İHD ve MAZLUMDER'den 'Askeri yargı kaldırılsın
İHD ve MAZLUMDER genel merkezleri tarafından organize edilen ve Türkiye’de bulunan tüm şubelerinin katılım gösterdiği ‘Askeri Yargı Kaldırılsın’ kampanyasına start verildi. Amed\'de yapılan açıklamada, yargı birliğinin sağlanması, yargının tarafsızlı.
İHD ve MAZLUMDER genel merkezleri tarafından organize edilen ve Türkiye’de bulunan tüm şubelerinin katılım gösterdiği ‘Askeri Yargı Kaldırılsın’ kampanyasına start verildi. Amed\'de yapılan açıklamada, yargı birliğinin sağlanması, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığının tesis edilmesi ve hukukun üstünlüğü ilkesine uygun bir yargı yapılanmasının gerçekleşmesi için askeri mahkemelerin kapatılması istendi.
İHD ve MAZLUMDER, \'Askeri Yargı Kaldırılsın\' kampanyasını bugün Amed\'de bir basın açıklamasıyla başlattı. 2. Taktik Hava Kuvvetleri Komutanlığı önünde yapılan açıklamaya İHD Şube Başkanı Raci Bilici, MAZLUMDER Şube Başkanı Abdurrahim Ay ve iki derneğin yöneticileri katıldı.
Açıklama öncesi kısa bir konuşma yapan MAZLUMDER Şube Başkanı Abdurrahim Ay, askeri yargının kaldırılmasına ilişkin kampanyanın startını verdiklerini belirterek, askeri yargı sisteminin kendisini sivil yargıdan ayrı gören ve birçok tartışmalı karara imza atan bir yargı sistemi olduğunu söyledi. Çağdaş demokrasilerde ve evrensel hukukta askeri ve sivil yargı ayırımı olmadığını kaydeden Ay, Roboskî örneğinde olduğu gibi askeri yargının yanlı ve hukuk dışı kararlara imza attığını, bu nedenle bir an önce kaldırılması gerektiğini dile getirdi.
Ay’ın ardından İHD Şube Sekreteri Abdusselam İnceören, hazırlanan açıklama metnini okudu. Türkiye yargı sisteminin yargı birliğinden uzak olup, çok başlı ve karmaşık olduğunu belirten İnceören, “Emir komuta zincirindeki askeri yargı, özel yetkili mahkemeleri ile ve iş yükü altında çalışamaz hale gelen adli yargı, halkı ile arasına duvarlar ören idari yargı olarak farklı alanlara bölünmüş olan yargının aynı zamanda tarafsızlığı ve bağımsızlığı ile ilgili ciddi sorun bulunmaktadır” dedi.
Adaletin sağlanması için halk nezdinde güvenilir olmasını sağlayacak hukukun üstünlüğü ilkesine uygun bir yargı yapılanmasına ihtiyaç olduğunu ifade eden İnceören, resmi verilerde 1992-2012 yılları arasında 2221 askerin intihar sonucu yaşamını yitirdiğinin geçtiğini, sadece 2013 yılında 64 askerin intihar adı altında şüpheli şekilde yaşamını yitirdiğini hatırlatarak, bu tür yaşam hakkı ihlallerinin etkin şekilde soruşturulmadığını veya kovuşturmaya dönüşmediğini belirtti.
Vicdani ret hakkının tanınmaması ile kışlalardaki ölümlerin yakından ilişkili olduğnu da vurgulayan İnceören, konuyla ilgili düzenleme yapılmasını istedi.
İnceören Roboski Katliamı davası ve faili meçhul davalar seyrini de hatırlattı. \"AİHM’in 1994 yılında savaş uçaklarınca bombalanan ve 30’dan fazla insanın öldüğü Kuşkonar ve Koçağlı köylülerinin yaptığı başvuruyu kabul ettiği ve böylece Türkiye’de yaşam hakkının korunmadığı gerçeği bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Askeri yargı konusunda temel sorunun bir darbe Anayasası olan 1961 Anayasası ile ihdas edilen ve yine bir askeri darbe ürünü olan 1982 Anayasası ile güçlendirilen Türkiye askeri yargısının, Türkiye yargı teşkilatı içerisinde meşruiyetinin bu güne kadar sorgulanmadan yerini koruyabilmesi, darbelerin sonuçlarını ve etkilerinin büyük ölçüde yürürlükteki darbe anayasası sayesinde sürmekte olduğu gerçeği hatırlanarak, somut çözüm önerisi bağlamında askeri yargıyı da içine alan kapsamlı bir yargı reformu ve sivil bir anayasanın gerekli olduğu bir kez daha görülmektedir” dedi.
İnceören, MAZLUM DER ve İHD\'nin önerilerini şöyle sıraladı:
-Askeri mahkemeler ve bu mahkemelerin temyiz mahkemeleri ve askeri yüksek idare mahkemesi kapatılmalı ve bir an önce yargı birliği sağlanmalıdır.
-Vicdani ret hakkı tanınmalı ve gerekli yasal değişiklikler yapılmalıdır.
-Bu hususta yapılacak Anayasa değişikliği gerçekleştirilinceye kadar askeri kışlalarda meydana gelen her türlü yaşam hakkı ihlali ve vücut bütünlüğüne yönelik ihlallerin soruşturma ve kovuşturması sivil savcılıklar ve mahkemelerde görülmelidir.
-Ceza kanunu tek bir ceza kanunu olarak düzenlenmeli, ayrıca askeri ceza kanunu şeklinde başka bir ceza normu olmamalıdır.
-Askeri mahkemeler sadece disiplin mahkemesi olarak yeniden düzenlenmeli ve sadece askeri disiplin suçlarını kovuşturmalıdır.
-Bugüne kadar askeri kışlalarda meydana gelen yaşam hakkı ihlalleri ile vücut bütünlüğüne yönelik ihlallerle ilgili soruşturma ve kovuşturma dosyalarının tamamı sivil savcılıklara ve mahkemelere devredilerek yeniden soruşturma ve kovuşturma yapılması sağlanmalıdır.
-Askeri kışlalarda meydana gelen yaşam hakkı ihlalleri ile ilgili olarak yaşamını yitiren askerlerin ailelerinin talepleri kabul edilmeli, devlet sorumluluğunu üstlenerek ailelere karşı gerekli her türlü iyi niyet yaklaşımını göstermeli, maddi ve manevi tazminat talepleri ile şehit, dul ve yetim aylıkları hakkında gerekli düzenlemeleri yapmalıdır.”
İnceören, kampanyayla ilgili ilk olarak Meclis\'te grubu bulunan partileri ve İnsan Hakları Komisyonu\'nu ziyaret edeceklerini ve bir dizi etkinlik gerçekleştireceklerini de belirtti.
Açıklamanın ardından İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici de Kürtçe konuşmasında kampanyaya ilişkin bilgi verdi.
Nerina Azad
Bu haber toplam: 2120 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:06:59:32