Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi’nin resmi daveti üzerine Tahran’a giderek bölgesel gelişmeler ve ikili ilişkiler üzerine önemli temaslarda bulundu
Kürdistan Bölgesi Başkanlığı Sözcüsü Dilşad Şehab, ziyarete ilişkin yaptığı açıklamada, “Kürdistan Bölgesi Başkanı’nın Tahran temasları devam ediyor. İranlı üst düzey yetkililerle yapılan görüşmelerde Erbil-Tahran ilişkilerinin geliştirilmesi ele alındı” dedi.
Ziyaret kapsamında Erbil-Bağdat ve Erbil-Tahran ilişkileri çerçevesinde bölgesel istikrar konusu da masaya yatırıldı. Başkan Neçirvan Barzani, katıldığı bir panelde Ortadoğu’daki gelişmelere dair kapsamlı değerlendirmelerde bulundu.
Neçirvan Barzani ayrıca Antalya’da, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ve Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ile bir araya geldi. Görüşmeye dair bilgi veren Şehab, “Sayın Barzani, Suriye’nin üst düzey yetkilileriyle yaptığı görüşmelerde, özellikle Kürtler olmak üzere ülkedeki tüm bileşenlerin haklarının korunmasına vurgu yaptı” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Türkiye’de yeniden başlatılan çözüm sürecine de değinen Şehab, “Hem Türkiye devleti hem de Kürt tarafı, Kürdistan Bölgesi’nin bu süreçteki rolünü önemsiyor. Başkanlık olarak Türkiye’de atılan bu adımları destekliyoruz. Bu coğrafyada ne savaşla ne de bir halkın yok sayılmasıyla istikrar sağlanabilir” değerlendirmesinde bulundu.
Kürdistan Bölgesi Başkanı Sayın Neçirvan Barzani, Bağdat’ta Arap Ligi’nin bazı etkinliklerine katılmasının ardından dün Tahran’a ulaştı. Ziyaret, İran Dışişleri Bakanı Sayın Abbas Arakçi'nin resmi daveti üzerine gerçekleşti. Başkan Barzani, İran Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Araştırma ve İnceleme Merkezi tarafından düzenlenen ve bu yıl dördüncüsü gerçekleştirilen "Tahran Diyaloğu" adlı konferansa katılmak üzere İran’a gitti.
Başkan Neçirvan Barzani, ziyaret kapsamında İran Dışişleri Bakan Yardımcısı ile özel bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşme, iki taraf arasında dostane ve şeffaf bir atmosferde, karşılıklı diyaloğa dayalı olarak yapıldı.
Neçirvan Barzani’nin bu görüşmeler sırasında Farsça konuşmayı tercih etmesi, taraflar arasındaki dostluk ve karşılıklı yakınlığın sembolü olarak değerlendirildi. Görüşmelerde, İran, Irak ve Kürdistan Bölgesi arasında ortak öneme sahip meseleler ele alındı. Ziyaret süresince çeşitli temas ve toplantılar gerçekleştirildi; görüşmeler halen devam etmektedir.
Soru: Kuzey’de Pervin Buldan, Rojava’da Mazlum Abdi, Güney’de Neçirvan Barzani ve Irak’ta bir Kürt cumhurbaşkanı var; sizce Kürtler için büyük bir diplomatik kapı açılmış sayılmaz mı?
Dilşad Şehab: Bu çok yerinde bir tespit. Gerçekten de bölgede yaşanan bu değişimleri dikkatle analiz ettiğimizde, bir yıl öncesine kıyasla çok daha farklı bir tablo ile karşı karşıyayız. Örneğin, Kürdistan Bölgesi Başkanı’nın geçtiğimiz yıl Tahran’a yaptığı ziyarette, İran’ın dini lideriyle görüştü, önceki cumhurbaşkanıyla bir araya geldi ve diğer üst düzey yetkililerle temaslarda bulundu.
O görüşmelerde, aramızda daha önce yaşanmış olan bazı gerginlikleri nasıl karşılıklı bir anlayışa dönüştürebileceğimiz konuşuldu. İran İslam Cumhuriyeti’ne net bir şekilde şu mesajı ilettik: “Kürdistan Bölgesi sizin için bir tehdit unsuru değildir.” Aynı şekilde, bölgede zaman zaman ortaya çıkan güvenlik ve hatta askeri nitelikli gerilimlerin çözüm yolları üzerine de fikir alışverişinde bulunduk.
Bu yıl ise diyalog daha da ileri taşındı. Görüşmeler, sadece güvenlik ve siyaset değil; diplomasi, ekonomi, ticaret ve karşılıklı çıkarlar temelinde yürütüldü. Bu durum, her iki taraf için de çok daha derin ve kalıcı bir anlayışın oluştuğunu gösteriyor.
Bugüne dek Suriye'de önemli dönüşümler yaşanmıştır. Kürdistan Bölgesi Başkanı’nın, mevcut Suriye yönetiminin Dışişleri Bakanı ve aynı zamanda Suriye Cumhurbaşkanı Sayın Ahmed Şara ile Antalya’da gerçekleştirdiği ilk görüşme; Sayın Macron ve Körfez ülkeleriyle yapılan temaslarla birlikte, şu mesajı öne çıkarmaktadır: “Irak’taki deneyimimize dayanarak söyleyebiliriz ki, yeni bir Suriye ancak tüm toplumsal bileşenlerin özellikle Kürt halkının haklarının güvence altına alındığı bir zeminde istikrara kavuşabilir.”
Türkiye’de başlayan değişim, yani barış süreci karşısında Kürdistan Bölgesi Başkanlığı'nın tutumu nettir: biz her yönüyle bu adımları destekliyoruz. Geçmiş tecrübeler kanıtladı ki, bu bölgede ne silahlı çatışmalarla ne de bir milletin varlığını inkâr ederek istikrar sağlanamaz.
Bu mesele iki taraflı bir sorumluluktur ve Kürdistan Bölgesi açısından büyük önem arz etmektedir. Çünkü hem Türkiye devleti hem de Kürt tarafı, ister İmralı heyeti, ister Sayın Öcalan’ın temsilcileri, isterse DEM Parti hepsi Kürdistan Bölgesi'nin rolünü ya kabul etmiş ya da bu rolden beklenti içindedir. Bu başlı başına çok önemli bir işarettir.
Biz her zaman söylüyoruz: Kürdistan Bölgesi bu bölgede bir istikrar faktörüdür, sorun değil.
Kürdistan Bölgesi Başkanı, hükümeti ve resmî kurumlarının sahip olduğu uluslararası hazırlık seviyesi, Kürdistan Bölgesi’nin bölgesel meselelerdeki etkin rolünü ve pozisyonunu açıkça ortaya koymaktadır.
Soru: İran, Erbil ile Bağdat arasındaki sorunların çözümünde herhangi bir rol oynamalı mı? İran, Kürdistan Bölgesi'nin bölgedeki dengeleri konusundaki görüşü nedir?
Dilşad Şehab: İran, bölgedeki etkili bir devlettir. Bağdat üzerindeki ilişkileri yoluyla bir etkisi bulunmaktadır ve Kürdistan Bölgesi ile de olumlu bir ilişkisi vardır. Çünkü daha önce de olumlu bir rol oynamıştır. Bu görüşmelerde de İran tarafı hem Kürdistan Bölgesi’ne hem de Bağdat’a destek sunduklarını ve mevcut sorunların çözümünde bir rol oynamaya hazır olduklarını ifade etmiştir. Özellikle şunu vurgulamak isterim: Bugün Sayın Kürdistan Bölgesi Başkanı’nın İran Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Dışişleri Bakanı ve görüşmelere katılan diğer siyasi figürlerle yaptığı görüşmelerde, Kürdistan Bölgesi’nin İran ile ilişkilerinde bir uzlaşma aşamasını geride bıraktığı ve artık ilişkilerin geliştirilme sürecine girdiği net bir şekilde hissedildi.
Soru: Kürdistan Bölgesi mevcut dengeleri nasıl koruyor?
Dilşad Şehab: Bu dengeyi korumak bizim elimizdedir; kimsenin bize bu yolu dayatması söz konusu değildir. Bölgede yaşanan tüm karmaşalar bir yandan savaş, kaos ve terör tehdidini barındırırken, diğer yandan da Türkiye’de barış görüşmeleri, Suriye’de yeni bir idari model tartışmaları ve ABD ile İran arasındaki diyalog gibi gelişmeler sürmektedir. Kürdistan Bölgesi, tüm bu meselelerle oldukça başarılı bir şekilde başa çıkmayı başarmıştır. Bu başarı, tamamen kendi özgün duruşundan ve bağımsız karar alma yetisinden kaynaklanmaktadır. Tüm taraflar da bu kararlara saygı göstermektedir.
Ortadoğu’daki çelişkili aktörlerin tamamı, Kürdistan Bölgesi’nin aldığı kararlara saygı duymaktadır. Çünkü bu kararlar tamamen kendi irademize dayanmakta, Kürdistan Bölgesi’nin çıkarları her şeyin önünde tutulmaktadır. Irak’ın istikrarı ile Kürdistan Bölgesi’nin istikrarını ortak bir hedef olarak benimsedik. Bu da Kürdistan Bölgesi’nin zeminini ve konumunu sağlamlaştırmıştır.
Soru: Bu ziyaret sırasında Kürdistan Bölgesi ile İran arasında herhangi bir yazılı anlaşma imzalandı mı?
Dilşad Şehab: Coğrafi konum ve tarihsel bağlar gereği İran ile ilişkilerimiz uzun ve derin bir geçmişe dayanmaktadır. İran’ın, zor dönemlerde sığınmacı günlerinde, ayaklanmaların bastırılmasında, Kürdistan’ın yeniden inşasında ve terörle mücadelede sergilediği tutum ve destek göz önüne alındığında, bu tür ziyaretlerde yeni bir yazılı anlaşma imzalanmasını beklemek her zaman gerekli olmayabilir. Bizim aramızda zaten bir karşılıklı anlayış ve birçok ortak çıkar bulunmaktadır. Bu ziyarette de ilişkilerin bir sonraki aşamaya taşınması yönünde bir değerlendirme yapıldı.
Evet, İran Cumhurbaşkanı'nın Erbil’e yapacağı ziyaretin temelleri de bu görüşmelerde atıldı. Şu ana kadar atılan tüm adımlar her iki tarafça da olumlu olarak değerlendirilmiş durumda.
Görüşmelerin büyük bir bölümü, mevcut gerilimlerin nasıl aşılabileceği üzerineydi. Bugün gelinen noktada her iki taraf da atılan adımların olumlu yönde olduğunu ifade etti. Ayrıca önümüzdeki yakın bir gelecekte Kürdistan Bölgesi'nin dört valisi resmî bir davetle Tahran’a gidecek ve ekonomik işbirliği ile ikili ilişkilerin geliştirilmesi üzerine görüşmeler gerçekleştirecek. Bugün itibarıyla İran ile ilişkilerimiz her zamankinden daha iyi bir düzeydedir diyebilirim.