Irak'ı yönetecek yeni kabinenin büyük oranda şekillenmesiyle beraber gözler Kürtlere çevrildi. Zira yeni kabinede Kürtlere kaç bakanlığın ve hangi bakanlıkların verileceği merak ediliyordu.
Yeni kabinede Şiilere 12, Sünnilere 6, Kürtlere 4 bakanlığın verileceği netleşti.
Fuad Hüseyin’in Maliye Bakanı olması Kürtler için Bağdat’ta elde edilen büyük bir kazanım olarak değerlendiriliyor.
Çeşitli üniversitelerde görev yapan Kürt akademisyenler Kürtlerin Irak Parlamentosu’ndaki durumunu K24’e değerlendirdi.
“Güçlü Bakanlıkların Olması Önemli”
İngiltere Saint Andrews Üniversitesi’nden Dr. Deniz Çifçi, hem Irak’ın geleceği konusunda hem de Kürdistan’ın uluslararası siyasi platformlarda temsil edilmesi için Kürtlerin Irak Parlamentosu’nda bulunmasının olumlu olduğunu söyledi.
Çifçi, yeni kararlar için parlamentonun önemli bir yer olduğunu belirterek şu değerlendirmede bulundu:
“Referandum sürecine kadar olan dönemi göz önüne aldığımızda Kürtler en zayıf pozisyonları yaşamaktaydı. Şimdiye kadar aldıkları bakanlıklar da belirleyici değildi. Buna rağmen Kürtlerin mecliste bulunmaları olumludur. Bu yeni gelişmelere olanak da sağlayabilir. Suriye’de taşlar yerine oturmadan, aynı şekilde Batı ve ABD’nin İran ile olumlu ya da olumsuz ilişkileri bir düzene girmeden Irak’ın durumu netleşmeyecek. Çünkü Irak’taki durumlar Suriye ve İran’daki siyasi gelişmelere bağlı. Sonra sıra Irak’a gelecek. Bu sıralarda Kürtler de güçlü bakanlıklar ve diplomatik noktalarda olursa önemli gelişmelere olanak sağlar.”
Çifçi, “İran’ın büyük etkisiyle Kürtlerin Irak’ın siyasal geleceğinin belirlemesinde önemli bakanlıklarda yer almasını istemediler” dedi.
Dosky: Öncelik Birlik
Amerika Columbia Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Dr. Bayar Dosky de 25 Eylül 2017’de yapılan bağımsızlık referandumundan sonra, Kürtlerin Irak’ta birçok sorunla karşı karşıya kaldığını söyledi.
Dosky şu değerlendirmelerde bulundu:
“Referandumdan sonra yaşanan olumsuzluklara rağmen Kürtlerin güçlü bir şekilde Irak Parlamentosu’nda bulunmalarının, iyi sonuçlar vereceğini düşünüyorum. Çünkü şu an Kürdistan’ın birçok sınırında savaş var. Onun için hem siyasi temsilliyet hem de ekonomik kazanımlar için Bağdat biz Kürtler için önemli… Ama Kürtler Bağdat’ta birlik içinde ve güçlü olmalı. Kürtler Irak’ta güçlü olduklarında İran’da da ABD’de de güçlü olacaklar. Kürdistan’ın Irak’ta daha güçlü bir role sahip olması için birlik şart.”
“Irak Çözümsüzlükte Israr Edecektir”
İstanbul Ticaret Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Dr. Erdem Aydın ise, “İçişleri, dışişleri, savunma, petrol, ulaştırma, sanayi gibi çok önemli bakanlıkların Kürtlere verilmeyişi gelecek için önemli ipuçları barındırmaktadır” dedi.
Erdem, “Artık Irak siyasetine yön verenler mutlak manada Şiilerdir ve gerek Kürdistan Bağımsızlık Referandumu’nda gerek Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerin işgalinde rol oynayanlar yine Şiilerdi. Bundan yola çıkarak denilebilir ki Kürtlere ve taleplerine karşı Baas rejiminden hiçbir farkı olmayan Şii yönetimi ve silahlı uzantıları, bundan sonraki süreçte de mevcut politikalarını ısrarla sürdüreceklerdir. Petrol, Irak Anayasası, sınır kapıları ve tartışmalı bölgelerde yeniden uygulamaya konulan Araplaştırma politikaları konusunda yeni hükümet de çözümsüzlük siyasetini sürdürecektir” diye konuştu.
Erdem, en iyi çıkış yolunun Kürtlerin birlikteliğinde olduğunu ifade ederek, “Kendi bölgesinde seçimlerden en güçlü parti olarak çıkan KDP'ye daha büyük görevler düşmektedir. Özellikle Kürdistan Parlamentosu’nda diğer Kürt partilerle uzlaşmaya giderek oluşturacağı bölgesel hükümet, Kürtlerin kazanımlarının en garanti yoludur” değerlendirmesinde bulundu.
Malazade: Irak İşgalcidir
Kürdistan Soran Üniversitesi’nden Siyaset Bilimci Dr. İbrahim Malazade ise, diğer Kürt akademisyenlerden farklı olarak Kürtlerin Irak Parlamentosunda bulunmaması gerektiğini savunuyor.
Malazade, “Birçok Kürt siyasetçi, yazar, aydın; Irak’ı işgalci olarak görüyor. Ben de her zaman ‘Kürtlerin yeri Bağdat değildir’ diyorum. Yüz yıldır Bağdat Kürtlerin önünü hep kesiyor. Kürtlerin bir hak elde etmesini istemiyor. 16 Ekim olaylarından önce Irak Cumhurbaşkanı Kürt’tü, Kürtler o zaman da parlamentodaydı. Ama bunlar Kerkük ve diğer bölgelere yapılan saldırıları engellemedi. Onun için Kürdistan’ın işgalcilerinin meclisinde Kürtlere bir kazanç çıkmaz. Bağdat güçlü olduğu zaman Kürtlere bir fayda getirmez. Kürtler Bağdat’a karşı güçlü oldukları zaman fırsatları değerlendirmediler. Ama maalesef şu an Bağdat Kürtlere karşı daha güçlü” ifadelerini kullandı.