Sabah Gazetesi Cemaat’in kumpas içinde olduğunu gösterebilmek için Hanefi Avcı ile yaptığı röportajın ardından dikkat çekici bir isimle daha görüştü. Eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ. Peki Sabah, Başbuğ tutuklandığında ne demişti?
Cemaat ve AKP arasındaki keskin savaş nedeniyle bazı gazeteler dün söylediklerinden bugün vazgeçiyor. Ancak arşivlerde aynı gazetenin farklı saptamaları saklı kalıyor. Bunun en dikkat çarpıcı örneklerini de AKP yandaşı medya yapıyor... Sabah, Yeni Şafak ve Star en dikkat çekici örnekleri sunuyor okuyucuya.
Dün “hükümete darbe girişiminde bulundu bu isimler” şeklin de haber yapanlar bugün Cemaat bu isimlere tuzak kurdu” diye saf değiştiriyor. Sabah gazetesi Fenerbahçe spor kulübü başkanı Aziz Yıldırım, eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı röportajlarının ardından şimdi de Genelkurmay Eski Başkanı İlker Başbuğ ile görüştü.
Sabah, “Paralel yapı bize kumpas kurdu” başlığı ile haberde şöyle dedi: “ İker Başbuğ, Silivri Cezaevi\'nde SABAH\'a konuştu. Gizli tanıklarla, ayarlanmış hâkimlerle kumpas kuruldu. Amaç orduyu tasfiye etmekti. Bizi bu noktaya TSK\'ya karşı nefret ve intikam duyguları içinde olanlar getirdi”
Sabah gazetesi başyazarı Mehmet Barlas ve Haber koordinatörü Şaban Arslan’a Eski Genel Kurmay başkanı ile cezaevinde görüşmelerde bulundu. Peki Sabah, Başbuğ tutuklandığında da mı benzer tavır içindeydi? Bu sorunun cevabına Sabah’ın arşivinde kısa bir arama yaparak ulaşılabilir. Başbuğ’un tutuklanmasının ertesi günü neredeyse tüm gazeteler haberi manşetinden verdi. Çünkü ilk defa bir genel kurmay başkanı cezaevine girmişti. Bunu haber yapan gazetelerden biri de Sabah oldu. Sabah 6 Ocak 2012 günü “Türkiye\' de ilk kez bir genelkurmay başkanı tutuklandı. Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, hükümet aleyhine kara propaganda yapıldığı iddia edilen İnternet sitelerinin kurulmasına ilişkin yürütülen \'internet andıcı\' soruşturmasında tutuklandı” içeriği ile çıktı.
YAZARLAR ALKIŞ TUTMUŞTU
Mahkeme kararının ardından Sabah gazetesinin köşe yazarları da hükümetin güzel işler yaptığının altına çizdi. Sabah yazarı Hasan Celal Güzel, İlker Başbuğ internet andıçı konusundaki ıslak imzalı belgeye kağıt parçası demişti. Şimdi ise o kağıt parçası yüzünden tutuklandı. TSK\'nın en başında bulunan bir ismin tutuklanması üzücü. Ama eskiden bırakın bir generali tutuklamayı, gözünün üstünde kaşın var demek bile mümkün değildi. İlk defa yargının bağımsızlığı ve demokratik hukuk devletinin gerekleri yerine geliyor.
Bu internet andıçı gide gele ortaya çıktı ki belki de onun tarafından emredilerek yapılmış. En azından haberi olduğu belli. Ben tutuklanmasını son derece normal karşılıyorum” ifadelerine yer verdi. Yani Celal Güzel, Genel Kurmay Başkanı’nın tutuklanmasını üzücü bulsa da AKP hükümeti döneminde yargının bağımsız olduğunu savundu.
TARİHİ YÜZLEŞME!
Sabah’ın bir diğer yazarı Mahmut Övür ise, sürecin 12 Eylül ile hesaplaşmayla kadar devam edeceğini savunuyor. Övür “Sıcak tarihiyle yüzleşmeye öncelik veren Türkiye\'de 28 Şubat süreci de, e-muhtıra\'yı yazan Yaşar Büyükanıt da gündeme gelecektir.
Askeri yapı başka bir şeydir, siyasi yapı başkadır. Bunları ayrıştırmak askeri cılızlaştırmak sayılmamalı. Ben temelde ne zaman ki genelkurmay başkanları siyasi konularda fikir beyan etmezse işte o zaman siyaset biter diye düşünüyorum” dedi.
Her iki yazarın söylediklerinde de, Sabah gazetesinin o gün yaptığı tutuklama haberinde de ne paralel yapıdan bahsediliyor ne de ‘kumpas’ ifadelerinden. Aksine yazıların içeriğinde hükümetin darbe girişimleri ile nasıl mücadele ettiği belirtiliyor ve yargının bağımsızlığına dikkat çekiliyor. Gazete dün attığı manşetinde ise tutuklamalarda cemaatin kumpas kurduğunu belirtiyor. Bu dönüşüm ile ilgili aynı gazetenin farklı tutumu da arşivlerdeki yerini koruyor.
