Neredeyse çeyrek asır önce Suriye ile Türkiye arasında imzalanan Adana Mutabakatı, Rusya tarafından yeniden gündeme getirildi. Peki bu mutabakat ne diyor, neden şimdi gündemde? Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan mutabakatla “Suriye topraklarına girmenin önünün açıldığını” söylese de konunun uzmanları ve Kuzey Suriye yönetimi aynı görüşte değil.
Türkiye ile Suriye arasında 21 sene önce imzalanan Adana Mutabakatı yeniden gündemde.
2011’den bu yana fiilen uygulanamayan protokolü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin gündeme getirdi.
Ankara, Putin’in bu çağrısını olumlu buldu. AKP lideri ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Erzurum’da yaptığı konuşmada, “Biz Adana Mutabakatıyla bu imzayı aldık. Bu imza herhangi bir olumsuz gelişmede o topraklara girmenin önünü açıyor” dedi.
Peki, gerçekten de mutabakat Suriye topraklarına girmenin önünü mü açıyor, yoksa tam aksi mi?
Adana Mutabakatı
20 Ekim 1998’de Adana’da imzalanan söz konusu mutabakat, Suriye-Türkiye arasında sınır güvenliği için yapılan bir anlaşma olarak biliniyor. Yani “teröre karşı mücadelede” iki ülkenin ortak mutabakatını hükme bağlıyor.
Mutabakatın maddelerinden biri “Suriye’nin kendi topraklarından Türkiye’nin güvenlik ve istikrarını tehlikeye atacak eylemlere izin vermeyeceği” taahhüdü.
“PKK lideri Abdullah Öcalan mutabakata varıldığı tarih itibariyle Suriye’de değildir ve Suriye’ye girmesine izin verilmeyecektir” de mutabakatın maddelerinden. Öyle ki 10 maddelik anlaşma sonucu Öcalan Suriye’den çıkarılmıştı.
Mutabakatın diğer maddeleri de Suriye tarafının yerine getireceği taahhütleri ve tarafların alacağı tedbirleri sıralıyor.
“Türkiye’nin yeniden Esad ile muhatap olması demek”
Cumhurbaşkanı Erdoğan mutabakatla Suriye topraklarına girmenin önünün açıldığını söylese de Türkiye-Suriye sınırının şu anki hali göz önünde tutulduğunda mutabakat kapsamında hareket edilmesi zor görünüyor.
Gazeteciler ve Ortadoğu uzmanlarının değerlendirmesi de Erdoğan’ın öne sürdüğü görüşten farklı.
TRT Türk’ün eski Suriye Temsilcisi, gazeteci-yazar Musa Özuğurlu Duvar’daki yazısında, Putin’in Adana Mutabakatı’nı hatırlatarak Erdoğan’a Suriye otoritesini işaret ettiğini söylüyor.
“Çünkü anlaşmaya göre sınırın korunması yükümlülüğü Suriye’ye değil Türkiye’ye aitti ve 2011 yılında olaylar başladığı sırada, neredeyse bütün gücünü İsrail’e karşı ülkenin güneyine konuşlandırmış olan Suriye’nin Türkiye sınırında sadece gözlem karakolları vardı. Bu durumda Putin anlaşmanın bu kısmından yola çıkarak Türkiye’ye Adana Mutabakatı’nın öngördüğü gibi ‘Türkiye güvenliği kendi sınırları içinde sağlamalı, yani güvenli bölge Suriye içinde değil Türkiye(‘nin kendi) sınırları içinde olmalı’ demiş oluyor.”
Özuğurlu’ya göre bu anlaşmanın tekrar hayata geçirilmesi Türkiye’nin Suriye ile resmi temasını gerektiriyor ve bu da Türkiye’nin yeniden Esad ile muhatap olması demek.
Hürriyet yazarı Sedat Ergin’e göre de Putin bu hamlesiyle Ankara ile Şam arasında diyaloğun yeniden kurulması meselesini Türkiye’nin gündemine taşıdı.
Ancak Ergin, Adana Mutabakatı’nın işletilmesi durumunda, Esad rejiminin kendi güvenliğini gerekçe göstererek Türkiye’nin silahlı muhalefete sağladığı desteği tartışmaya kalkışabileceğini belirtiyor.
Zaten mutabakatın yeniden gündeme gelmesinin ardından Suriye Dışişleri’nden yapılan açıklamada bunun sinyalini görmek mümkün.
Açıklamada Suriye Dışişleri kaynağı kendilerinin Adana Mutabakatı’na uyduklarını söyleyerek Türkiye’nin ise bunu ihlal ettiğini söylüyor.
“Türkiye rejimi 2011’den günümüze kadar terörizme sponsorluk yapıp onu destekleyerek, militanları eğiterek, onların Suriye’ye gelmelerini kolaylaştırarak ya da kendisine itaat eden terörist gruplar veya doğrudan Türk ordusunun yardımıyla Suriye topraklarını işgal ederek, bu anlaşmayı ihlal ediyor.”
PYD: Putin, Erdoğan’a “Suriye’den çık” dedi
Peki, Rusya’nın gündeme getirdiği mutabakat için Rojava yönetimi ne diyor? Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Ayşe Hiso bu konuda farklı bir görüşe sahip.
Gazeteci Nazım Daştan’a konuşan Hiso, Rusya’nın bu öneri ile Türkiye’ye “Suriye’den çık” dediğini savunuyor. Ona göre İdlib için Ankara’ya verilen süre doldu ve mutabakatın gündemleştirilmesi de bununla ilgili.
“Türkiye’nin masasına İdlib bırakıldı. Bunun çözülmesi gerekiyor. Türkiye ne kadar farklı gündem yaratmaya çalışsa da her geçen gün kendisi için zaman daralıyor. Rusya her görüşmede kendi çıkarlarını koruyarak yaklaşıyor. Türkiye’nin zamana oynamasına göz yumuyor. Ama Türkiye’nin elindeki tüm kozları alarak ilerliyor.
“Türkiye’ye şimdilik olumlu bir hava estirmeye çalışsa da Rusya bu öneriyle Türkiye’ye bulunduğu yerlerden çıkmasını söyledi. Bu bir sürecin başlangıcı şeklinde de yorumlanabilir.”
Türkiye Fırat’ın doğusuna operasyon hazırlığındayken Rusya’nın Ankara’ya İdlib çağrısı yapması da Hiso’nun tezini destekler nitelikte.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov dün yaptığı açıklamada Türkiye’nin İdlib’le ilgili anlaşmaları tam olarak uygulamadığını vurgulayarak “Bölgedeki durum hem Moskova hem de Şam için endişe verici” diyerek uyarıda bulunmuştu.
Yiğit: İdlib’e ortak operasyonla ilgili
Konuyla ilgili GazeteKarınca'ya görüşlerini dile getiren Ortadoğu uzmanı Hamide Yiğit de İdlib konusuna dikkat çekiyor. Yiğit’e göre mutabakatla Rusya, İdlib’deki HTŞ yani Nusra Cephesi’ne karşı ortak bir tutum alınmasını istiyor.
“Putin’in bu anlaşmayı öne sürmesinin altında İdlib’de HTŞ’ye (Nusra Cephesi) ortak bir operasyon var. Mutabakat, Türkiye’nin sınırda 5 km derinlikteki bir alanda operasyon yapma hakkını gündeme getirmez. Türkiye zaten şu anda Suriye topraklarında ve Suriye’nin terörist kabul ettiği grupları himayesini altına almış, garantörlüğünü üstlenmiş durumda. O yüzden Türkiye’nin talep edebileceği bir operasyon olmaz ama Putin’in talep edeceği HTŞ’ye bir ortak operasyon olabilir.
“Türkiye’nin yorumları temenniden ibaret. Güvenli bölge konusu da böyleydi. Trump güvenli bölgeden başka bir şey Türkiye başka bir şey kast ediyordu. Türkiye tarafının yaptıkları yorumlar, Suriye toprakları üzerindeki beklentilerinden ibaret. Mutabakat Türkiye’ye Suriye topraklarına tek taraflı operasyon yapma hakkı vermiyor. Adana Anlaşması HTŞ’ye karşı ortak bir tutum alınmasıyla ilgili. Putin’in bunu ortaya atmasından anladığım bu, başka bir anlam çıkarmak da mümkün değil.”
CHP ve HDP ne diyor?
Türkiye’deki ana muhalet partisi CHP, Adana Mutabakatı’nın gündeme gelmesinden memnun.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, mutabakatın Rusya tarafından gündeme getirilmesini “üzüntü verici” olarak değerlendirse de bunu iyi bir fırsat olarak gördüklerini ifade ediyor.
“CHP olarak, Adana Mutabakatı’nı yeni keşfeden AKP iktidarını, bu mutabakatın gereklerini yerine getirmek için derhal Suriye ile doğrudan temas kurmaya çağırıyor, mutabakatta işaret edildiği üzere terörle mücadele konusunda ‘karşılıklılık ilkesi çerçevesinde’ Suriye ile iş birliği yapması gerektiğini hatırlatıyoruz.”
HDP ise çözümün söz konusu mutabakatta olmadığını belirtiyor. HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’ye göre bu gündem ile içine düşülen çıkmaz yineleniyor.
Temelli, “Bu yol yol değildir, bu büyük bir çöküştür. Biz Adana Mutabakatı ile değil, artık barış ile yolun açılacağına inanıyoruz” diyor.