Merkezi Diyarbakır’da bulunan Rawest Araştırma dört büyük Kürt illinde yaptığı anket çalışmasında Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Leyla Zana ve Türkan Elçi’nin isimleri ön plana çıktı.
Diyarbakır, Mardin, Van ve Urfa’da yerel seçimler ile ilgili saha çalışması yapan Rawest Araştırma Merkezi Genel Müdürü RoJ Girasun Ahval'den Faruk Balıkçı'ya değerlendirmelerde bulundu.
Girasun, öncelikle anket şirketlerinin işlerinin hiç bu dönem kadar zor olmadığının altını çizerek, “Eskiden bir anket yapıldığı zaman 100 kişiye gitmek gerekiyorsa şu anda 200 kişiye gitmemiz gerekiyor. İnsanlardan cevap almak zorlaştı. İnsanlar fişlenme korkusuyla yaşıyor ya da oy verdiği partiyi gizlemeye ihtiyaç duyuyor. Son dönemlerdeki güvenlik soruşturmaları da bu tür korkuları beraberinde getiriyor” diye belirlemede bulundu.
Girasun sahaya ilişkin çıkardıkları sonuçlara ilişkin ise şu aktarımı yapıyor:
“24 Haziran seçimlerine çok uzak olmayan sonuçlar var elimizde. Tabii ki bunlar, adaylar henüz açıklanmamışken yaptığımız saha çalışmasının sonuçları. Ama bugünkü tabloya bakarak sonuçların çok farklı olacağını öngörmüyorum. Mardin, Diyarbakır, Van’da HDP’nin, Urfa’da AKP’nin açık ara bir üstünlüğü var. Dört kentin daha çok belli başlı ilçelerinde yarışın geçeceğini, görüyoruz. Örneğin, Diyarbakır Hani’yi HDP’nin, Çermik ilçesini AKP’nin kaybetme ihtimali var. Kürt siyasetinin genel seçim karnesi yerel seçim karnesinin üstündedir. Saha çalışmamızda elde ettiğimiz verilere göre, HDP 24 Haziran seçimlerinin altında olacaktır.
Ancak, Mart 2014 yerel seçimlerinin üstünde oy alarak daha fazla belediye kazanacaktır. AKP 2009 ve 2014 yerel seçimlere göre oy oranını korurken, HDP oyunu artırmış görünüyor. Ancak, bir önceki yerel seçimlerde aldığı belediye sayısının üstüne çıkacak. Beldelerle birlikte 102 belediye kazanmıştı. Bugünden baktığımızdaysa Patnos, Kurtalan, Tatvan, Kozluk, Tuşba ile Kürt Alevi nüfusunun yoğun olduğu Pülümür, Yayladere, Kiğı, Yedisu, Mazgirt gibi yerler de HDP’ye katılabilir. Dolayısıyla belediye sayısını artıracaktır.”
Rawest Genel Müdürü Girasun, bölgede seçmenin hangi güdülerle oy verdiğine dair de şu cevabı veriyor:
“Tek bir seçmen profili yok. Hatta HDP seçmeni içerisinde dahi katmanlı olarak değişen bir seçmen profili var. Önemli oranda bir gri bölge de var. HDP, 7 Haziran’da Diyarbakır’da yüzde 80, 1 Kasım’da yüzde 71, 24 Haziran’da yüzde 65 oy aldı. Referandumda yüzde 68 hayır çıktı. Van’da Haziran seçimlerinde yüzde 71 oy aldı. Sonrasında yüzde 61’e, referandumda yüzde 57’lere düştü. AKP ve HDP’nin kemik oyu olsa da aynı zamanda bir geçiş seçmeni var. Sürekli oy değiştiren, konjoktürel olarak oy kullanan bir seçmen kitlesi bu. Ama HDP’nin kemik seçmeninin asla oy vermem dediği siyasi parti AKP. Bir gri alan var ama bununla beraber kutuplaşma da çok net. Bu nedenden dolayı AKP’nin belediyeleri kazanmak için kimi aday gösterdiği, hangi projelerle yerel seçimlere hazırlandığı çok da önemli değil.
HDP seçmeninin kahir ekseriyeti kimliği ve demokrasiyi önceleyen bir kaygı ile oy veriyor. Bu nedenle yerel seçimlerde sonucun çok değişmeyeceğini Kürt illerinde görüyoruz. Ancak, AKP oyları daha kaygan halde. AKP Diyarbakır’da seçimlerde yüzde 14 ile 34 arasında gidip geldi. Bu neyi gösteriyor. Seçime katılan bazı şahsiyetlerin (Haşim Haşimi, Salim Ensarioğlu, Hüda-Par) AKP’den kopmasının etkisini. HDP ‘Nasılsa alırım’ gibi bir düşünceyle ideolojik kimliği olan, parti içindeki şahsiyetleri aday gösterip ‘nasılsa benimdir’ kaygısızlığından kurtulursa ve güçlü profilleri tercih ederse farkı açabilir.”
Roj Esir Girasun, sokağın HDP’de kimleri aday görmek istediğine dair sorular da sorduklarını söylüyor ve çarpıcı isimlere ulaştıklarını vurguluyor:
“Yaptığımız saha çalışmasında Leyla Zana ve Türkan Elçi’nin yanı sıra Ayla Akat’ın isimleri çıkıyor. HDP tabanının dışındaki seçmen için HDP adayının farklı kesimlerle temasının olabilmesi salt ideolojik bir yaklaşım içinde olmaması da önemli. HDP her şekilde adaydan bağımsız kazanacaktır. Ama farkı yükseltecek isimler olarak Diyarbakır için Leyla Zana ve Türkan Elçi gibi farklı Kürt kesimlerinin de sempatiyle baktığı isimler ön plana çıkıyor.”
HDP’nin adaylarını tespit etmek için başlattığı ön yoklamaya dair de yorumları var Girasun’un:
“Ön yoklama seçmenlerin küsmemesi için etkili oluyor. Seçimlerde kırgınlık sinerjiyi de etkiliyor. Bir kısım aday çekiliyor ve belki içyapının bozulmasına sebep olabiliyor. Ama HDP’de aday adaylıklarına yoğun ilgi görünmüyor. Güçlü isimlerin birçoğu kendisine teklif götürülmesini bekliyor. Bugüne kadar HDP nasıl bir strateji izleyecek bilmiyoruz. Bize yansıyan bilgiler MYK’nın kimseye teklif götürülmeyeceği aday adaylıkları üzerinde bir karar alınacağı. Ne kadar doğru ne kadar yanlış bilmiyoruz. Ama doğrusu HDP ağır toplarla çıkmazsa seçimlerde bazı yerleri kaybedebilir. Kobani sürecinden sonra Kürt milliğinde bir uyanış oldu. Yüzde 6’lardan yüzde 13’lere kadar yükseltti oyunu. Bu ulusal bilinç devam ediyor. Bu durum çok güçlü olmadığı yerlere de yansıdı. Şimdi güçlendiği bu yerlerde kalıcılaşmak adına doğru aday ve politikalar ortaya koyması gerekiyor.”
Girasun’a göre kayyumların atanması ve adaylıkları, HDP tabanını daha bir sertleştirdi ve kemikleştirdi:
“Kayyum atamaları HDP tabanını oy verme eğilimi açısından daha da sertleştirdi. AKP’nin sonrasında Kürt meselesinin çözümüne dair politikalar üretmemesi, dahası tıkanıklığa sebep olan adımlar atması da bunda etkili oldu. Genel anlamda Kürt meselesini kendine dert edinmiş seçmenlerin çok önemli bir kısmının HDP’de durduğunu görüyoruz. AKP-MHP ittifakı, ihraçlar, kayyumlar bunlar zaten Kürt sorunun çözümsüzlüğüne dair AKP’nin politikaları olarak algılanıyor. Bu da HDP’de oyların daha kalıcı şekilde durmasına sebep oluyor.
AKP’nin Mardin ve Van’da, genel seçimlerde ideolojik olarak oy kullanılması, yerel seçimlerde ise belediye hizmetine göre oy kullanılması yönünde bir propaganda ve strateji uyguladığını görüyoruz. HDP’nin bu hamleye karşı sahada bir söylem boşluğu bıraktığı görülüyor. Bu söylem boşluğunu doldurursa AKP’nin Van ve Mardin’de arayı kapatabileceğini de düşünmüyorum.”
Gelelim, Erdoğan’ın ‘kayyum atarız’ söyleminin etkisine. Girasun’a göre bu sözler HDP’de daha soft aday tercihine yol açabilir:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ‘Terörle irtibat ve iltisakı olan adaylar çıkarıldığında yine kayyum atarız’ açıklaması sonrası HDP tabanında ve seçmeninde biraz daha soft diyebileceğimiz, kamuoyunda ‘şahin’ olarak bilinen kişilerin değil de daha nötr görülen isimlerin tercih edilmesine dönük bir istem var. Zaten aslında belki de Leyla Zana ve Türkan Elçi gibi isimlerin ön plana çıkmasının konuşulmasının nedeni de budur. Tabii Erdoğan’ın bu sözleriyle HDP seçmeninin seçime katılma motivasyohu düşürme hedefinin de altını çizmek lazım.”
Rawest Genel Müdürü Girasun, Kürt kentlerinde hayata geçecek ‘Kürdi ittifakın’ nicelik olarak olmasa da moral açısından HDP’ye kazandıracağı görüşünü savunuyor. Bu moralin Siverek gibi yerlerde dengeyi de değiştirmesi de mümkün ona göre:
“İttifak birçok yerde yaratacağı sinerjiyle HDP’nin belediyeleri elde etmesini kolaylaştırabilir. Örneğin güçlü bir aday çıkarırlarsa Siverek’te dengeler değişebilir. Çünkü Siverek’te ciddi bir Kürdi hafıza vardır. Diğer siyasal partilerin geldiği geleneklerin bir hafızası var. Bu geleneksel hafıza HDP ile küskün. O hafızayı canlandıracak HDP ile barıştıracak bir aday gösterilirse ve ittifak sağlanırsa o sinerji yakalanır. HDP’nin Siverek’te çok kolay belediyeyi alacağını düşünüyorum. İlginç şekilde HDP seçmeninin 7 Haziran’dan bu yana Urfa’nın diğer ilçelerinde olduğu gidip Siverek’te çok gidip gelmediğini görüyoruz. Kalıcı bir oya dönüşen seçmen var. Şu anda yüzde 30 civarlarında kemik oyu görünüyor.”
Kürt coğrafyasında aday profillerinin ve isimlerinin etkisi ise AKP ile HDP arasındaki farkın 3-4 puan olduğu yerlerde önemli:
“Profiller; farkın az olduğu Hani, Gevaş, Bahçesaray gibi küçük ilçelerde etkili oluyor. Diyarbakır’da etkili. Ama nasıl etkili? Farkın 20 puan mı 30 puan mı olacağına dair etki yaratıyor. Yoksa belediyeyi kimin kazanacağına dair bir etki yoktur. Şunu çok net söyleyebilirim AKP Diyarbakır’da niceliksel sonuçlar açısından kendisi açısından en doğru adayı gösterdi. Galip Ensarioğlu, Mehdi Eker de konuşulan diğer isimler de kayyumun gerisinde oy alabilecek isimlerdi. Kayyum AKP’nin Diyarbakır’daki oylarını korumak açısından en doğru adaydı. Ancak, atanan birinin seçimlere girebilecek olması da AKP için siyaseten yanlıştı. ‘Hizmet gitti halk gerçek yüzlerini gördü’ gibi propagandist söylemlerin bir anlam ifade etmediğini kendi elleriyle HDP’ye test ettirme şansı verdi. O anlamda da kendi ayağına sıktı.”
”