Kürdistan Bölgesinde bağımsızlık referandumunun yapılacağı 25 Eylül yaklaşırken, bağımsızlığı oylamak için sandık başına gidecek olan Kürtler kadar Türkiye’deki Kürtler de konuyu tartışıyor.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan Diyarbakır’ın Yenişehir İlçesindeki esnaflardan Fesih Kanan; “Eğer Kürt halkı denilen biri varsa, bir dili varsa, referanduma destek vermelidir. Bir Kürt olarak Kürt devleti olursa seviniriz. Neden olmasın?” diyor.
Yine kentte esnaflık yapan Şehmuz Halis de referandumun Kürtler için hak olduğunu belirterek, ”Kürtler için en doğal haktır referandum ve geç kalınmış bir haktır. ‘Evet’ çıkmasını Türkiye Kürtleri olarak çok istiyoruz” dedi.
Kentin büyük çoğunluğu referandumu desteklese de, hayır diyenler de var. İsimlerini söylemek istemeyen bazı vatandaşlar, referanduma, zamansız buldukları ve parlamentonun kapalı olması nedeniyle karşı olduklarını söylüyor.
Bu arada, Azadi Hareketi, Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK), Kuzey Kürdistan Demokratik Partisi (PDK-Bakur),Türkiye-Kürdistan Demokratik Parti (PDK-T), Özgürlük ve Sosyalizm Partisi (ÖSP) ile Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) ve 7 bağımsız kişinin oluşturduğu ‘Bağımsızlık Referandumunu Destekleme İnisiyatifi’ de çalışmalarına Türkiye’nin değişik illerinde devam ediyor.
Bazı illerde konferansları yasaklanan inisiyatifin üyelerinden Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) üyesi Vahit Aba, kurulacak bir Kürt devletinin bölgeye örnek olacağını söyledi. Amerika’nın Sesi’ne konuşan Aba, ”Burada oluşacak bir yapı bölge ülkeleri için de bir örnek teşkil edecektir. Şu anda bile beş resmi dili olan, her dini azınlığın diyanette temsil edildiği bir yer. Bu ülkenin bağımsız olması çevresini de etkileyecektir, çevresinde de demokrasi istemleri dile getirilecektir,oradaki demokratik oluşum bütün çevre devletlerini de demokratikleşmeye itecektir. Başta cumhurbaşkanı ve AKP’den de randevu istedik. Onlarla da iletişime geçmek istedik ama ne yazık ki hükümet kanadından hiçbir yanıt alamadık. Ama ana muhalefetle görüştük. Onlara düşüncelerimizi ilettik, onlar bizi dinlediler, kendi düşüncelerini ilettiler. Dışarıdan görüldüğü gibi değil hiçbir şekilde. Hükümet özellikle bu çalışmaların uzağında kalmak istedi, bulaşmak istemedi. Cumhurbaşkanlığı’ndan da yanıt gelmedi. AKP’nin hiçbir birimi görüşme kabul etmedi. Referanduma kadar bu çalışmalar devam edecek. Bizim çalışmalarımız 24 Eylül’e kadar sürecektir” dedi.
İnisiyatifin diğer üyelerinden Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK)’nden Hasan Dağtekin ise amaçlarının Türkiye’deki algıyı değiştirmek olduğunu söyledi. Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Dağtekin, “Broşür bastık ve yaygınca dağıttık, Türkçe, Kürtçe ve Zazaca. Bunun dışında, bir bildirge yayınladık.
Dünya kamuoyunu ve Kürtleri buraya destek olmaya çağırdık. Uluslararası kurumları gözlemci göndermeye çağırdık. Bunun bir hak olduğunu söyledik. Yalnız bunları yapmadık;Kürt milletvekillerinin tümüne birer mektup yazdık destek olmaları için. Hangi partiden olursa olsun, bütün Kürt milletvekillerine mektup yazdık. Bunun dışında Ankara’da bilhassa mevcut siyasi partilerin bir kısmı ve sivil toplum örgütleri ile görüştük. CHP ile bir görüşmemiz oldu. İHD, Tabipler Birliği gibi kurumlarla görüştük. Onlara da dilimiz döndüğünce Kürdistan’da yapılan referandumun bir hak olduğunu anlattık. Buna karşı çıkmamaları gerektiğini söyledik, bir halkın iradesinin öğrenilmek istendiğini söyledik, bunun desteklenmesi gerektiğini dile getirdik. Amacımız da Türkiye kamuoyunu buna hazırlamaktı. Karşı duracak bir noktada bulundurmamaya yönelikti. AK Parti ve HDP’den de randevu istedik ancak HDP o dönem başka eylemleri olduğu için görüşemedi. AK Parti’dense şu ana kadar herhangi bir cevap alamadık. Çalışmalarımızı sürdüreceğiz ayın 23’üne kadar. IKBY bölgesinde bütün çevrelerde, şahsiyet olsun, siyasi çevreler olsun, karşıtlık yok tam aksine destek var. Bu olumlu bir dönüş bizim için. Bu noktada hemen hemen bütün siyasi hareketlerin buna yönelik destekleri uzun vadede olumludur. Türkiye için söylersek aslında bizim için en önemli olan buydu. Türkiye’yi karşıt bir konumdan uzak tutmaya çalıştık bir amacımız oydu.Görüştüğümüz bütün kurumların olumsuz tepkisiyle karşılaşmadık. Hükümet kanadını bilmiyoruz çünkü görüşmemiz olmadı. Ama umut ediyoruz onlar da İran’la bu konuda uzlaşarak karşı tutum konumuna girmezler” diye konuştu.
İnisiyatif, Türkiye’deki çalışmalarını tamamladıktan sonra 24 Eylül’de Erbil’de bir miting düzenlemeye hazırlanıyor.
Bu arada referanduma bir destek te HDP’den geldi. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, cezaevinden gönderdiği mesajda, ‘sonuç ne olursa olsun kardeşlerimizin yanındayız’ dedi.
Ancak Kürtler’in yerel yönetimlerdeki siyasetçilerinin örgütlendiği Demokratik Bölgeler Partisi, tam tersi bir tavır aldı. Parti meclisi toplantısı sonrasında yapılan açıklamada, ” 25 Eylül’de Güney Kürdistan\'da yapılması planlanan referandumu, Kürtler’in özgürlük ve statü talebini küçük bir ulus devletçikle boğma çabası olarak görüyoruz. Ortadoğu’da sorunların çözümü özellikle yüz yıllardan beri devam eden Kürt sorununun çözümü, miladı dolmuş ulus devletler kurarak değil halkların ortak iradesine dayalı demokratik ulus paradigmasına dayalı çözüm yöntemleriyle ancak mümkün olabilir” denildi.