ABD Başkanı Donald Trump, İran'ın nükleer tesislerine yönelik B-2 bombardıman uçaklarıyla gerçekleştirdiği saldırıyla birlikte askeri müdahaleye yöneldi. Bu adım, Trump'ın genellikle askeri güç kullanma konusundaki isteksizliğini aşarak, ABD'yi doğrudan bir yabancı çatışmaya dahil etti. Trump’ın bu yeni yaklaşımına Başkan yardımcısı JD Vance, "Trump Doktrini" adını verdi.
Vance, bu doktrinin temel unsurlarını şu şekilde açıkladı: "Amerikan çıkarlarını net bir şekilde ifade et, diplomasi ile bir sorunu çözmeye çalış, eğer bu başarısız olursa, 'aşırı askeri güç kullanarak sorunu çöz ve oradan hızlıca çık'." Ancak bazı gözlemciler, bu yeni doktrinin, genellikle öngörülemez ve tutarsız görünen bir dış politikayı açıklamak için bir çerçeve sunma çabası olduğunu savunuyor.
Orta Doğu uzmanı Aaron David Miller, "Trump'ın bir doktrini olduğunu düşünmüyorum. Trump'ın yalnızca içgüdüleri var," diyerek eleştirilerini dile getirdi. Trump'ın, İran'ın uranyum zenginleştirme yeteneğinden vazgeçmeyeceğini duyurmasının ardından bu askeri müdahaleye karar verildi. Saldırıların hemen ardından Trump, bir ateşkes ilan etti.
Beyaz Saray sözcüsü Anna Kelly, "Başkan Trump ve Başkan Yardımcısı Vance, ABD dış politikası için aynı 'güç yoluyla barış' vizyonunu paylaştıkları için mükemmel bir ekip," açıklamasında bulundu. Ancak, Trump'ın bu müdahaleye yönelik eleştiriler de yükselmeye başladı. Özellikle, Trump'ın daha önceki izolasyonist duruşunu benimseyen bazı Cumhuriyetçi destekçileri, İran ile uzun süreli bir çatışmaya sürüklenme olasılığından endişe ediyor.
Anketler, Amerikalıların büyük bir kısmının, ABD hava saldırılarına karşı İran'ın sivil hedeflere saldırabileceğinden endişe duyduğunu gösteriyor. Brookings Enstitüsü'nden Melanie Sisson, Vance'ın, Trump'ın sağ kanadını tatmin etmeye çalışarak askeri eylemin neden bir savaş öncesi hamle olmadığını açıklamaya çalıştığını belirtti.
Sonuç olarak, Trump'ın yeni dış politika çerçevesinin ne kadar kalıcı olacağı, mevcut çatışmanın nasıl sonuçlanacağına bağlı olacak. Council on Foreign Relations uzmanı Rebecca Lissner, "Bu durumun ne kadar başarılı veya stratejik bir başarısızlık olduğunu söylemek için henüz çok erken." dedi. Dış politikanın nasıl gelişeceği ve İran nükleer programının geleceği, dikkatle izlenmeye devam edecek.
