Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ”Kısa bir süre önce Türk mevkidaşım ve Suriye’nin yeni dışişleri bakanıyla konuştum. Her iki tarafın da süreci yeniden başlatılacağını düşündüğüm bazı fikirleri var” açıklamasında bulundu…
Rojava Kürtleri için ‘‘Suriye devleti çerçevesinde yaşamaktan başka çareleri olmadığını anlamalıdırlar’‘ ifadelerini kullanan Lavrov, Birleşmiş Milletler (BM) binasında düzenlediği basın toplantısında, Rûdaw muhabiri Sinan Tunçdemir’in Türkiye ve Suriye ilişkilerinin normalleşmesi, Nasrallah’ın ölümü ardından savaşın bölgesel düzeye ulaşmasının önlenmesinde Rusya’nın rolü ve ilişkilerin normalleşmesi halinde Rojava’daki Kürtlerin durumunun ne olacağına ilişkin sorularını yanıtladı.
Nasrallah’ın ölüm ardından savaşın Suriye ve Irak’a sıçramaması için Rusya’nın nasıl bir rol oynayabileceğine ilişkin soruya Lavrov, “Güvenlik Konseyi’nin iradesini göstermesini ve görevini yerine getirmesini istediğimizi yineliyorum, çünkü Güvenlik Konseyi, kararlarını uygulamayanları etkilemek için gerekli araçlara sahip” şeklinde yanıt verdi.
Amerikalıların İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes görüşmelerinden endişe duyduğunu savunan Lavrov, “Karar tasarılarını engelliyorlar. Önerdikleri karar taslağı yanıltıcıydı çünkü İsrail’in uygulayacağını söylediler ama yalan çıktı. Biz bunu bekliyorduk ama tarafsız kaldık, oy vermedik, veto da etmedik çünkü müttefiklerimiz bizden bir şans vermemizi istedi ” dedi.
Lavrov sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çatışmanın diğer ülkelere yayılmasını önlemek konusunda da elimizden geleni yapacağız. Meşru Suriye hükümetinin talebi üzerine ülkedeki rolümüzü sürdüreceğiz, güvenliğinin korunmasına yardımcı olacağız ve görevlerimizi sürdüreceğiz. Ancak benim anladığım kadarıyla bazı taraflar İran’ı eninde sonunda ABD’nin sonu getirmesi ve bölge genelinde küresel bir savaş başlatmaya teşvik etmek istiyor.”
Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesi
Suriye-Türkiye arasındaki normalleşmesine ilişkin ise Rusya Dışişleri Bakanı şu değerlendirmede bulundu:
“Elbette geçtiğimiz yıl Suriye ile Türkiye arasındaki ilişkilerin normalleşmesi konusunda bir dizi toplantılar yaptık. Rusya, İran ve Suriye’den askeri yetkililer ve dışişleri bakanları Astana benzeri görüşmelerde bulundu. Suriye Arap Cumhuriyeti müzakerelere doğrudan müdahil oldu. Bunlar olumlu toplantılardı. Geçtiğimiz günlerde Türk mevkidaşımla konuştum, Suriye Cumhuriyeti’nin yeni Dışişleri Bakanı ile de konuştum. Her iki tarafın da süreci yeniden başlatacağını düşündüğüm bazı fikirleri var.”
“Müzakerelerin en önemli bir başlığı Kürt sorunu”
“Şüphesiz Kürt sorunu diğer konuların yanı sıra müzakerelerin önemli bir başlığı” diyen Lavrov Rojava’daki Kürtlere ilişkin ise şu değerlendirmede bulundu:
“Elbette müzakerelerde terör tehdidi ve sınır güvenliğine ilişkin diğer konuların yanı sıra Kürt meselesi de ele alınacak. 1980’lerde Adana anlaşması vardı ama artık yürürlükte değil ama anlaşmada Suriye ve Türkiye’nin sınır güvenliğinin sağlanması ve terör örgütleriyle mücadele konusunda birlikte çalışması yönünde bazı ilkeler var. Bu ilkeler uygulanabilir ama elbette günümüz koşullarına uyarlanmaları gerekir.
“ABD, Suriye ve Türkiye’nin çıkarlarını görmezden gelmeye devam ediyor”
Bir diğer sorun ise; ABD’nin Suriye ve Türkiye’nin çıkarlarını görmezden gelmeye devam etmesidir. ABD, yasadışı bir şekilde Suriye Arap Cumhuriyeti topraklarında kalıyor ve Fırat Nehri’nin doğu yakasında, Suriye petrolünü çıkardıkları, Suriye buğdayını ve tahılını alıp sattıkları ve parayı kendilerine aldıkları bir yarı devlet kurdu.
“Kürtler, Suriye devleti çerçevesinde yaşamaktan başka çareleri olmadığını anlamalıdır”
Kürt örgütleri kendilerini terör gruplarından ayırmalı ve sonunda Suriye devleti çerçevesinde yaşamaktan başka çareleri olmadığını anlamalıdır. Bazı aşamalarda arabuluculuk yapmaya istekliydik. Liderlerini tanıyoruz, onlar da bizim pozisyonumuzun ne olduğunu biliyorlar. Onlara yardım etmek için bize geldiler. Başkan Trump, ABD askerlerini Suriye’den çekeceğini açıkladığında Kürt temsilciler hemen yanımıza geldiler. Birkaç gün sonra Amerikalılar fikirlerini değiştirdiklerini ve geri çekilmeyeceklerini açıkladılar. Bu kısa görüşlü bir tutumdu. Bu, Kürtlerin geleceğine dair uzun vadeli bir vizyon içeren bir pozisyon değil. Şam’la müzakere etmeliler. Bildiğim kadarıyla Türk komşuları yardım eli uzatmaya hazır.”