Bir Kürt yetkilisi, Kürdistan Bölgesi sınırları dışında kalan ve Arap nüfusunun daha fazla olduğu “sorunlu bölgeler”i istemekten vazgeçmesi gerektiğini öne sürerken, bazı yetkililer ise sınırın Hemrin Dağları’na kadar uzandığını ifade ediyor.
Irak Anayasası’nın 140’ıncı maddesi çerçevesinde Ninova, Selahaddin, Diyala, Vasit ve Kerkük’ün tamamını ilgilendiren ve “sorunlu bölgeler” ya da “tartışmalı bölgeler” diye adlandırılan bölgelerin kaderi, Hewler – Bağdat arasındaki gerginliğin ana sebebini teşkil ederken, güvenlik bir engel olarak nitelendiriliyor.
Musul’un Şengal halkı ve yetkilileri, o bölgelerdeki Araplar’ı (Saddam rejimi, Kürtler’i sürgüne maruz bırakarak yerlerine Araplar’ı yerleştirmişti) Irak - Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün işgaline yardım etmekle suçluyor.
Bazı Kürt yetkilileri, tamamen Araplaştırılan yerlerden vazgeçilmesi gerektiğini düşünüyor.
Rûdaw’a konuşan Sorunlu Bölgeler Komisyonu Başkanı Dr. Muhammed İhsan, Kerkük’ün Havice, Rabia, Vasit’e bağlı Mendeli, Bedre ve Cesan gibi bölgelerin Kürdistan sınırları dışında kalmasının daha iyi olacağını söyleyen Dr. Muhammed İhsan, “Yasal olarak Kürdistan Bölgesi Hükümeti, oradaki Araplar’ı kendi topraklarına geri gönderemez” dedi.
Dr. Muhammed İhsan, şöyle devam etti:
“Kürtler de, Araplar’ın tarih boyunca kendilerine karşı izledikleri politikayı uygulamaya kalkarsa, durum daha da gerilir ve Kürdistan topraklarının elden gitmesine yol açabilir.”
Hükümetin, referandumu nahiyeler bazında yapmasını gerektiğini söyleyen Dr. Muahmmed İhsan, “Kerkük dışında Ninova, Diyala, Selahaddin ve Vasit illerinde Araplar çoğunluğu oluşturmaktalar. Artık Kürtler’in gerçekçi düşünere, gerekirse bazı bölgelerden vazgeçerek kalıcı bir çözüm üretmesi lazım” dedi.
Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani, 2 Eylül’de, Kürdistan Parlamentosu’ndan geçen ve referandum yapılmasının önünü açan yasa tasarısını onaylamıştı.
Kürdistan Bölgesi Başbakanı Neçirvan Barzani, Irak Anayasası’nın 140’ıncı maddesi konusunda bir an önce karar verilmesi gerektiğini vurgulamıştı.
Irak Anayasası\'nın 140’ıncı maddesine göre 2007 yılına kadar bu bölgelerde nüfus sayımı yapılması gerekiyordu. Sonuçlara bölgeler, Erbil\'e veya Bağdat yönetimine bağlanacaktı. Ancak çeşitli siyasi gerekçeler öne sürülerek bugüne referandum yapılmadı.
“Araplaştırma” politikası kapsamında farklı tarihlerde Kürtler sürgün edilerek, topraklarına Araplar yerleştirildi. Örneğin; Kerkük’ün batısındaki Havice İlçesine 1935 yılında Ubed ve Cıbur aşiretleri getirildi. Hurmatu, Mahmur, Hanekin ve Celevla ilçelerinde 1970’lerin başından 1980’lerin başına kadar Araplaştırma politikası uygulandı.
Kaynak: Rudaw
