IŞİD, geçen hafta Suriye’nin en önemli antik kentlerinden Palmira’ya girdi. Girdiği topraklardaki tarihi eserleri yerle bir eden IŞİD’in, UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan antik kent Palmira’yı da yok edeceği haberleri tüm dünyaya yayıldı.
Palmira’da, Nimrud’da olduğu gibi arkeolojik eserlerin yok edilmesinden endişe ettiğini belirten Hilgert, kazıların yasadışı yürütülmesinden ve eserlerin yasadışı yollardan satılmasından korktuğunu belirtti. Antik kalıntıların ne durumda olduğuna dair somut bir şey söyleyemediklerini belirten Hilgert, Palmira’daki yağmanın yeni başlamadığını belirtti. Son birkaç yıldır heykel ve mezar kalıntıları ile ilgilenen yağmacıların, kaçakçıların hedefinde olan kentten kaçırılan eserlerin ticaretini yasadışı yollardan yaptığına, bazı eserlerin Türkiye sınırında ortaya çıktığına ve Türk yetkililere teslim edildiğine dair işaretlerin olduğunu belirtti.
Tarihi yapıların veya heykellerin yok edilmesinin bir kimliğin tarihten silinmek istenmesiyle alakalı olduğunu belirten Markus Hilgert şunları söyledi: “Çünkü insani kimlik ve buna bağlı olarak kültürel kimlik bir nesle, bir yaşama ve bir insana bağlı. Örneğin doğuda, hükümdarların icraatlarını yazıtlara geçirip, ebedileştirerek; yüzyıllarca ayakta kalabilecek görkemli yapılar inşa ettirdiğini görüyoruz. Bu bağlamda önemli yapıların, maddi anlamda kültürün yok edilmesi bir kimliğin, insani bir üretimin yok edilmesi anlamına geliyor. Bu tarihte de hep böyle olageldi. Fakat şu anda IŞİD’in propoganda videoları ile birebir tahribata tanıklık ediyoruz. Bu yüzden bu kadar sarsılmış ve etkilenmiş durumdayız.
PALMİRA’nın çok farklı kültürlerin etkilerinin birleştiği bir yer olduğnu belirten Markus Hilgert “Palmira önemli bir vaha kenti, kentten ilk kez bahsedildiği çivi yazısıyla yazılmış tabletlerden edindiğimiz bilgilere göre, M.Ö. 2’inci binyılda bile öyleydi. M.S. ilk yüzyıllarda yapılmış eserlere baktığımızda orada kendine özgü bir kültür dilinin oluştuğunu görüyoruz. Bir tarafta Roma mimarisi, diğer tarafta ise doğrudan Mezopotamya’dan etkiler, hem mimaride hem de dini inanışlarda görülüyor. Bu nedenlerden ötürü Palmira açık fikirlilik, çok kültürlü veya kültürlerarası bir toplum, çok dillilik, yani bugün özellikle yüceltilen ama tabii ki geçmişte de var olan değerlerin bir sembolü gibi. Bu yüzden Palmira’nın yok olması, arkeolojik kültür ürünlerinin kaybından çok daha ötede bir kayıp olur; bu gerçekten de bir kültürün yitirilmesi anlamına gelir, çünkü Palmira, birlikte yaşama kültürünü sembolize eden bir paradigma” dedi.