Kürdistan Demokrat Partisi (KDP), başkent Erbil’de Irak seçimlerine girecek adayları için bir tanıtım töreni gerçekleştirdi.
Törende bir konuşma yapan Başkan Mesud Barzani, “Seçim yasası ve vilayetlerin sandalye dağılımıyla ilgili birçok çekincemiz vardı. Çünkü hiç adalet ve insaf yok bunda doğru bir temeli de yok. Çünkü nüfus sayımı yapılmadı. Ancak kamu çıkarları ve KDP’nin ağırlığını korumak adına, bütün eksiklere rağmen katılmaya karar verdik” dedi.
Konuşmasının başında Eylül Devrimi’nin yıldönümü dolayısıyla mesajlar veren Başkan Barzani, “11 Eylül kutlu bir gündür. Eylül Devrimi sadece silahlı bir devrim değil, aynı zamanda siyasal ve toplumsal bir devrimdi. Kürt bireyini oluşturma devrimiydi. Bir milletin, dava sahibi olduğunun farkına varmasını, bu davaya nasıl sahip çıkacağını, düşmanların planlarını nasıl boşa çıkaracağını anlamasını sağlayan bir devrimdi.
Eylül Devrimi tüm Irak halkı bileşenleri ve mücadelecileri için bir sığınak oldu. Devrim liderliğinin büyük bir hikmeti vardı ki temel sloganı “Irak’a demokrasi, Kürdistan’a otonomi” idi. Eylül Devrimi 1961’den bugüne kadar ve gelecekte tüm kurtuluş hareketlerinin temel taşı oldu. Eylül Devrimi büyük bir okuldur, büyük kahramanlar yetiştirmiştir. Kürdistan halkı için de büyük kazanımlar elde etmiştir. Hepsinden öte bir milletin uyanışını gerçekleştirdi. Kendine inanan bir millet oldu ki bu hepsinden önemlidir.”
Temiz ve hilesiz bir seçim olması için tüm Iraklılara çağrıda bulunan Başkan Barzani, Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplumun da bu yönde söz verdiğini ifade etti.
Seçimin, iktidar değişikliği için en doğru ve iyi yöntem olduğunu belirten Başkan Barzani, “KDP’nin kendisi seçim inancına sahiptir. Hepiniz 1991 Newroz’unu hatırlarsınız, büyük Ayaklanma zamanında Koye’de tüm dünyaya ve Kürdistan halkına çağrıda bulunduk. Seçim yapmak istediğimizi söyledik. İktidarda değişim seçim ve demokrasi yoluyla olmalı, darbeyle değişim olmaz” dedi.
Başkan Barzani, bir önceki seçimde KDP’nin Irak ve Kürdistan Bölgesi genelinde birinci parti olduğunu anımsatarak, bunun, Kürdistan halkının KDP’nin değişmez duruşuna bir yanıt olduğunu vurguladı.
KDP’nin kazanımları koruyacağını vurgulayan Başkan Barzani, “Tüm KDP kadro, üye ve taraftarlarından seçimlere coşkuyla katılım göstermelerini istiyorum çünkü bu kader tayin edici bir seçim olacak” dedi.
Başkan Barzani konuşmasında devamla şu mesajları verdi:
“Bütçe tüm halkın hakkıdır. Kürdistan halkının tek sorunu bütçe değildir. Bütçe sorunlardan bir tanesidir sadece. Bizler siyasi bir davanın sahibiyiz, biz bir ulusuz. En temel sorunumuz ortaklık sorundur. Ortaklık bırakmadılar. Bu yüzden sorunların derinine inmeliyiz. Bu da anlayış ve ortaklıkla çözülür.
Her milletin kendi geleceğini düşünmeye hakkı var. Kürdistan Parlamentosu ve hükümetinin hiç eksiği yoktu demiyorum ancak yaklaşık 30 yıldır büyük şeyler de yapıldı. Değişim isteyenler iyi yapıyor ancak bu sözde kalmamalı. Mevcut olanın eksiksiz olduğunu söylemiyoruz ancak bu eksiklikleri birlikte tamamlayalım istiyoruz.
Biz bir milletiz, irademiz var ve ne istediğimizi de biliyoruz. Diğer insanlar ne der, ne anlam çıkarır keyifleri bilir. DAİŞ Kürdistan Bölgesi’ne saldırdığında Başkan Biden, o dönem Başkan Obama’nın yardımcısıydı. Telefon açtı, ‘Size yardım edersek, savunma yapacak mısınız? Eğer yapmayacaksanız ve sizden gelmiyorsa bana söyleyin ki konsolosluğumuzu çekelim’ dedi. Ben de kendisine, ‘Sayın Başkan Yardımcısı siz yardım etseniz de etmeseniz de biz savunma yapacağız. Hiçbir terörist ve zorbaya teslim olmayacağız. Ancak yardım ederseniz işimiz kolaylaşır. Daha az bedel ödersek müteşekkir oluruz. Ancak yardım etmeseniz de bizim savunma irademiz var ve savunacağız. Düşmanın Kürdistan’ı işgal edeceğini söylemek de abestir’ dedim.
Bütün dünya, kahraman Peşmergelerin milletimizin direniş timsali olduğu anladı. O gün Filipinler Büyükelçisi şöyle dedi: ‘Peşmerge’nin adı ülkemizde mukaddestir. Eskiden Filipinler’de kimse Kürtlerin varlığından haberdar değildi.’ Kürdistan halkı müsterih olsun, bütün çabamız sorunların barış ve anlayış içinde çözülmesi içindir. Ancak siz mücadeleci ve sadık insanların payına düşen bir şey var. Kahraman Peşmergelerin payına düşen var. Asla hiçbir şekilde Kürdistan’ın başkasının eline geçmesine izin vermeyin.
Allah’a şükürler olsun Peşmerge’nin durumu eskiye göre farklı ancak bize dayatılmadığı sürece savaş seçeneği doğru değildir. Dayatılırsa, kim olursa olsun size söz veriyorum kendimizi savunmaya hazırız.
Bu süreçte Bölge Başkanlığı, Başbakanlık, Bakanlar Kurulu ve Parlamento’nun Kürdistan halkına daha fazla hizmet sunacağından ümitliyim. Hepsinden önemlisi de eğitime çok önem verilmeli. Düşmanlar eskiden tank, top ve uçaklarla saldırıyordu, bizler de karşı koyuyorduk. Bazen kayıp da veriyorduk. Ancak düşman şimdi başka bir şekilde ve tehlikeli bir araçla saldırıda bulunuyor ve kısmen başarılı da olmuşlar. En tehlikelisi de gençlerin ülkeye güvenini azaltıyorlar. Bu büyük bir tehlikedir. İlkokul birinci sınıftan başlayarak yeni nesil, ülkeye fedakarca eğitilmeli. Millet ve vatan için bedel ödemek, bu uğurda canını ortaya koymak kolay olmalıdır.”
