Semavi dinlerin en büyük insan kitlesini etrafında birleştiren Hristiyanlık mezhebi Katoliktir. Katolik mezhebi, aynı zamanda devletleşmiş bir yapı. Roma'da adı Vatikan olan bir din devleti şeklinde varlığını sürdürüyor. Katoliklerin en üst dinsel kurumu papalıktır. Papalar, aynı zamanda Vatikan devletinin de başkanıdırlar. Bütün dinlerin insana yaklaşımları itaat, sorgusuz sualsiz bağlılık ve hurafeler üzerine şekillenmiştir. evrenselliğin ve tabiatın gerçekliğini değil hayali bir şekilde kurguladıkları hurafeler üzerine yürütülür. En hakiki dinin kendilerinin temsil ettikleri din olduğunu, bunun dışında kalanların Allah'ın yolundan şaşan sapkınlar, mürted ve kafir olduklarını, hatta bunların katlinin Allah katında vacip olduğunu kendi taraftarları ve müritlerine bunu açıkça telkin etmişlerdir. Dolayısıyla bu türden din ve mezhep savaşlarında milyonlarca insan hayatını kaybetmiştir. Din ve inanç savaşları, batılı Hristiyan toplumlarda rönesans (aydınlanma) sürecinin başlamasıyla, bağnazlığın yerini akıl alarak şiddeti giderek azaltarak minimuma indirmiş, sonunda "din adına" yapılan savaşların sonunu getirmişti. İbrahim'i dinlerin diğer kolu olan İslam toplumlarında ise din adına yapılan vahşete varan katliamlar ne yazık ki hala devam ediyor. Aynı peygambere, aynı kutsal kitaba inanmalarına rağmen, mezhepsel saiklerle (Şia ve Sünni) hala birbirlerinin camilerini bombalamaya barbarca kafa kesmeye devam ediyorlar.
Katolik mezhebi, Hristiyanlık inancı içinde en katı ve en bağnaz mezhep olarak bilinir. Papa Francis bu bağnazlığı yıkarak hem kendi camiasında ve hem de diğer din ve mezheplerde şokları yaratmıştı. Yaradılış, ödül ve ceza konusunda, bu dinlerin temel inancını sarsmıştı. Tarihi konuşmasında Papa Francis; "Bütün insanlıktan özür diliyorum. İnsanları kandırdık ve onlara yalan söyledik. Adem ile Havva diye bir şey yoktur. Kişi öldüğünde mükafat olarak Tanrı tarafından Huri verildiği de yalandır" Hurafelerin çatırdayarak insanların, birbirlerine yaklaşımlarının dünyevi temel hak hukuk olduğunu, kendisine uygun görmediği söz ve eylemleri başkalarına yapmaması gerçeği ile sadece ve sadece vicdan ve erdemliliği ile karar verilebilmesinin yeterli olduğu gibi insanlığın ideal bir aşamaya kavuşmak için bu köhnemiş yapıya çomağını sokmuştu. Büyük bir cesaret örneğiydi. Papa Francesco’yu saygıyla anıyorum.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.