Deneyimli gazeteci Amberin Zaman'ın Diken'de yer alan haberinde, Washington yönetiminin YPG'ye silah verebileceğini yazdı. Haberde, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD'ye yapacağı görüşmede ABD'nin derinleşen YPG ilişkilerine son vermesi için girişimlerde bulunacağını belirtirken, ABD başkanının YPG'ye silah verilmesini öngören kararnameyi, Erdoğan ziyareti öncesi imzalayacağı belirtiliyor.
Amberin Zaman'ın 'Trump, Erdoğan’la görüşme öncesi Kürtlere silaha yeşil ışık yakabilir' başlıklı haberi şöyle;
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile yüz yüze görüşerek Pentagon’un, PKK’nin Suriye kolu YPG ile giderek derinleşen askeri işbirliğine son vermesi için son bir girişimde bulunacak.
Ama güvenilir kaynaklardan edinilen bilgiye göre Erdoğan, Beyaz Saray’a ayak bastığında iş işten geçmiş olacak gibi görünüyor: Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni ve aşılması zor bir kriz ile karşı karşıya olabiliriz.
Washington, Rakka operasyonunda kullanmak üzere YPG öncülüğündeki Demokratik Suriye Güçleri’ne (DSG) ağır silahlar vermeyi uzun zamandır planlıyor. Ancak Türkiye’nin öfkesiyle karşılaşmamak için silahları DSG’ye teslim edebilmesi için gereken resmi onayı sürekli erteledi.
Hatta karar, Türkiye’de referandum kampanyasında ABD aleyhtarlığı üzerinden siyasi malzeme haline getirilmesin diye referandum sonrasına bırakıldı.
Ama artık ABD Savunma Bakanlığı’nın devlet-dışı askeri gruplara (non-state military actors) silah verme yetkisini sağlayan 1209 no’lu kararname Trump’ın masasına ulaştı veya ulaşmak üzere.
Bir aksilik çıkmaz ve son anda fikir değiştirmez ise eğer, Trump kararnameyi Erdoğan gelmeden imzalayacak.
ABD yasalarına göre, başkan kararnameyi imzaladıktan hemen sonra Kongre’deki ilgili komitelere bilgi vermesi gerekiyor. Kararname ise Kongre’nin bilgilendirilmesinden 30 gün sonra yürürlüğe girebiliyor. Dolaysıyla Rakka kentini IŞİD’den alma operasyonunun temmuz ayından önce başlaması mümkün görünmüyor.
“PKK ile YPG aynı, ikisi de terör örgütü” diyen ve 25 Nisan gecesi ABD’nin uyarılarına kulak tıkayarak Irak ve Suriye’de her iki örgüte yönelik hava harekatı düzenleyen Ankara’nın buna tepkisi ne olacak peki? Erdoğan ABD gezisini iptal eder mi? Zannetmiyorum.
Zaten büyük bir olasılıkla Erdoğan-Trump görüşmesi öncesi zemini yoklamak için cuma günü Washington’a gelen ve salıya kadar kalması beklenen Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ayaklarının tozuyla bir araya geldikleri ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Başkanı Joseph Votel tarafından DSG’ye silah verileceği konusunda bilgilendirilmiştir.
Ve büyük ihtimalle silahların YPG’ye değil, DSG çatısı altında Suriye Arap Koalisyonu ismiyle örgütlenen Arap savaşçılara teslim edileceği garantisi verilmiştir. Ama Ankara’nın gözünde hepsi aynı kapıya çıkıyor. Yani PKK’ya.
Türkiye’nin B planı nedir peki? Kararnamenin yürürlüğe girmesi için 30 gün geçmesi gerekiyor. Bu arada Türkiye ne yapar? Yine ABD’yi YPG’den vazgeçirip Türkiye ve Özgür Suriye Ordusu’yla birlikte hareket etmeye mi ikna etmeye çalışır? Trump yönetimindeki İran nefretini koza çevirebilmek için PKK’nın İran ile yakın işbirliği olduğuna dair bilgi belge mi sunar? Muhtemelen evet.
Yine güvenilir kaynaklardan edindiğimiz bilgiye göre Türkiye, ABD ve koalisyon güçlerine daha önce de telaffuz ettiği “Suriye’nin Türkiye sınırından itibaren 30 kilometre derinliğine kadar olan alanı her an vurma hakkına sahibiyiz, burası bizim güvenliğimiz ile ilgili bir meseledir, güçlerinizi buradan çekin” ikazını yineleyebilir.
Ancak ABD’nin bu uyarıya kulak asması zayıf bir ihtimal. Çünkü aksi takdirde DSG, Rakka operasyonundan çekilebilir. Yani Fırat’ın doğusunda Kürtleri korumaya devam edecek.
Washington’da esas tartışma Rakka’nın hangi güçlerle alınacağından ziyade hangi güçlerin yöneteceği etrafında dönüyor.
Fırat vadisine kümelenecek IŞİD’cilere karşı ne gibi tedbirlerin alınması gerektiği üzerinde kafa yoruluyor.
DSG daha şimdiden elini güçlendirmek için Rakka Halk Meclisi’ni kurduğunu duyurdu. Mecliste her ne kadar Araplar çoğunlukta olsa da, Ankara’nın gözünde bu tıpkı Menbiç’te kurulan meclis gibi ABD patentli bir PKK uydusundan öte bir şey değil.
Bu tablo karşısında Türkiye-ABD ilişkilerinin yakın zamanda düzelmesi imkansız görünüyor. Tabi Erdoğan şapkasından Trump’a bir son dakika sürprizi sunabilir. Hep birlikte izleyeceğiz.