Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri, Türkiye’nin Rojava'da Kürtlerin yoğunlukta olduğu yerlere Arap nüfusunun yerleştirildiği iddiasıyla soru önergeleri verdi. Önergelerde, “Bugüne kadar Türkiye’nin Suriye’de kontrol ettiği bölgelere kaç Suriyeli mülteci yerleştirilmiştir? Bunların daha önce yaşadıkları yerlere dair resmi kayıtlar var mıdır?” sorusu yöneltildi.
HDP milletvekilleri Mahmut Toğrul, Ayşe Sürücü, Ömer Öcalan ve Mensur Işık’ın hazırladığı önerge, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı’na verildi. Önergede, ‘Zeytin Dalı’, ‘Fırat Kalkanı’, ‘Barış Pınarı’ gibi operasyonlarla, Suriye’nin mevcut toprak bütünlüğünün Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından ihlal edildiği ifade edildi.
"Kürtleri Azınlık Noktasına Getirmek"
Urfa Milletvekili Ayşe Sürücü, verdiği önergede, “Arap kenti olan Cerablus’tan binlerce Arap, Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesi üzerinde Kürt kenti olan Serêkanî ve Girê Spî’ye zorla taşınmaktadır. Demografik yapıya yapılan müdahaleye mercek tuttuğumuzda, müdahale yönünün amacının Kürt kentlerinde Kürtleri azınlık noktasına getirmek olduğu görülmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
“Doğu Raporu Uyarlanıyor”
Muş Milletvekili Mensur Işık, önergesinde, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Birleşmiş Milletler’de (BM) gösterdiği haritaya atıfta bulundu. Dönemin Başbakanı İsmet İnönü tarafından 1930’larda hazırlanan Doğu Raporu’nun, bugün Suriye’ye uyarlandığına işaret edilen önergede, “Tarihsel süreçte İsmet İnönü’nün Raporu’nda öncelediği, Malatya, Elazığ, Erzincan gibi Kürt illeri ile birlikte, Baas rejimlerinin Irak ve Suriye’de uyguladığı Kürtlerin nüfus mühendisliğine dair politikaları bugün halen Erzincan’da, Kerkük’te, Afrin’de ve Kürt nüfusunun yoğun olduğu birçok yerde devam etmektedir” denildi.
Serêkanî Te Girê Spî’ye Taşınanlar
Antep Milletvekili Mahmut Toğrul da önergede, korona virüsü salgını sürecinde Suriyelilerin gece yarısı, sınır kapılarından Türkiye’ye geçiş yaptıklarına dair haberlere değindi. Önergede, “TSK ve ona bağlı ÖSO gruplarının denetiminde olan Arap kentlerinden, Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesi üzerinden Kürt kentleri olan Serêkanî ve Girê Spî’ye zorla kişilerin taşındığı basına yansımıştır” ifadelerine yer verildi.
Urfa Milletvekili Ömer Öcalan ise “Rojava’ ya yerleştirmek istediği Suriyelilerin hangi şehirden, hangi bölgeden olacağı net olarak bilinmesine rağmen, neden ısrarla Arapları Rojava’ya yerleştirmek istemektedir?” ifadelerini kullandı.
Milletvekillerinin yönelttiği bazı sorular şöyle:
Cerablus’tan, Kürt kenti olan Serêkanî ve Girê Spî’ye binlerce Arap’ı neden taşımaktasınız? Bir bölgenin demografik yapısını tahrip etmenin insanlık suçu olduğunu biliyor musunuz? Yaptığınızın demografik yapıyı tahrip etmek olduğunun farkında mısınız? Suriye’yi terk eden mültecilerin, Suriye’nin hangi şehrinden, hangi bölgesinden oldukları net olarak bilinmesine rağmen, Suriye’nin Arap yurttaşları neden ısrarla Rojava’da Kürtlerin yoğun olduğu yerlere yerleştirilmek istenmektedir? Efrin’de Kürtlerden boşaltılan yerlere kimler yerleştirilmiştir? Efrin’e ÖSO, El Kaide ve DAİŞ gibi grupların aileleri ile birlikte yerleştirildikleri iddiaları doğru mudur? Gaziantep Valiliği’nin açıklamasında belirtmiş olduğu ve Serêkanî ve Girê Spî’ye döneceği ifade edilen Suriyelilerin, daha önce burada yaşadıklarına dair resmi kayıtlar var mıdır? Varsa bu kayıtlar neden kamuoyu ile paylaşılmamaktadır? Bugüne kadar Türkiye’nin Suriye’de kontrol ettiği bölgelere kaç Suriyeli mülteci yerleştirilmiştir? Bunların daha önce yaşadıkları yerlere dair resmi kayıtlar var mıdır? 2005 yılından itibaren Erzincan’a yerleştirilen Ahıska Türklerinin toplam nüfusu kaçtır? Ahıska Türklerinin özellikle Erzincan’a yerleştirilmesinin temel gerekçesi nedir? Karkamış sınır kapısından geçiş yapan ve yerel halk tarafından da kayda alınan görüntülerdeki kişiler kimlerdir? Sayıları tam olarak kaçtır? Bu kişiler nereye götürülmüştür? Coronavirüs tehlikesinin sürdüğü bir dönemde gerekli tedbirler alınmadan kalabalık grupların sınırdan geçişlerinin yapılması, Türkiye’de yaşanan salgın sürecini daha da derinleştirmeyecek midir?”