Türkiye 24 Haziran seçimlerine doğru giderken, siyasi partiler de seçim beyannamelerini açıkladılar, seçmene sözler verildi, vaatlerde bulunuldu. Partilerin üzerinde durduğu önemli konulardan biri de Kürt sorunuydu. MHP ile ortak seçimlere giden AKP ve adayları Erdoğan için Kürt sorunu artık yok. Bu yüzden seçim beyannamesinde de bu sorunu çözmeyle ilgili herhangi bir argümanda bulunmadılar.
Muhalefet cephesinde İYİ Parti de seçim beyannamesinde Kürt sorununa yer vermedi. Ancak CHP, Saadet Partisi ve HDP bu konuya geniş yer verdi. CHP sorunu kendisinin çözeceğini ve adres olarak da meclisi gösteriyor. Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce de bu konuda kararlı, barış ve birlikte yaşam mesajları veriyor, anadilde eğitim hakkını savunuyor. Kürt sorununun çözümüyle ilgili muhalefet cephesinde yer alan Saadet Partisi”nden de öneriler geldi.
Saadet lideri ve cumhurbaşkanı adayı Karamollaoğlu, Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin (DİTAM) konferansındaydı.
Yaptığı konuşmada, "Kürt meselesi sadece Türkiye’nin değil; İran, Irak, Suriye'nin de meselesidir. Dolayısıyla bu mesele ancak dört ülkenin bir araya gelmesiyle çözülebilir, emperyalist ülkelerin planları bu şekilde bozulabilir" dedi.
Karamollaoğlu, partisinin hazırladığı Kürt raporu açıkladı.
'Kürt Sorunu 'na üç başlık altında çözüm önerileri getirilen raporda, sorunun şimdiye kadar doğru teşhis ve yol haritası belirlenemediği için her dönemde varlığını devam ettirdiği, kalıcı ve kapsamlı bir çözümün de ortaya konamadığı tespiti yer alıyor.
Çözüm sürecinin AKP'nin daha fazla oy kazanma, PKK'nin ise alan kazanma hırsı gibi nedenlerle başarısız olduğunun belirtildiği raporda, "Sonuç itibari ile toplumda umut oluşturan bu sürecin başarısızlıkla sonuçlanması, meseleyi iyice derinleştirmiş ve içinden çıkılması zor bir hale getirmiştir" denildi.
Saadet Partisi'nin sorunu sadece güvenlik eksenli mücadele ile değil, ekonomik, sosyal, kültürel, siyasi, psikolojik, ekonomik alanlarda yapacağı topyekûn reformlarla çözmeyi hedeflediğinin belirtildiği raporda, çözüm önerileri üç başlık altında sıralandı.
Raporun temel haklarda çözüm önerileri bölümünde "İnancı, ırkı, mezhebi ne olursa olsun bütün vatandaşlarımıza temel insan hakları herhangi bir pazarlık konusu yapılmadan tanınacaktır" denildi. Anadil eğitiminin ve anadil kullanımının önündeki engellerin kaldırılması gerektiği vurgulandı.
Devletin kamu düzenini tesis ederken, hukuktan ayrılmaması ve meşru zeminde kalması hususuna da değinilen raporda, Kürt bölgesi için özel kalkınma programlarının hazırlanması, işsizliği önleyecek ve istihdamı artıracak politikaların hayata geçirilmesi vaatleri yer aldı.
Raporda köylerinden göç etmek zorunda kalanların geri dönüşünü sağlamaya yönelik politikalara hız verileceği de belirtilirken, "İç Barış ve Güvenlik" başlığı altında şöyle denildi:
"Terör örgütlerine katılanlar, nihayetinde bu ülkede doğmuş, bu ülkenin okullarında okumuşlardır. Doğum yerleri Muş, Hakkari, İstanbul'dur. İsimleri Ahmet, Mehmet, Hüseyin, Abdullah, Selahattin'dir. Bu itibarla terörle mücadele meselesi, dağa çıkmış kişilerin etkisiz hale getirilmesi kadar basite indirgenmemelidir."
Bu nedenle Kürt sorununun şiddet ve ölüm üzerinden değil, insanı yaşatma ve iç barışın tesisi üzerinden konuşulması gerektiği ifade edildi. Raporda, "Akan kanın durması, şiddetin son bulması için tüm alanları kapsayan, bütüncül ve kapsamlı bir anlayış ve strateji belirlenecektir" denildi.
Raporun sonuç bölümünde ise "Şüphesiz ki çözüm, etnik ve mezheplere dayalı yeni mikro devletler kurmak, coğrafyamızı yeni parçalara ayırmak değil; mevcut parçalanmışlıkları da gidererek daha büyük bir birlikteliğe doğru yol almaktır" ifadesi yer aldı.