Duran Kalkan, artık Kürtlerin ve Kürdistan'ın yakasından düş!

Pratik yaşamda, Kürt birliğini zedeleyecek söylemlerle Kürtlerin kazanımlarını hedeflemenin dışında Kurdistan davasına dişe dokunur bir değer katmamış PKK Yürütme Kurulu Üyesi Duran Kalkan, Kürdistan tarihinde yaşanan en büyük ulusal-demokratik olgu olarak Bağımsız Kurdistan Referandumu konusunda da bardağın boş tarafından konuşma alışkanlığından vazgeçmedi.

26.09.2017, Sal - 17:47

Duran Kalkan, artık Kürtlerin ve Kürdistan'ın yakasından düş!
Haberi Paylaş

Medya Haber TV’de yayınlanan ‘Ülkeden’ programının konuğu olan PKK Yürütme Üyesi Duran Kalkan Referandum ile ilgili tutarsız, kendi içinde ve geçmişte dile getirdiği düşüncelerle çelişen değerlendirmelerde bulundu.

\'Nerede kaldı AKP ile KDP\'nin dostluğu?\'

Referandumla birlikte Güney Kürdistan\'ın tehlikelerle yüz yüze kaldığını belirten PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan, Türkiye Meclisi\'nin Güney Kürdistan\'a girmek için tezkere çıkardığını hatırlatarak, şöyle konuştu: \"Tankları sınıra getirmişler, tehdit ediyorlar. Dediğimiz olmazsa Musul-Kerkük’ün yoluna düşeriz diyorlar. Bütün Güneyli aydınlara ve siyasetçilere soruyorum nerede kaldı AKP ile KDP\'nin dostluğu? Kürdistan üzerinde faşist soykırımcı siyaset yürüten güçleri birbiriyle çelişir ve çatışır hale getirmiştik. Şimdi bu referandum onları birleştirdi. Yeniden Kürtlere karşı uzlaşır bir noktaya getirdi. Peki, iyi mi oldu? Buradan daha ileri gider, tehlikeli bir çatışmaya girilirse öyle daha mı iyi olur? \"

\"Gerçek bir demokrasiye ve kardeşleşmeye ihtiyaç var. Sadece Kürtlerin kendi aralarında değil, komşu halklarla da demokratik birliğe ve ortaklaşmaya ihtiyaç var. Böylesi bir zihniyete ve siyasete ihtiyaç var. Yoksa sen komşu halklarla olmazsan sömürgeci devletler bir araya gelir ve seni yok ederler\".

Güneyli aydınlara AKP ile KDP’nin dostluğunun nerede kaldığını sorarken, uluslararası ilişkilerde dostluğun değil menfaatlerin esas alındığından habersiz toy bir politikacı edasıyla yorum yapan Kalkan, uluslararası hukukun bir ülkenin kendisine ait olmayan toprakları işgal etmeye izin vermeyeceğini, Kuveyt’i işgal etmeye çalışan Saddam Hüseyin örneğini unutmuşa benziyor.

Tankların-topların bir sınıra yığılmasının basitliği ile, tankların-topların bir sınırı geçerek bir başka ülkeye saldırmasının zorluğu arasındaki ayrımı farkedemeyecek kadar evrensel güç dengelerini göz ardı eden Kalkan, Türkiye’nin gövde gösterisiyle sonuç almayı amaçladığını ve aslında iç kamuoyunun gazını almayı hedeflediğini bilmiyor olabilir mi?

Kalkan’ın “Faşist soykırımcı siyaset yürüten güçleri birbiriyle çelişir ve çatışır hale getirdik, bu referandumun onları birleştirdiği” tezi ise akıllara ziyan verecek cinsten. 7 Haziran seçimleri öncesinde birbiriyle kanlı bıçaklı olan AKP-MHP ve Ergenekoncu-Ulusalcı kanadın, bugün ittifak halinde bulunmalarının sebebi PKK ve PKK’nin özgür bir siyaset sahnesi bırakmadığı HDP’nin yanlış politik tutum-söylem ve ittifakları ile binlerce Kürt gencinin ucuz bir şekilde ölüme gönderildiği Hendek Savaşları değil midir?

Yoksa Kalkan’ın faşist soykırımcı siyaset yürüten güçler derken kastettiği farklı güçler var ve bu güçler bir yılı aşkın bir süredir ittifak halinde de biz mi bilmiyoruz?

Kendi içerisinde demokrasiyi işletmeyen, Kürt kardeşleriyle kavgacı bir ilişkiyi tercih eden, kendi dışındaki güçlere yaşam şansı tanımayan bir hareketin lider kadrosundan birinin Kurdistan Bölgesi’nde demokratik temayüllere göre oluşan bir referandumu eleştirmeye ne kadar hakkı olabilir?

Kurdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani ve yönetimi, kışkırtıcı yaklaşımlara rağmen her zaman şiddet-savaş karşıtı bir politik anlayışla Kurdistan Bölgesi’ndeki tüm azınlıklara, farklı inanç ve dinlere hoşgörüyle yaklaşarak tüm dünyanın taktirini kazanmayı bildiler. Bugün Kurdistan Bölgesi, mevcut eksiklerine rağmen, demokratik hoşgörüsüyle ve özgürlüklere kucak açmasıyla Ortadoğu’ya yeni bir rol-model olarak sunuluyor.

\'KDP’nin bu referandumda hiçbir rolü yok\'

Kürdistan Ulusal Kongresi toplanıyordu ve Ortadoğu’da örnek bir Kürt demokrasisi oluşacaktı. Demokratik Kürt birliği yaratılıyordu. Onun önü alınıp sabote edildi. Onu engelleyen güçler referandumu ortaya çıkardılar. Bu bir iddia değildir. Yapan kişilerin ismini de verebilirim. Bunun KDP’yle bir alakası yoktur. KDP’nin bu referandumda hiçbir rolü yoktur.

Duran Kalkan, çok değil bir kaç ay önce söylediklerini çürütürcesine tam tersini söyleyerek Kurdistan Demokrat Parti’nin (KDP) referandumda hiç bir rolünün bulunmadığını iddia ediyor. Şayet Duran Kalkan’ın herhangi bir sağlık problemi yoksa, böylesi açık bir çelişkiyi yaşından kaynaklı olarak unutkanlığına yormak gerek. Çünkü geçmiş açıklamalarında KDP’yi Bağımsızlık Referandumu kararını diğer partilere danışmadan bir başına almakla suçlayan bizzat Duran Kalkan’ın kendisi.

20 Haziran 2017 tarihinde News Channel TV’deki ‘Ülkeden’ programında açıklamalarda bulunan Kalkan, Kürdistan’da iki parti hariç tüm partilerin ortak kararıyla 25 Eylül’de bağımsızlık referandumu yapılması kararına ilişkin yaptığı değerlendirmede bunun salt KDP kararı olduğunu savunarak, “KDP kendi başına Kürt gündemi oluşturamaz. Güney Kürdistan’daki durum da yalnız başına Kürt gündemini belirleyemez. Bundan da uzak durulmalı, vazgeçilmeli” demişti.

Kalkan’ın bu konuşmasından bir hafta kadar önce KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Kürdistan Bölgesi’nin bağımsızlık referandumuna dair, \"referandumun demokratik bir hak olduğunu ve buna kimsenin karşı çıkmaması gerektiği\" ifadesinde bulunmasına rağmen Kalkan Referandum kararının alınmasından sonra her fırsatta Referandumu ve Kurdistan Demokrat Parti’yi hedef alan eleştiri ve saldırılarda bulunmayı ihmal etmedi.

Sürekli Referandumu KDP’nin tekelinde olarak eleştiren Kalkan ne oldu da Referandumun gerçekleşmesinin ardından fikir değiştirerek Referandumun KDP’yle bir alakası olmadığı tezine ulaştı?

Kurdistan Bağımsızlık Referandumu’nun gerçekleşmesindeki aslan pay Kurdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani’ye, onun kararlı ve risk alan liderliğine aittir. Onunla birlikte Referandum KDP, YNK ve İslami Birlik partisi yöneticileri ile tüm Kurdistan halkının somut bir kazanımıdır.

Kaldı ki Kurdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani referandum süresi boyunca kendisini ve partisini ön plana çıkarmaktan imtina etmiş, katıldığı mitinglerde, başta KDP bayrağı ile kendisinin resmi olmak üzere, Kurdistan bayrağı dışındaki bayrak ve portrelerin kullanılmaması çağrısında bulunmuştu.

\'Kürt sorunun özgürlükçü ve demokratik çözümünü engellemek istiyorlar\'

Referandumla, özgürlük ve demokrasi mücadelesinin ortaya çıkardığı gelişmeyi, referandumun etkisi altına alarak, referandumdan çıkacak sistemin bir parçası olacak yeni bir sömürgeci sistemin etkisi altına alarak tekrar sorunlu sisteme monte etmek istiyorlar. Böylece Kürt sorunun özgürlükçü ve demokratik çözümünü engellemek istiyorlar.\"

Kalkan’a göre, KURDİSTAN BAĞIMSIZLIK Referandumu PKK’nin kazanımlarını hedefliyor, Kürt sorununun özgürlükçü ve demokratik çözümünü engelliyor ve sömürgeci sistemin etkisi altına girilmesine olanak sağlıyor. PKK kendisini tüm Kürtlerin hamisi olarak gördüğünden, tüm Kürtler adına kararlar almaya yetkili kabul ettiğinden ve tüm Kürtler için en doğru kararları almaya muktedir olarak bildiğinden, kendisi dışındaki tüm gelişmelere dudak bükmeyi ve değersiz görmeyi alışkanlık haline getirmiş.

Duran Kalkan ise sol güçlerin dışındaki tüm güçlerin gelişimini ve kazanımlarını TuKaKa etmeyi kendine bir görev biliyor olmalı ki, Kurdistan tarihine altın harflerle yazılacak tarihi bir gelişmeyi bu kadar değersizleştirmeyi, dış güçlerin veya kimliği meçhul kişilerin organize ettiği bir olgu olarak değerlendirmeyi kendinde hak olarak görebiliyor. Türkiye ile İran Referandumu kendi ülkeleri açısından barındırdığı riskler nedeniyle tehlikeli buldukları için, kendilerince haklı bir gerekçeyle, karşı çıkarken dahi Referandumu değersizleştirecek bir yaklaşım sergilemezken, PKK\'nin lider kadrosundan birinin böylesi yaklaşım sergilemesi kesinlikle sorgulanması gereken bir hezeyan...

Oysa ki, Kurdistan Bağımsızlık Referandumu tarihte ilk kez Kurdistan halkına “Sen kendine ait bir devlet istiyor musun, bağımsızlığını ve özgürlüğünü istiyor musun Ey Kürt?” sorusunun sorulduğu ve özgür iradesiyle cevap vermesinin beklendiği ilk demokratik tercih olarak çoktan tarihin altın sayfaları arasına kazındı bile.

4 bin yılı aşkın Ortadoğu geçmişine sahip bu kadim halk ilk kez kendi özgür iradesiyle bir tercihte bulunuyor ve ne hikmetsez Duran Kalkan bu tercihi Kürt sorununun özgürlükçü ve demokratik çözümüne engel olarak görüyor.

Sayın Kalkan’a sormak gerek: Dün Kurdistan Bölgesi’nde oy kullanan yaklaşık 3,5 milyon müslüman, hristiyan, süryani, ezidi, Kürt, Arap, Türkmen, Ermeni hangi sorunun özgürlükçü ve demokratik çözümü için EVET mührünü bastılar?

Bunca insan kendileri için neyin doğru olduğunu bilemeyecek te bir Duran Kalkan mı onlar için neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bilecek?

Referandum pazarlığa dönüştü

Referandum bir statü belirleme değil, bir pazarlığa dönüştüğünü belirten Kalkan, \"Aslında KDP’nin ekonomik-siyasi kazanç elde etmesine, yeniden seçim yapıp kazanmasına dönüştü. Yeniden iktidarı elde etme durumuna dönüştü. Demokratik bir duruş yok. Meclis işlemiyor, karar almıyor. Ulusal Kongre yok. Kürdistan’ın diğer parçaları işin içinde değil. Yarın bazı güçler çıkıp yeniden bir imha-inkar dayatabilirler. Nitekim İran, Irak, Türkiye birleşerek tehdit etti.\" dedi.

Hadi Kalkan dağ koşullarında belki pek fazla televizyon izleyemiyor da, Qamişlo’da, Mahabad’taki coşkunun farkında değil; hadi Kalkan sosyal medyayı pek fazla takip edecek olanaklara sahip değil de, sosyal medyadaki Kürtlerin büyük coşkusunun farkında değil; hadi Kalkan Kürt değil de, milyonlarca Kürd’ün yaşadığı tarifsiz bir heyecanı ve gururu hissedemiyor diyelim. Peki hemen yanıbaşındaki gerillaların gözlerinin içindeki parıldamayı da mı göremiyor?

Duran Kalkan’ın söylemleri tutarsızlığı ve gerçeklere olan yabancılığı nedeniyle cevap verilmeye değer söylemler olarak görülmeyebilir. Ancak \"Güney Kürdistan Erbil\'den yönetilemez\" sözlerine cevaben Kurdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani’nin Duran Kalkan için \"Bu sesin (Duran Kalkan) çıkmaması için bütün gücünüzle çaba gösterin. Vatana ihanet suçu olan bu görüşlerin önünü kesin. Şerefli Kürdistan halkına da çağrım şudur: Böyle grupların Kürdistan\'da varlık bulmasına izin vermeyin. Vatana ihanet içindeki bu unsurlar iç savaş çıkarmak istiyor. Fitne çıkarmayı amaçlayan bu oluşumlara imkan tanımayın. Kürdistan\'ın savunulması ve halkımızın birliğinin sağlanması için elinizden gelen çabayı gösterin.\" şeklindeki çağrısını hatırladığımızdan sağlıklı düşünme yetisini kaybetmiş izlenimi veren Duran Kalkan’ın sesinin çıkmaması için bütün gücümüzle çaba içine girmeye karar verdik.

Her Kürt, en ufak bir eylemsellik içinde bulunmamasına, pratikte üretecek yeterliliğe sahip olmamasına karşın, söylemleri ve anormal mantalitesi ile Kürt davasına zarar vermekten başka bir işlevi bulunmayan Duran Kalkan türevlerini susmaya zorlamalı ve imkanlarının elinden alınmasına çaba göstermelidir.

Bununla birlikte Duran Kalkan’a verilecek en iyi cevabın Kürdlerin babası Mella Mustafa Barzani\'nin 1974 tarihinde Kürd halkına verdiği kutsal mesajdan öte bir şey olmadığı notunu da düşmek gerek:

\'\'Allah şahittir savaşı istemiyorum. Çünkü savaş bir sorunu halletmenin en kötü yoludur. Ancak, Baas Partisi bize başka bir yol bırakmadı. Onların bize getirdiği önerinin onların lehine Kerkük\'ten ve başka bölgelerden ödün vermemizden başka bir anlamı yoktur. Bu ise imkansızdır. Bu uğurda her şeye hazırız, hepimizin öldürülmesine karar verilse bile. Çünkü ben, Kürtlerin kabrime gelip tükürerek; Niçin Kerkük\'ü sattın demelerinden korkuyorum.\'\'

Bu sözlerin sahibinin oğlu, babasının kendisine vasiyet ettiği üzere ileride Kürt gençlerinin kabrine gelip tükürmemesi, niçin eline fırsat geçmişken, tüm şartlar olgunlaşmışken Kurdistan’ın bağımsızlığı için çalışmadın, niçin Kerkük’ü Kurdistan’a katmadın demelerinden korktuğu için Bağımsız Kurdistan Referandumu’nu gerçekleştirdi. Bu referandum, öncelikli olarak Duran Kalkan gibi ağaç kurtlarına (Kurmê Darê) karşı kazanılmış bir zaferdir.

Dilovan Kurtay
Bu haber toplam: 41826 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:16:00:58
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x