Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Türkiye'nin ekonomik ve siyasi bir kuşatma altına alınmaya çalışıldığını belirterek, "Bu yeni bir şey değil. Bu kuşatma Sevr'den beri var. Unutulmamalıdır ki verilecek her taviz ardından daha büyük bir tavizi getirecektir. Türkiye bu noktada direnmelidir ve asla tehditlere boyun eğmemelidir" dedi.
Karamollaoğlu partisinin genel merkezinde gündeme dair açıklamalarda bulundu. Geçen hafta içinde Ordu'da yaşanan sel felaketiyle ilgili konuşan Karamollaoğlu, ''Ordu ilimizde büyük bir sel felaketi yaşandı. Bir vatandaşımız hayatını kaybetti. Kendisine Allah'tan rahmet diliyor, sel felaketi nedeniyle mağdur olan vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum. Maalesef her sel felaketi, ardında bir trajedi bırakmaya başladı. Yıkılan köprüler, çöken yollar, dere yataklarına yapılan binalar... Plansız yapılaşmanın, her şeyi bina ve beton olarak görmenin faydası yok. Unutmayın; ekonomiyi bozarsanız bunu düzeltmek mümkündür ama ekolojiyi bozarsanız bir daha geri dönüşü olmaz. Bu felaketlerden ders almalıyız" ifadelerini kullandı.
'Türkiye'nin Üreten Yatırımlara İhtiyacı Var'
Son günlerde ABD ile Türkiye arasında yaşanan gerilim ve doların artışını değerlendiren Karamollaoğlu şöyle konuştu:
Ekonomideki çöküşü, sadece 'ABD krizi' ile 'dış güçlerin operasyonu' ile açıklamak da gerçekleri görmemektir. Biz defaatle söyledik, söylemeye de devam ediyoruz. Deniz bitti. Bir an önce yatırım ekonomisine geçmezsek, israftan bütünüyle vazgeçmezsek, Türkiye içine girdiği bu girdaptan kurtulamaz. Bu mantıkla gidilirse dolar 7 lira da olur, 8 lira da olur, 10 lira da olur. Türkiye sanayiden ekonomiye, eğitimden yatırıma, topyekûn yeniden bir planlama ve yapılanma dönemine geçmelidir. Günü kurtarmaya yönelik popülist politikalar ülkeyi daha büyük sıkıntılara sürüklemekten başka sonuç vermez. Bir an evvel üretken olmayan, gösterişe yönelik, sadece arazi rantını artıracak yatırımlardan vazgeçilmeli, israfın her türlüsüne son verilmelidir. Türkiye’nin çılgın projelere değil, üreten yatırımlara ihtiyacı var.
'Türkiye Asla Tehditlere Boyun Eğmemelidir'
Karamollaoğlu, Türkiye ve ABD arasında rahip Andrew Craig Brunson nedeniyle yaşanan gerilime ilişkin de şunları kaydetti:
'Elbette Türkiye'nin ekonomik ve siyasi bir kuşatma altına alınmaya çalışıldığı da doğrudur. Ancak bu yeni bir şey değil. Bu kuşatma Sevr'den beri var. Hatta Haçlı Seferleri'nden bu yana var. Çünkü bu topraklar ırkçı emperyalizmin ve büyük İsrail projesinin hedefindedir. Biz biliyoruz ki rahip Brunson krizi de bu projenin parçalarından birisidir. Bu kriz bahane edilerek Türkiye dış politikada birtakım önemli tavizlere zorlanmaktadır. Unutulmamalıdır ki verilecek her taviz ardından daha büyük bir tavizi getirecektir. Türkiye bu noktada direnmelidir ve asla tehditlere boyun eğmemelidir.
'Acil Kriz Toplantısı' Çağrısı
Türkiye'nin tarihi bir dönemeçten geçtiğini dile getiren Karamollaoğlu sözlerini şöyle tamamladı:
İçeride toplumsal mutabakatı sağlamadan ekonomide istikrarı sağlayamayız. Çünkü birliğin olmadığı yerde huzur ve güven olmaz. Huzur ve güvenin olmadığı yerde üretim olmaz. Üretimin olmadığı yerde de kalkınma olmaz. Buradan Sayın Cumhurbaşkanına sesleniyoruz. Türkiye'deki bütün siyasi parti genel başkanlarının bir araya geldiği, bir 'acil kriz toplantısı' düzenlenmelidir. İçinde bulunduğumuz krizi aşmanın ilk şartı, toplumsal uzlaşı ve mutabakat ortamının sağlanmasıdır.