Ankara’nın Rojava topraklarına saldırı hazırlığı yaptığını belirten Rus tarihçi Stanislav İvanov, “Erdoğan’ın tek amacı Suriye-Türkiye sınırında güvenlik bölgesi oluşturmak değil. Aynı zamanda Türk kamplarında kalan yaklaşık 4 milyon Suriyeli mülteciyi buraya yerleştirmek niyetinde” diye yazdı
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rojava’ya yönelik tehditleri devam ediyor. Erdoğan, ekonomik kriz ve toplumsal gerginliği görünmez kılmak için savaş dilini bir araç olarak kullandığını ileri süren tarihçi ve akademisyen Stanislav İvanov, Soçi’de Rus ve Türk yetkililer arasında anlaşma yapıldığını iddia ediyor. 4 milyon Suriyeli mülteci üzerinden bazı hesaplar yapıldığını belirten İvanov, 2022 yılında seçim olabileceğini ima ediyor.
‘Erdoğan yeniden blöf yapıyor ve Suriye Kürtlerini tehdit ediyor’
Rus tarihçi ve akademisyen Stanislav İvanov, argumenti.ru adlı sitede yayınlanan “Erdoğan yeniden blöf yapıyor ve Suriye Kürtlerini tehdit ediyor” başlıklı makalesinde, Ankara’nın Suriye politikası üzerine dikkate değer analizlerde bulunuyor. Erdoğan’ın Türkiye’de devam eden ekonomik krizin ve toplumsal gerginliğin seçmen üzerinde yarattığı algıyı değiştirmek istediğini belirten tarihçi İvanov, bu yüzden dış politikada agresif bir söylem ve eylem geliştirdiğini ileri sürüyor. İvanov’a göre Erdoğan yönetimi, iktidarını kaybetme korkusu yaşıyor ve 2022’de seçime gitmek istiyor. Erdoğan’ın Kırım ve büyükelçiler konusundaki söylemlerini değerlendiren akademisyen Stanislav İvanov, Krilov masallarındaki “süs köpeği ve fil” anaforu üzerinden ağır eleştirilerde bulunuyor. Erdoğan’ın taktiğini şöyle yorumluyor: “Blöfçü poker oyuncusunun bu söylemlerinin ardından beklendiği gibi herhangi bir adım gelmedi. Milliyetçi ve İslamcı çevrelerde Erdoğan’ın sözleri büyük bir memnuniyetle karşılandı.”
Erdoğan’ın Soçi’de Putin’i ikna ettiğini, bu şekilde İdlib’te Suriye askerinin ve İran’ın paralı askerinin saldırılarını durdurduğunu iddia eden İvanov, taraflar arasında insani felaket ve göçmen akını gibi argümanların konu edildiğini yazıyor. Erdoğan’ın İdlib’i kontrol altında tutup Kürtlere karşı saldırıyı yeniden gündeme getirdiğini ve Kürtleri kamuoyunda “yosunlu öcü” olarak gösterdiğini belirten Stanislav İvanov, şu değerlendirmede bulunuyor: “Güya Suriye Kürtleri, Rojava adlı özerk bir yapıyla Ankara’ya karşı tehlike arz ediyormuş. Güya Rojava, Suriye ve Türkiye’deki Kürt özgürlük hareketinin üssü olabilirmiş. Yeni yetme Türk padişahı Erdoğan’ın Kürt sorunu konusundaki bu abartılı ve aldatıcı icatları, birçok siyasetçi ve uzman açısından düzeysizdir. PKK birkaç yıldır Türkiye’de herhangi bir eylem gerçekleştirmiyor. Öcalan ise ömür boyu hapiste… Rojava özerk bölgesinin kuruluşundan bu yana Kürt milisler bir kez olsun Suriye-Türkiye sınırını ihlal etmediler, bir kez olsun Türk askerine ateş etmediler.” Kürtlerin IŞİD’e karşı kararlı bir mukavemet gösterdiklerini, cihatçı çeteleri başarılı bir şekilde yok ettiklerini ve Rakka’yı kontrol altına aldıklarını ifade eden Rus tarihçi, Türk yetkililerin ve iş çevresinin bu dönemde aksine IŞİD’lilerle yakın bir bağ geliştirdiklerini, birlikte ticaret yaptıklarını, cihatçılara silah ve askeri mühimmat sattıklarını, yaralı cihatçıların Türkiye hastanelerinde tedavi edildiğini ve Türkiye’nin DAİŞ’e katılan on binlerce gönüllü kişinin geçtiği bir koridora çevrildiğini ileri sürüyor.
Askeri hareketlilik
Son günlerde Suriye'nin kuzeyinde yoğun bir askeri hareketlilik olduğunu, Türk SİHA’larının uçtuğunu, zırhlı araçların bölgeye takviye edildiğini dile getiren Stanislav İvanov, şu tespitlerde bulunuyor: “Saldırının gerçekleşeceği kentler arasında Suriye’nin kuzeyinde yer alan Menbic, Til Temir (Girê Xurma), Til Abyad (Girê Sipî), Ayn İsa (Bozanê) ve Til Rıfat geliyor. Suriyeli muhalifler, harpte harcanan erler (puşeçnoye myaso) olarak cepheye sürülecek, asıl kayıpları yine onlar verecek. Türk askeri her zamanki gibi arka plânda olacak, onları tank, top ve hava saldırısıyla destekleyecek… Erdoğan’ın tek amacı Suriye-Türkiye sınırında güvenlik bölgesi oluşturmak değil. Aynı zamanda Türk kamplarında kalan yaklaşık 4 milyon Suriyeli mülteciyi buraya yerleştirmek niyetinde. Yaptığı hesaba göre ülke içindeki zor durum bu şekilde hafifletilecek, partisine ve kendisine prestij ve popülarite kazandıracak.”