Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Sputnik’e verdiği röportajda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Lavrov, \"ABD’nin kendini insanlığın geleceğini belirleyen ülke olarak konumlandırma çabaları iyi sonuçlanmayacak\" dedi ve \"ABD Ortadoğu\'da tehlikeli bir oyun oynuyor\" açıklamasında bulundu.
Rojava Özerk Yönetimi ile ABD merkezli Delta Crescent Energy şirketi arasında imzalanan petrol anlaşmasını birkez daha hedef alan Lavrov anlaşmanın uluslararası hukuk ilkelerinin ağır ihlali olduğunu öne sürerek şunları kaydetti:
“Suriye’nin doğusundaki bu yasadışı ABD grubunun Kürt yöneticileriyle imzaladığı ve Amerikan petrol şirketine bağımsız Suriye topraklarında petrol üretme izni veren anlaşma, akla gelebilecek tüm uluslararası hukuk ilkelerinin ağır ihlali. Dolayısıyla Suriye’de pek çok sorun var, yeterince var. Bununla birlikte, durum birkaç yıl öncesine kıyasla önemli ölçüde istikrar kazandı ve Astana formatının faaliyeti, hayata geçirilen girişimlerimiz elbette bu süreçte belirleyici rol oynadı.
Şimdi gündemde, acil insani sorunların çözümü ve savaşın yıktığı ekonominin onarımı konuları yer alıyor. Bu yönlerde başta Çin, İran, Hindistan, Arap ülkeleri olmak üzere diğer ülkelerle aktif olarak diyalog içindeyiz. Öncelikli adım olarak, Suriye’ye insani yardımı seferber etmeyi amaçlayan faaliyetlere BM kuruluşlarını ve sistemlerini dahil etmenin önemli olduğunu düşünüyoruz. Bir sonraki aşamada da, savaşın tahrip ettiği ekonomi ve altyapıyı yeniden inşa etmek için uluslararası yardımı seferber etmek. Çok iş var ama en azından hangi yönde hareket etmemiz gerektiği açık.”
Rojava Özerk Yönetimi ile ABD merkezli Delta Crescent Energy, Rojava ve Fırat’ın doğusundaki petrol sahalarını modernize etme ve petrol üretimini artırmak için anlaşma imzalamıştı.
Suriye Dışişleri Bakanlığı, imzalanan petrol anlaşmasını, “tam teşekküllü nitelikli bir hırsızlık” şeklinde nitelendirerek, geçersiz olduğunu savunmuştu.
Konuya ilişkin Suriye resmi ajansı SANA’ya konuşan Suriye Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı’ndan resmi bir yetkili, anlaşmayı sert bir dille kınayarak, “batıl ve geçersiz saydıklarını, yasal hiçbir dayanağının olmadığını” belirtmiş ve şunları ifade etmişti:
“Suriye’nin egemenliğine yönelik bir saldırı, devletin terörizmin tahrip ettiklerini yeniden inşa etme çabalarını engelleme ve ABD’nin Şam yönetimine düşmanca yaklaşımının devamı. Amerikan işgalinin elinde ucuz bir kukla olmayı kabul eden bu işbirlikçi milislerin rolü ve modelini temsil eden bu gibi sinsi ve aşağılık eylemlerinden dolayı uyarıyoruz. Bu kiralık milislerin Amerikan işgalinin eninde sonunda zevale ereceği idrakinde olması gerekiyor. Kendilerinin de Suriye devleti tarafından tıpkı diğer terörist örgütler gibi hezimete uğrayacağını unutmamalıdır.”
Öte yandan Türkiye Dışişleri Bakanlığı, anlaşmaya tepki göstererek, “Suriye\'nin doğal kaynakları Suriye halkına aittir. ABD\'nin uluslararası hukuku hiçe sayan, Suriye\'nin toprak bütünlüğüne, birliğine ve egemenliğine kasteden ve terörizmin finansmanı kapsamına giren bu adıma destek vermesini esefle karşılıyoruz. Hiçbir meşru saikle gerekçelendirilemeyecek olan bu tasarruf asla kabul edilemez” ifadelerine yer verilmişti.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık da, Rojava’da ABD’li petrol şirket ile Rojava Özerk Yönetimi arasında imzalanan anlaşmaya ilişkin değerlendirmede bulunarak, “Suriye uluslararası alanda kabul edilen bir devlet. Bu yüzden Suriye\'nin yer altında, yer üstünde bulunan tüm kaynakları halka aittir, birilerinin değildir. Yani kimse bunları mülkü yapamaz” diyerek açıklama yapmıştı.