Uluslararası Kriz Grubu, IŞİD’in Irak ve Suriye’de yeniden ortaya çıkma olasılığının yüksek olduğunu bildirdi. Kriz grubunun son raporuna göre IŞİD, Irak ve Suriye’de geriledi ancak tamamen ortadan kaldırılmadı ve bölgede yaşanan bazı gelişmeler, örgütün tekrar canlanmasına ön ayak olabilir.
IŞİD’in yeniden örgütlenmesi olasılığını inceleyen raporda, Türkiye’nin Rojava'daki müdahalesinin yanı sıra Irak’taki istikrarsızlıklar ve Amerika’yla İran arasındaki gerginliklerin bölge çapına yayılma olasılıkları da ele alınıyor.
Uluslararası Kriz Grubu’na göre Iraklılar, Suriyeliler ve uluslararası ortakları, IŞİD’in bölgesel yapılanmasını ortadan kaldırmak için çok ağır bedeller ödedi. Ancak örgütün kalıntıları, bir direniş niteliğinde olsa bile Iraklıları ve Suriyelileri tehdit etmeyi sürdürüyor. İsyancıların yeniden örgütlenmesi durumundaysa bu, küresel terör tehdidinin yeniden canlanması anlamına gelebilir.
Rapor, IŞİD’i zayıf tutmanın şartlarından birinin, Irak ya da Suriye’de örgütle mücadele çabalarını aksatacak nitelikteki yeni çatışmaların önlenmesi olduğunun altını çiziyor. Türkiye’nin Rojava'ya yönelik müdahalesi, bunun en yakın örneği. Suriye ve Iraklılar’ın IŞİD direnişçilerinin peşinden gitmesi ve bölgeye istikrar kazandırması için sükunete ihtiyaç olduğu da raporun ayrıntıları arasında.
“IŞİD Irak ya da Suriye’de hala zayıf ve sınırlı”
Uluslararası Kriz Grubu’na göre IŞİD, her iki ülkede de öldürücü güçte bir direniş gösterse de bunlar, eski faaliyetlerine kıyasla daha zayıf ve coğrafi olarak daha sınırlı. Özellikle Irak’taki bölgesel şartlar, örgütün canlanmasını engelliyor. Ancak hem Irak hem de Suriye’de en son Türkiye’nin Rojava'da yürüttüğü operasyon gibi dış tehditler ve iç tehlikeler nedeniyle istikrarın bozulması riski söz konusu.
İç istikrarsızlıkların ya da dış şokların gerek Suriye gerekse Irak’taki IŞİD’le mücadele çabalarını sekteye uğratması durumunda örgüt, yeniden ortaya çıkma girişiminde bulunabilir. IŞİD’in yeniden örgütlenmesini önlemek içinse örgütle mücadele eden yerel ve uluslararası güçlerin, farklılıkları ne olursa olsun birbirleri arasındaki yeni çatışmaları engellemeleri gerekiyor.
“IŞİD Irak’taki üstünlüğünü 2017’de Suriye’de 2019 başında yitirdi”
Uluslararası Kriz Grubu, IŞİD’in 2015’te zirvede olduğu dönemden bu yana güç kaybettiğini vurguluyor. Yerel ve uluslararası işbirliği sonucu Irak’ta 2017’de, Suriye’de de 2019 başında elinde tuttuğu son toprakları da kaybetti. Örgüt, her iki ülkede de yarı konvansiyonel savaş taktiklerini bırakıp “vur-kaç” direniş taktiğini benimsemeye başladı.
Rapora göre örgüt Irak’ta çoğunlukla küçük ve özerk gerilla birimleri şeklinde, ülkenin dağlık alanları ya da çöl bölgeleri gibi yaşama elverişsiz kısımlarına yayılmış biçimde faaliyet gösteriyor. IŞİD militanları bu sığınak noktalarından çıkıp kırsal kesimlerde adam kaçırma, gasp ve cinayet gibi suçlar işliyor. Örgütün şimdilik büyük kentlerden uzak durduğu gözleniyor.
“Irak’ta yaşanan değişim IŞİD’in canlanmasını önlüyor”
Rapora göre IŞİD’in Irak’ta büyük çıkar sağladığı mezhepsel çatışmalar, büyük ölçüde azaldı. Sünni Araplar’ın çoğu, hem IŞİD’in acımasızlığı hem de örgütün bölgeden sürülmesi için yürütülen askeri operasyonların travmasını yaşadığı için artık örgütle ilgili daha fazla sorun yaşamak istemiyor. Iraklı güvenlik güçleriyse sivri uçlarını törpülemeyi ve Sünnilerle daha işlevsel bir ilişki kurmayı başardı.
Ancak bu olumlu gelişmelere rağmen bazı tehditler de hala gündemde. IŞİD’in izlerinin bulunduğu merkezden uzak noktalarda güvenliği sağlamak, kolay olmayacak. Hükümetin savaşta tahrip olan bölgelerde ekonomiyi yeniden kurmaya henüz başlamamış olması, bölgeden kaçanların geri gelmesini engelliyor. Öte yandan sosyal yaraları sarmak da zaman alıyor. IŞİD militanlarıyla akrabalık bağları olan, memleketlerinden sürülen “IŞİD aileleri,” utanç içinde yaşamaya mahkum edilen bir alt sınıf oluşturuyor.
“Suriye’de IŞİD üzerindeki baskılar kalkabilir”
Rapora göre Türkiye ve Suriye Demokratik Güçleri (DSG) arasındaki çatışmalar, Suriye’deki son toprak parçasını Mayıs ayında kaybeden ancak hala bir direniş olarak varlığını sürdüren IŞİD üzerindeki baskıları kaldırabilir. Ancak Suriye Demokratik Güçleri , Türkiye’nin saldırması durumunda kaynaklarını IŞİD’le mücadeleden Suriye’nin kuzeydoğu sınırına kaydırmak zorunda kalacağını kaydetmişti. Bu durum, IŞİD’in en aktif olduğu güney bölgeler, örgüt militanlarının tutulduğu hapishane ve kamplar açısından bir felaket anlamına gelebilir.
Ancak IŞİD hem Irak hem de Suriye’de varlığını sürdürse bile çok sayıda düşmanı, örgütü kontrol altına almayı başarabilir. Bunun içinse her iki ülkenin de IŞİD’le mücadele çabalarını engelleyecek dış şoklardan korunması gerekiyor.
“Amerika ve müttefikleri Türkiye’yi ikna etmeli”
Rapora göre Amerika ve müttefikleri, Rojava'daki harekata son vermesi için Türkiye’yi ikna etmeli. Türkiye’nin uluslararası siyasi arenadaki konumuna ve iç güvenliğine zarar verebilecek işgali durdurması, Türkiye’nin güvenlikle ilgili kaygılarının ele alınması amacıyla geçici bir anlaşma yapılması için zaman kazandırabilir. Bunun başarısız olması durumunda bir diğer seçenek, Rusya’nın arabuluculuğuyla Suriye Demokratik Güçleri’nin doğrudan Suriye rejimiyle bir anlaşma müzakere etmesi. Rapora göre yabancı hükümetlerse kuzeydoğudaki kamplarda tutulan sivil vatandaşlarını mümkün olabildiğince geri almalı.