Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, dün Antalya'da yaptıkları görüşmenin ardından Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Türk tarafıyla İdlib'de askeri varlığın olmadığı bir bölge oluşturulması konusunda anlaşmaya vardık” ifadelerini kullandı.
Lavrov, ülkesinin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) Suriye sınırından ülkeye yardım nakli için ikinci bir koridor açılmasına ilişkin yeni bir karar tasarısını reddettiğini de ifade etti. Lavrov ayrıca, “Aslında Suriye halkının yaşadığı insani sorunlardan endişe ediyorsak, yaptırımlardan başlayarak bu sorunların ortaya çıkmasına neden olan eski ABD Başkanı Donald Trump yönetimi tarafından kabul edilen boğucu ve insanlık dışı Sezar Yasası, Washington’un talebi üzerine Batı bankalarındaki Suriye varlıklarına yasadışı bir şekilde el konması -ki bu ancak yağma olarak adlandırılabilir-, ortaklarımızın uluslararası kuruluşlar aracılığıyla Şam üzerinden ve şimdiye kadar hükümetin kontrolü dışında kalan tüm bölgelere temas hatları üzerinden insani yardım sağlanmasını garanti etmeyi reddetmesi de dahil olmak üzere tüm sebeplere bakmak gerekir” dedi.
Lavrov, Türk mevkidaşıyla Suriye’deki son gelişmeler konusunu ele aldıklarını ve Moskova’nın tutumunda ısrarcı olduğunu vurguladığını söyledi.
Rus Bakan, Norveç ve İrlanda tarafından Birleşmiş Milletler'e ikinci bir sınır ötesi insani yardım geçiş kapısının açılmasına ilişkin olarak sunulan yeni karar taslağı hakkında ise “Bu girişim, şu anda bahsettiğim şeyi tamamen görmezden geliyor” şeklinde konuştu.
İnsani yardımın Bab el-Hava sınırından Suriye’nin kuzeybatısına ulaşmasını durdurmakta ısrar eden Rusya, bölgeye insani yardım için tek açık geçiş kapısı olan nokta için BMGK’da geçişi kullanarak Birleşmiş Milletler (BM) aracılığıyla yardım girişine yönelik yetkilendirme mekanizmasını yenileme kararına karşı Temmuz ayında ‘veto’ hakkını kullanmayı amaçlıyor.
Moskova, Suriye'ye insani yardımın Şam'daki Suriye hükümeti aracılığıyla ve tüm bölgelere yapılması gerektiğinde ısrar ediyor. Bu da hem Kürt Özerk Yönetimi'nin hem de Suriye muhalefetinin rejim aracılığıyla yardım almak zorunda kalacağı anlamına geliyor.
Aralarında İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) de bulunduğu bazı örgütler, Bab el-Hava Sınır Kapısı’nın kapatılması durumunda Suriye'nin kuzeybatısındaki insani durumun kötüleşmesi konusunda uyarılarda bulundu.
Öte yandan Suriye'de ateşkes sağlanması gerektiğini vurgulayan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise insani yardımın Suriye'nin kuzeybatısındaki bölgelere girmeye devam etmesi gerektiğini vurguladı. Ülkesinin bölgede sükuneti sağlamak için Rusya ile çalışmaya devam edeceğine işaret eden Çavuşoğlu, "Suriye'deki siyasi süreçte sahada sükuneti korumak için Rusya ile çalışmaya devam edeceğiz" dedi.
