Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Belçika Dışişleri, Avrupa İşleri, Dış Ticaret ve Federal Kültürel Kurumlar Bakanı Bernard Quintin ile Ankara'da ortak basın toplantısı düzenledi.
Fidan, şunları kaydetti:
"Bu yeni dönemde de kendisini sıkıntıda ve endişede hisseden herhangi bir Suriye'de çoğunluk veya azınlık varsa, kim olursa olsun; Nusayriler olur, Aleviler olur, Yezidiler olur, Hristiyanlar olur, kimler olursa olsun, Türkiye, diğerlerinin olduğu gibi bunların da hamisidir, koruyucusudur.
Bunların Suriye'de başına bela gelmemesi için her türlü girişimde bulunuyoruz. Suriye'nin yeni yönetimi de bu konuda fevkalade hassas.
İnşallah hiçbir şey olmaz ama olması durumunda Cumhurbaşkanımız (Recep Tayyip Erdoğan) bu konuda son derece hassas, prensipleri belli.
Kim zulme uğrarsa biz zulme uğrayanın yanında yer alırız. Onunla gerekli dayanışma içerisinde bulunuruz. Dolayısıyla kime olduğuna değil, ne yapıldığına bakıyoruz."
"Suriye konusunda aynı yerde duruyoruz"
Fidan, "Suriye konusunda aynı yerde duruyoruz. 50 yıllık Esed rejiminin, zulüm rejiminin bitmiş olması tabi ki Suriye halkı için, bölgemiz için büyük bir mutluluk kaynağı. Umuyoruz, diliyoruz bir an önce Suriye halkı kendi geleceğini büyük bir hızla inşa edecek" diyerek, Suriye halkının uluslararası toplumun desteğine ihtiyacı olduğunu kaydetti.
"Özellikle Suriye'nin yeni hükümetinin bu aşamada iç bütünlüğünü sağlarken, güvenliğini sağlarken, toprak bütünlüğünü, siyasal egemenliğini sağlarken aynı zamanda ülkenin yeniden inşası için gerekli olan ekonomik ve finansal araçların, ticari araçların bir an önce sağlanması konusunda da görüş birliği içerisinde olduk. Bu konuda elimizden gelen her şeyi yapmaya hazır olduğumuzu bir kez daha ifade ettik."
"DEAŞ tutukluları meselesi, bu konuda Türkiye uzun yıllardır net bir pozisyon ortaya koymakta"
Fidan, kendisine yöneltilen "Suriye'deki yabancı savaşçılarla ilgili Türkiye nasıl bir rol oynayabilir?" sorusuna ilişkin şunları söyledi:
"Kamplarda ve hapishanelerde bulunan DEAŞ tutukluları meselesi, bu konuda Türkiye uzun yıllardır net bir pozisyon ortaya koymakta. Özellikle kamplarda ve hapishanelerde tutulan DEAŞ tutukları bunlar ait oldukları ülkeler tarafından geri alınmalılar. Bunların burada belirsiz bir süre için tutulması, herhangi bir yargılama prosedürüne tabi tutulmaması ve geleceklerinin ne olduğuna dair herhangi bir planın veya ajandanın olmaması bölgede gerçekten büyük bir kriz kaynağına dönmüş durumda. Özellikle de DEAŞ tutuklularını orada tutmak için başka bir terör örgütünü getirip, PKK'yı, bu işte memur etmek gerçekten uluslararası sistemin şu anda baş başa kaldığı büyük bir açmaz ve kriz."
Bakan Fidan, Türkiye'nin uluslararası sistemin baş başa kaldığı bu krizi en iyi şekilde çözmek, Türkiye'nin güvenlik endişelerini ortadan kaldırmak, Suriye'deki toprak bütünlüğünü sağlamak, ve başta Kürtler olmak üzere yakın coğrafyada bulunanların güvenliğini sağlamak için tekliflerinin hazır olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
"Bir an önce Suriye hükümetinin kampların ve hapishanelerin güvenliğini devralıp, olmazsa Türkiye de bu konuda elinden gelen desteği vermeye hazırdır. Diğer taraftan Suriye'de, kamplar dışında da bulunan yabancı terörist savaşçılarla alakalı, özellikle PKK saflarında bulunan, ülkenin birliğine, bütünlüğüne karşı duran, sadece Suriye'nin birliğine, bütünlüğüne karşı durmakla kalmayıp, Türkiye'nin ve çevre ülkelerin de birliğini, bütünlüğünü tehdit altına alan unsurların da bir an önce ülkeyi terk etmelerini istiyoruz."