Türkiye ile PKK arasında yeniden alevlenen çatışmaların, ABD’yi, YPG ile derinleşen ilişkileri olumsuz etkileyeceği endişesine sevk ettiğine vurguda bulunulan yazıda, kimi YPG’lilerin de ABD ile gelişen ittifağın hasar görmesinden rahatsız olduklarını ileri sürüyor.
Suriye’deki muhaliflere yönelik ‘Eğit-Donat’ programının fiyasko ile sonuçlanması üzerine YPG’nin kredisinin her geçen gün arttığına dikkat çekilen yazıda Başkanlık seçiminin kızıştığı bugünlerde Demokratların Cumhuriyetçilere karşı acilen bir başarı hikayesine ihtiyaç duydukları ve o hikayenin adının da Kürtler olduğuna yer veriliyor.
Ancak, geçmişteki bazı deneyimler nedeniyle YPG’nin bir başına bu işin üstesinden gelemeyeceğine vurguda bulunulan yazıda bunun için ekstra güçlere ve ağır silahlara ihtiyaç duyulduğu, Türkiye\'nin ağır silah geçişine razı olamayacağı için geriye tek seçeneğin Kürdistan Bölgesi rotası olduğu ve halihazırda silah yüklü kamyonların hazır bekletildiği belirtilerek bu sorunun çözümü için ABD öncülüğünde son günlerde gerçekleşen gelişmeler şu şekilde dile getiriliyor:
“ABD’nin yoğun diplomasisi neticesinde sorun aşıldı. Kamyonlar geçti. Ve yine ABD’nin bastırmasıyla Barzani ve PYD Eş Başkanı Salih Müslim bu hafta uzun zamandır ilk kez Erbil de bir araya geldi. ABD Başkanı Barack Obama’nın IŞİD’e Karşı Mücadele Özel Temsilci Yardımcısı Brett McGurk de görüşmelerde hazır bulundu.
Mutabakat sonucu Irak Kürdistanı yönetimince YPG’ye silah sevkiyatına kontrollü şekilde izin verileceği iddia ediliyor. Bunun karşılığında ise YPG Barzani’nin eğittiği Suriye KDP’sine bağlı peşmergelerin Suriye’ye geçişine izin verecek. Iraklı Kürt kaynaklara göre YPG ve peşmerge komutanları Zaho’da ortak operasyon merkezi kurdu bile.
Ancak Erbil merkezli Bas News’ un aktardığına göre YPG Sözcüsü Redur Xelil, Suriye KDP’sine bağlı peşmergelerin geçişlerine olanak sağlanacağı haberini yalanlandı. Xelil, ayrıca ABD özel kuvvetlerinin YPG’ye Suriye’de eğitim verdiği haberlerin de asılsız olduğunu savundu. Anlaşılan pürüzler sürüyor.”
Amberin Zaman, yazısının sonuç bölümünde Türkiye’nin bu sürece başından beri seyirci olarak katılmasını ve Rojava Kürtlerine el uzatmamasını büyük bir hata olarak görüyor ve devlet aygıtının Kürtlere yönelik paranoyasının bir türlü aşılamadığını hatırlatıyor.
Yekgirtû: Olağanüstü oturum girişimi bir oyundu
