Kürd Dili hassasiyeti olan ve neredeyse tamamı gönüllülerden oluşan, ideoloji ve siyasetten uzak sivil bir hak hareketi kuruluyor.
Son bir haftadır özellikle sosyal medyada epeyce gündem olan Hereketa Zimanê Kurdî/ HEZKURD, kuruluş aşamasını tamamlamak üzere.
Kendisini ısrarla siyaset üstü bir oluşum olarak tanıtan HEZKURD, şiddet ve aşırılığa da karşı olduğunun altını çiziyor. Arayışı içinde olduğu ve talep ettiği haklar ise,
1) Kürd Dilinin anayasal güvenceye alınarak, 2. resmi dil olması.
2) Kürdçe'nin eğitim ve öğretim dili olması.
3) Kürd diline, kültürüne, coğrafyasına ait isimlerin özüne dönüşünü sağlayarak, iadelerinin sağlanması. Yani Kurd yer, köy, şehir, coğrafya isimlerinin iadesi.
Bu üç maddenin, onların temel hedef ve talepleri olduğunu dile getiren HEZKURD, tek amaç ve gayelerinin Kurd Dili'nin asimile olmasına engel olma ve Kürdçe'nin geleceğinin yasal güvenceye alınmasını sağlamak olduğu iddiasında.
AKP iktidarının ilk ve orta yıllarında, Kürdçe konusunda attığı bazı adımların önemine dikkat çeken HEZKURD, son dönem dil üzerindeki baskıların AKP'nin asıl felsefesi ile uyuşmadığını ve bu konuda kendi emeklerine sahip çıkmaları gerektiğini dile getiriyor.
Tüm dillerin kutsal olduğunu ve dillerin siyasetten uzak insani, hukuki ve ahlaki bir bakış açısıyla ele alınması gerektiğine değinen HEZKURD, Kur'anı Kerim'den Rum Suresi'nin 22. Ayetini de (Göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da Allah'ın (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için elbette ibretler vardır) referans olarak görüyor.
Taleplerinin gayet makul, insani ve hak talepler olduğunu dile getiren Kürd Dil Hareketî, "bir insan kendi anadili için ne düşünüp, isteyip, hissediyorsa Kürdçe için de aynısını yapabilmeli, empati kurabilmelidir" tezini savunuyor.
Yakın bir gelecekte basın yoluyla deklarasyonunu ilan edecek olan HEZKURD, tüm hak savunucuların da kendilerine destek olmasını talep ediyor.