Deneyimli Kürt yazar ve siyaset adamı Günay Aslan, geçmişte Kürt kimliğinin inşasında ve Kürt sorununun uluslararasılaşmasında önemli roller üstlenen Kürt medyasının, uluslararası dengelerin ve Kürdistan merkezli bölgesel gelişmelerin etkileşimini yansıtmakta yetersiz kaldığını dile getiriyor.
Günümüzün en etkili güçlerinden biri kuşkusuz medyadır. Öncelikli görevi kitlelere haber ve bilgi sağlama olan medya bireylerin toplumsallaşması ve toplumsal araçlar için motive edilmesi konularında da etkin roller üstlenmektedir.
Amerikalı siyaset bilimci Richard Fagen Medya’nın toplum üzerindeki etkisini dile getirirken çarpıcı bir örnek sunar: “Eğer 2 bin kişiyi kitle iletişim araçlarında kilit noktalara yerleştirebilecek bir düzenbazlık şebekesi kurabilme imkanı olsa, Amerika’nın tümünü ve dünyanın büyük bir kısmını ABD Başkanının öldüğüne inandırmak işten bile değildir!..”
Gelişmiş toplumlarda dahi Fagen’in dile getirdiği örnekte olduğu gibi son derece etkili bir işlevi yerine getirebilecek medyanın Kürdistan toplumu için de hayati bir öneme sahip olduğu tartışılmaz. Parçalara ayrılmış Kürdistan toplumuna ulusal bilinç kazandırma, teknolojik devrimin alabildiğine hızlandırdığı ulusal ve kültürel tükenişe karşı set çekme noktasında Kürt medyasının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiği noktasında kamuoyunda derin ayrılıklar bulunuyor.
Her ne kadar Kürt siyaseti medyayı kontrol ediyor gibi görünüyorsa da, bir çok noktada, mevcut ilişkilerin birbirini güdülemesi neticesinde karşılıklı bir kontrolün hatta medyanın siyaseti kontrol etmesi gibi bir durumun söz konusu olduğunu ileri sürmek abartı olarak görülmemeli.
Kürt siyasal partileri, medyanın toplum üzerindeki tartışılmaz etkisini son süreçte farketseler de, bunu toplumun ulusal ve kültürel olarak bilinçlendirilmesinde kullanmak yerine kendi politik gayelerine hizmete sevketmeyi tercih ettiler.
Kürdistan siyasal mücadelesinin uluslararası boyuta evirildiği bir süreçte Kürt medyasının bir bütün olarak tarihsel ve toplumsal rolünü yerine getirip getirmediği, habercilik ve kamuoyunu doğru bilgilendirme hususlarında evrensel ilkelere uygun hareket edip etmediği ve siyasal partiler ile medyanın ilişkileri konularında kamuoyunun merak ettiği bazı soruları değerli Kürt yazar, gazeteci ve siyasetçisi Günay Aslan’a sorduk.
Siyasetin gölgesi basının üzerindedir
Günay Aslan: Kürdistan’ın tarihsel bir süreçten geçtiği, Kürt halkının kaderinin yeniden belirlendiği günümüzde Kürt medyası tarihsel misyonuna uygun bir duruş sergiliyor ancak bunun yeterli ve etkili olduğu söylenemez. Nitelikli ve etkili ulusal bir basın ağına sahip olamamamızın birçok nedeni var ancak görünen en önemli neden Kürt siyasetinin parçalı ve ulusal eksen yerine partisel eksenli siyaset yapmasıdır. Ne de olsa Kürt medyasını yaratan temel dinamik Kürt siyasetidir ve siyasetin gölgesi her zaman basının üzerindedir.
Dolayısıyla evrensel basın ilkelerine göre değil siyasi partilerimizin taktik ve stratejik ihtiyaçlarına göre yayın yapan bir medya gerçeğimiz var.
Kürt medyası yeni misyonlara yelken açmalı
Hakkını yememek gerekir medyamız Kürt halkının sesinin duyulmasında, Kürt ulusal kimliğinin inşasında ve Kürt sorununun uluslararasılaşmasında önemli roller üstlendi ve bunu başarıyla yerine getirdi ancak bu misyon geçmişe aitti ve şimdi onu yeni misyonlar bekliyor.
Kürt medyasının şimdi Kürdistan’ın bütün parçalarından ve diyasporadan Kürt toplumunun çıkarlarının korunması, toplumsal dinamiklerinin önünün açılması, onlara hayatın her alanında rekabet gücü kazandırılması, bilgi, iletişim ve teknik başta olmak üzere her alanda yaşanan yenilikleri topluma aktararak onu her açıdan güçlendirecek ve ayrıca uluslararası demokratik toplumla birleştirecek bir yayın çizgisi izlemesi gerekiyor.
Günümüzde medyamızın böylesi bir misyona sahip olması gerekiyor. Elbette bunun için yapısal bir değişim gerekiyor ancak medyanın böylesi bir misyona sahip olabilmesi için de siyasetimizin ideolojik ve aşiretsel bagajlarından kurtulması kendisini zamanının ruhuna uygun olarak yeniden yapılandırması; kapsamlı bir değişim ve dönüşüm yaşaması gerekiyor ki bu da zor görünüyor.
Kürt medyası, Kürdistan\'ın merkezinde bulunduğu bölgedeki alt-üst oluşu yansıtmakta yetersiz kalıyor
Öte yandan bilgi ve iletişim çağının bir sonucu olarak Kürtlerde de sivil toplum ve buna bağlı olarak sivil medya da giderek gelişiyor. Bir takım eksik ve yetmezlikleri olsa da zaman içerisinde bu medyanın alternatif hale gelebileceği de görülüyor.
Son olarak; Ortadoğu’nun siyasi atmosferi değişiyor. 100 yıllık statüko çökmüş durumda. Bölgede yeni dengeler kuruluyor ve Kürdistan bu dengelerin odağında duruyor. Bölgedeki siyasi atmosferin değişiyor, bölgenin yeniden dizayn ediliyor ve yeni dengelerin kuruluyor olması Kürtleri derinden etkiliyor ancak, Kürt medyası bu etkileşimi yansıtmakta yetersiz kalıyor.
Bu yetmezmiş gibi zaman zaman iç siyasi rekabete de alet oluyor ve Kürt partileri arasındaki olumsuz atmosferi derinleştirici bir rol üstleniyor. Bu da Kürtlerin haklı davasına zarar veriyor.
Oysa siyasi parçalanmışlığa ve bölünmüşlüğe rağmen ulusal medyanın ve tek tek bütün basın çalışanlarının birlikten ve birlikte özgürlükten yana bir duruş sergilemesi ve bunda ısrar etmesi gerekiyor.
Zamanın gerçeği Kürt medyası ve gazetecilerinin önünde bundan başka bir yol bırakmıyor.
Günay Aslan kimdir:
Günay Aslan 1960 yılında Van’ın Özalp ilçesine bağlı Saray nahiyesinde dünyaya geldi. 1975-76 öğretim yılında Van Atatürk Lisesi’nden mezun olduktan sonra 1981-85 yılları arasında Van’da Cumhuriyet ve Hürriyet gazeteleriyle Ulusal Basın Ajansı‘ında muhabir olarak çalıştı. 1987-1989 yılları arasında haftalık 2000’e Doğru Dergisi’nde çalışan Aslan, 12 Eylül sonrasında kurulan ve kendisinin de kurucuları arasında yer aldığı Sosyalist Parti’nin Merkez Karar Kurulu üyeliğiyle Van İl Başkanlığı görevlerini yaptı.
20 Eylül 1990 yılında bir grup arkadaşıyla birlikte yayın hayatına başlattıkları Yeni Ülke’nin Genel Yayın Yönetmenliği’ni yaptı. 1995 yılında Almanya’ya iltica etti. Mesleki çalışmalarına ‘siyasi mülteci’ statüsü elde ettiği Avrupa’da devam etti.
1995 yılında Yeni Politika’nın kuruluş çalışmalarına katıldı ve gazetinin yayın kurulu üyeliğini yaptı. Aynı yılın sonbaharında yayına başlayan ilk Kürt televizyonu MED TV’de 1995-1999 yılları arasında program yapımcısı, spiker, haber müdürü ve moderatör olarak görev yaptı.
1996 yılında bir grup arkadaşıyla Kürdistan Gazeteciler Birliği’ni kurdu. Birliğin ilk başkanı oldu. Aynı yıl Sınır Tanımayan Gazeteciler ‘onur ödülünü‘ aldı.
1998-2001 yılları arasında Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) ve Kürdistan Yazarlar Birliği kurucu üyeliğiyle Kürt Pen Kulübü Genel Sekreterliği görevlerini yaptı.
2001-2014 arasında Avrupa’da yayın yapan Kürt televizyonlarından MEDYA TV ve ROJ TV‘de debatörlük, STERK TV’de moderatörlük yaptı.
2008 yılında Avrupa/Türkiye Barış Meclisi kuruluş çalışmalarına katıldı. Kurucusu olduğu Avrupa/ Türkiye Barış Meçlisi’nin iki yıl sözcülüğünü yaptı. Uluslararası AF Örgütü ve Pen Kulübü üyesi olan Günay Aslan’ın yayımlanmış 13 kitabı bulunuyor.
Kürtçe, Türkçe ve Almanca bilen Günay Aslan Haziran 2015 öncesi Kürdistan’a geri döndü ve halen Kuzey Kürdistan’da yaşamını sürdürüyor.