Tarhan Erdem’in Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüttüğü Türkiye’nin saygın araştırma kuruluşlarından biri olan KONDA Araştırma şirketi tarafından, 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarına ilişkin kapsamlı bir rapor yayımlandı. Raporda seçim sonuçları, KONDA’nın düzenli olarak gerçekleştirdiği “barometre” anketlerinin sonuçlarıyla da karşılaştırılarak analiz edildi.
\"CHP’nin HDP’ye kaybettiği oyun iki katı kadarını MHP’ye kaybetmiş olması da kayda değer diğer bir gözlemimiz,\" görüşü dile getirilen KONDA raporunda HDP\'nin başarısındaki iki temel etmenin \"AKP’den kayan oylar ve önceki seçimde oy vermemiş olan seçmenin oyları,\" olduğu vurgulandı.
Konda tarafından yayınlanan 7 Haziran - Sandık ve Seçmen Analizi başlıklı rapordan öne çıkan bazı başlıklar şöyle:
\'Emanet oy\' iddiası dayanaksız
- 2015 seçimlerine kadar CHP’nin ve MHP’nin oy artışı genel olarak ilk üç partinin arasındaki alışverişten değil, küçük partilerin oylarının erimesinden kaynaklanıyordu. Ancak AK Parti’nin seçmen kaybettiği ve CHP’nin deyim yerindeyse yerinde saydığı bir seçimde daha farklı dinamiklerin söz konusu olmuş olduğunu anlamak hiç de güç olmuyor. Öyle görünüyor ki CHP’nin yeni seçmen kazanamadığı bu son seçimde AK Parti milliyetçi oylarını Anadolu’da MHP’ye, Kürt bölgelerindeki oylarını ise HDP’ye kaybetmiş.
- AK Parti’nin metropol bölgelerinde kaybettiği oylar HDP’nin lehine olmuş. MHP’nin büyükşehir ve metropol alanlarında seçmen sayısının artışı ile oy artışı arasında ise bir bağıntı bulunmuyor.
- Seçimde şüphesiz beklentilerini gerçekleştirebilen parti HDP oldu. Seçim sonrasındaki dönemde üzerine en fazla yazılan konulardan biri ise HDP’nin barajı aşmasını sağlayan unsurun CHP seçmeninin stratejik davranarak HDP’ye “emanet oy” verip vermemesi oldu. Ancak, genel olarak CHP seçmen sayısının – anlamlı bir artmadan ya da azalmadan ziyade – yerinde sayması/değişmemesi bu iddiayı ilk bakışta temelsiz kılıyor görünüyor.
- HDP’nin barajı aşmasının en temel nedeni seçime parti olarak girmesi oluyor. Ancak öyle görünüyor ki, 2000li yılların başından itibaren artan bir ivmeyle Türkiye’de Kürt siyaseti devletin kendine uyguladığı stratejileri akıllıca alt-üst etmeyi, bunlara karşı yeni girişimlerde bulunmayı başarıyor – 1980 darbesinin sonucu olan yüzde 10 barajının halen devletçe sahiplenilmesi ve HDP’nin buna rağmen barajı geçmekle kalmayıp bütün meclisin milletvekili sayısındaki dengeyi değiştirmesi başka ne şekilde açıklanabilir?
HDP nerelerden kazandı?
- Analiz sonuçlarımıza göre Halkların Demokratik Partisi’nin 2015 genel seçimindeki başarısına en büyük katkısı olan iki etmen AK Parti’den kayan oylar ve önceki seçimde oy vermemiş olan seçmenin oyları oldu. Buna göre 2011’den 2015’e HDP’nin oy artışının yüzde 53’ü (yüzde 36–yüzde 67 güven aralığında) 2011’de AK Parti’ye oy vermiş olan seçmenlerden kaynaklandı. 2011’de sandığa gitmemiş olan ya da yaşı tutmayan seçmenler ise oy artışının yüzde 33’üne (yüzde 22–yüzde 39 güven aralığında) kaynaklık etti. CHP tabanının HDP’ye olan desteği ise sınırlı oldu.
- Analizimize göre HDP’nin oy artışının yüzde 6’sı CHP seçmeninden kaynaklandı (yüzde 4–yüzde 18 güven aralığında).
- Yukarıda özetlediğimiz oy kaymaları çıkarımları ana hatlarıyla Konda’nın anket verileriyle uyum içinde. Sonuçlarımızı Konda’nın seçmenlerle yüzyüze görüşerek elde ettiği anket verileriyle beraber yorumladığımızda HDP’nin oy artışının ardında temel olarak Kürt kökenli seçmenlerin oylarının olduğu, Bu seçmenlerin büyük bir kısmının 2011’de AK Parti’ye oy vermiş olduğu, CHP’den HDP’ye kaydığı varsayılan “emanet” oyların miktarının özellikle Türk kökenli seçmenler arasında sınırlı miktarda olduğu sonuçlarına varıyoruz.
- Elde ettiğimiz sonuçlar CHP’nin HDP’ye kayda değer miktarda oy kaybettiği algısının yanıltıcı olduğunu gösteriyor. Çıkarımlarımız sonucu HDP’nin yeni oylarının büyük bölümünün daha önce AK Parti’ye oy vermiş olan seçmenlerden geldiğini görüyoruz. AK Parti geçerli oyların yüzde 3,7’sine denk gelen 1,8 milyon oyun HDP’ye kaymasına engel olamadığı gibi, neredeyse bir o kadar oyu da MHP’ye kaptırmış görünüyor.
- CHP’nin HDP oylarındaki payı ise geçerli oyların yalnızca yüzde 0,4’üyle sınırlı kalmış. Güven aralıklarını da dikkate aldığımızda elimizdeki bulgular CHP’den HDP’ye kayan oyların geçerli oyların yüzde 1,3’ünden (CHP seçmeninin yüzde 6’sından) az olduğuna işaret ediyor.
HDP Kürtlerin yoğun olduğu yerlerden oy almış
- HDP’nin ilk defa parti olarak girdiği bu seçimlerde oylarının bölgelere en dengesiz şekilde dağılan siyasi parti olduğunu görüyoruz. HDP her üç oyundan birini yüzde 32,3 ile Güneydoğu Anadolu’dan almış. Bunu ise yüzde 17,6 ile İstanbul, 15,2 ile Ortadoğu Anadolu ve yüzde 9,5 ile Akdeniz izlemiş.
- HDP Türkiye genelinde oyunu oran olarak en çok arttıran parti olmuş. HDP’nin oy artışı ve seçime katılım arasındaki ilişkiye baktığımızda Güneydoğu, Ortadoğu ve Kuzeydoğu Anadolu bölgelerinde partinin oylarını, katılımdaki artışa paralel biçimde çok büyük oranlarda arttırdığını görüyoruz. Kısacası bu bölgelerde seçime katılım arttıkça HDP’nin oyları da artmış. Ancak bu eğilimin sadece bu üç bölgeye özgü olmadığını görüyoruz; Türkiye’nin neredeyse tüm kalanında seçmen katılımı artmasıyla HDP oyları da artmış.
- HDP’nin dağılımının düşük nüfuslu illerde yoğunlaşıyor olmasını farklı bir şekilde açıklamak gerekiyor. Bu tabloyu, HDP’nin varlığını yoğun şekilde gösterdiği doğu bölgelerinin nüfusun bir milyonun altında olan illerden oluşmasına bağlayabiliriz. HDP her ne kadar Türkiye’nin batı tarafındaki büyük metropollerde oyunu arttırmış olsa da bu fark genel dağılıma yansımıyor.
- HDP 970 ilçenin 88’inde yüzde 60’ın üzerinde oy almıştır ve 743’ünde yüzde 10’un üstünde oy alamamıştır.
CHP, HDP\'ye kaybettiği oyun iki katını MHP\'ye kaybetti
- Ayrıca CHP’nin HDP’ye kaybettiği oyun iki katı kadarını MHP’ye kaybetmiş olması da kayda değer diğer bir gözlemimiz. Konda araştırmaları HDP’ye kayan oyların hangi kesimlerden geldiği hakkında bir izlenim edinmemizi sağlıyor. Anket verilerine göre HDP’nin kazandığı oyların yüzde 72’si (yüzde 68– yüzde 76 güven aralığında) Kürt, yüzde 28’i (yüzde 24–yüzde 32 güven aralığında) ise Türk kökenli seçmen kaynaklı. Bu sonuçlar CHP’nin Tunceli’de ve AK Parti’nin genel olarak Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da aldığı sonuçlarla oldukça uyumlu görünüyor.
AKP, Suriye sınırında da AKP kaybetti
- Özellikle Suriye sınırında görülen sandığa giden seçmen sayısındaki artış ve bu mutlak artışın yoğun olduğu yerlerde AK Parti’nin oy sayısındaki paralel düşüş dikkat çekici. Suriye sınırı boyunca mutlak oy sayısının arttığı hemen hemen her yerde HDP’nin oyunu benzer biçimde artırması ise Kürt nüfustan gelen tepki oylarının bir göstergesi olabilir.
En yüksek gelirli seçmen CHP\'de, en yoksul seçmen HDP\'de
- Tüm seçmenler arasında CHP’li seçmenlerin hane geliri diğer seçmenlere kıyasla daha yüksek seviyede. HDP’liler ise en düşük gelir seviyesine sahip. CHP’li seçmenlerin neredeyse yüzde 40’ın hane geliri 2000 TL’den daha fazla iken, bu oran HDP’li seçmenlerde yüzde 20 civarında.
- AK Parti’li seçmenlerin de gelir seviyesinin Türkiye ortalamasının altında olduğu ve gelir açısından ülke geneline en yakın seçmenin MHP seçmeni olduğu söyleyebiliriz.
CHP oylarının yüzde 18\'i Alevilerden
- CHP oyunun yüzde 18’ini, yani kabaca beşte birini Alevilerden alıyor ve Alevilerin yüzde 71’i CHP’ye oy verdiğini belirtiyor. Alevilerin yüzde 12’sinin, yani sekizde birinin HDP’ye vermiş olması da dikkat çekiyor. Sünnilerin AK Parti’ye ülke ortalamasına göre 3 puan daha fazla, CHP’ye 4 puan daha az oy veriyor olması da aşağıdaki grafikte dikkat çekiyor.
- Mezhepler üzerinden tercih edilme oranı Türkiye geneline en yakın olan parti HDP. HDP’nin tercih edilme oranı mezheplere göre sadece iki puan değişmekteyken, diğer partilerde bu oran çok daha yüksektir.
İlk defa oy verenler ile genç seçmenlerin tercihi HDP ve MHP oldu
- İlk defa oy veren seçmenler diğer seçmenlerden daha fazla oranda HDP’yi ve MHP’yi tercih ettiği gösteriyor. 2014’te yaşı oy vermeye tutmayanlar arasında MHP ikinci partidir ve CHP ile HDP’nin oy oranı birbirine yaklaşıyor. Ayrıca AK Parti de genç ve yeni seçmenler arasında Türkiye ortalamasına kıyasla ciddi oranda düşük oy almaktadır.
- MHP ve HDP seçmenleri arasında genç yaş grubunda, yani 18-28 yaş grubu arasında olanlar, Türkiye ortalaması olan yüzde 25’in üzerindedir. Her 100 CHP seçmeninin 45’i, her 100 Ak Parti seçmeninin ise 43’ü 44 yaş üzeriyken, bu oran MHP ve HDP seçmenlerinde yüzde 31’dir. Dolayısıyla MHP ve HDP’li seçmenler daha genç seçmen gruplarıdır. MHP ve HDP, seçmenlerin yaşı arttıkça daha düşük oranda oy alabiliyor. Türkiye ortalamasında her 100 kişiden 13’ü MHP’ye, 11’i HDP’ye oy vereceğini söylerken, bu oran 18-24 yaş arasındaki seçmenlerde 17 ve 14 olarak gerçekleşmiş. Buna karşın 44 yaş üstü seçmenlerde bu iki parti Türkiye ortalamasının altına düşüyor. Ak Parti 18-28 yaş grubunda Türkiye ortalamasından yüzde 5 daha az oy alıyor. CHP’nin oy oranını Türkiye ortalamasının üzerine çıkarttığı tek yaş grubu ise 44 yaş üstüdür. Ancak diğer yaş kümelerinde Ak Parti’nin 18-28 yaş arasındakilerde yaşadığı gibi keskin bir oy düşüşü yaşamadığı görülüyor.
- Türkiye’de 18 yaş üstü yetişkin nüfusun yüzde 6’sı okur-yazar değil, yüzde 34’ü ilkokul mezunu, yüzde 15’i ortaokul mezunu, yüzde 27’si lise mezunu ve yüzde 13’ü üniversite mezunu.
Nüfus ve seçmenin artmasına tezat CHP’nin oyu artmadı, aksine azaldı
- Türkiye’de seçime katılım oranları genelde dünya ortalamasında üst seviyelerde bulunuyor ve Türkiye seçmeninin katılımının 30 Mart 2014’te yüzde 86,6 ile 2002’den beri en üst noktasına ulaştığını belirtebiliriz. 7 Haziran 2015’te ise katılım bir önceki seçimden biraz daha azdı ve seçmenin yüzde 84,2’si sandığa gitti.
- 7 Haziran 2015 seçimleri pek çok açıdan ilginç sonuçlar üretti. Bir taraftan, AK Parti’nin ilk iktidara geldiği 2002 yılından beri Türkiye siyasetine hakim olan genel eğilimden büyük bir sapma olmadı; siyasi rekabetsizlik küçük partileri ufaltmaya ve siyaseten etkisiz kılmaya devam etti. Daha önce BDP’nin bağımsız milletvekilleri ile toplamda dört parti arasında paylaşılan siyasi arena, son seçimlerinde HDP ile iyice bu dört parti arasında konsolide oldu. Bundan önce genel gözlemlerimize dayanarak, belki biraz çekinerek söylediğimiz, Türkiye siyasetinde dört farklı kimlik siyasetinden beslenen dört temel siyasi partinin varlığını sürdürebileceği yönündeki savımız seçim sonuçları ile somutlaşmış oldu.
- 7 Haziran 2015 seçimlerine baktığımızda diğer sağ partilerin toplam oranında yine bir düşüş görüyoruz. Ancak bu sefer öyle görünüyor ki bu düşüş belki de ilk defa AK Parti lehine gerçekleşmedi. Hepimizin bildiği üzere AK Parti’nin kendisi de büyük ölçüde oy kaybetti.
- 12 yıldır en yüksek oyunu 30 Mart yerel seçimlerinde almış gözüken CHP’nin son genel seçimlerde, yani 2011 Genel Seçimlerinde aldığı oy oranın altına indiğini görüyoruz. Burada ilginç olan bir nokta ise, her ne kadar hem Türkiye nüfusu, hem de seçmen sayısı artmış olursa olsun, CHP’ye oy veren toplam seçmen sayısının neredeyse sabit kaldığıdır. Bu yüzden oy oranındaki düşüş aslında CHP’nin seçmen kaybetmesinden değil, nüfus ve seçmen artışına rağmen, bu partinin kendine yeni seçmen kazandıramayışından kaynaklanıyor.
Hane geliri arttıkça AKP\'nin oyu azalıyor, CHP\'nin artıyor
- Hane gelir gruplarının parti tercihleri tablosuna baktığımızda en dikkat çekici bulgu AK Parti ile CHP oylarındaki değişim. Hane geliri arttıkça AK Parti’nin oy oranı azalıyor, CHP’ninki artıyor. Öyle ki 3001 TL ve üstü hane gelirine sahip seçmenlerde CHP’nin oy oranı AK Parti’nin Türkiye genelindeki oy oranına neredeyse denk olurken bu seçmenlerde AK Parti’nin oy oranı da CHP’nin Türkiye’deki oy oranına denk hale geliyor. MHP için hane gelir seviyesi çok büyük bir avantaj ya da dezavantaj üretmiyor. HDP ise en çok en alt gelir grubunda arasında tercih ediliyor.
- HDP dışındaki diğer partilerin seçmenlerinin çok büyük çoğunluğu Türkiye ortalamasına benzer şekilde Türklerden oluşuyor. AK Partili’lerin yüzde 9’u kendini Kürt olarak tanımlarken, bu oran CHP’de 5 ve MHP’de yüzde 2 oranında. HDP’ye oy verenlerin ise yüzde 84’ü kendini Kürt ve yüzde 3’ü de Zaza olarak tanımlıyor. Dikkat çeken diğer bir nokta, HDP’ye oy verenlerin yüzde 13’ü, yani 8 HDP seçmeninden biri Kürt ya da Zaza kökenli değil.
- Kendini Türk olarak tanımlayanlar içinde Ak Parti, CHP ve MHP’nin toplam oy oranı Türkiye ortalamasının üzerine çıkıyor. Ayrıca her partideki artış yaklaşık olarak eş oranda. Bunun temel sebebi kendisini Türk olarak tanımlayanların sadece yüzde 1’inin HDP’ye oy vermesidir.
Konda tarafından yayınlanan 7 Haziran - Sandık ve Seçmen Analizi raporun tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.