e Emruz gazetesi ise Şara’nın İsrail’le yakınlaşma çabalarının geri teptiğini yazdı: “Bu saldırılar, verilen tavizlerin karşılığı.” İran Devrim Muhafızları’na yakınlığıyla bilinen Fars Haber Ajansı, Şara’yı “Batı destekli bir proje” olarak tanımlarken, İran yanlısı Filistinli grupların Suriye’den çıkarılmasını ve Golan Tepeleri üzerindeki stratejik tavizleri de ağır biçimde eleştirdi.

İranlı sert yorumculara göre, yeni Suriye yönetiminin politikalarını “kimlik bunalımı” belirliyor. Bazı analizlerde, Dürzi topluluğunun Esad’ın devrilmesine katkı sunduğu, ancak şimdi yeni rejimin mağduru haline geldiği öne sürüldü.

İran İçin Tehdit mi, Fırsat mı?

Devlete yakın İranlı medya organları, bu krizi aynı zamanda Batı destekli rejim değişikliklerinin başarısızlık örneklerinden biri olarak lanse ediyor. Kayhan’daki bir diğer başlık şöyleydi: “Nasıl ki Kaddafi sonrası Libya dış müdahale ve kaosa sahne olduysa, Esad sonrası Suriye de aynı yolda ilerliyor.”

Ancak İran, aynı zamanda bu krizi kendi lehine kullanma fırsatı olarak da görüyor. Şara yönetiminin kontrolü sağlayamaması ve İsrail saldırılarının artması, Tahran’a göre İran’ın bölgede yeniden etkili olabileceği bir dönemin işareti olabilir. İran, şu mesajı veriyor: “Uyardık. Suriye’yi parçalanmaktan yalnızca direniş ekseni kurtarabilirdi.”

Yine de İran için durum tamamen umut verici değil. Tahran, İsrail’in Suriye’nin güneyindeki varlığını doğrudan varoluşsal bir tehdit olarak algılıyor. Bu nedenle direniş çağrıları, Arap dünyasına birlik mesajları ve “yarın geç olmadan harekete geçin” uyarıları artmış durumda.

İran’ın mesajı net: Bu sadece Suriye’nin savaşı değil; İran’ın bölgedeki hayati çıkarlarını koruma mücadelesinin yeni cephesi.