Martin, Brüksel'de pazartesi günü düzenlenen toplantının ardından yaptığı açıklamada, Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) Refah'a yönelik saldırıların durdurulması kararını hatırlatarak, "İlk kez bir AB toplantısında, gerçek anlamda yaptırımlarla ve 'ya olursa' senaryolarıyla ilgili ciddi bir tartışma gördüm" dedi.
UAD, 24 Mayıs'ta açıkladığı tedbir kararında, İsrail'in Refah'a yönelik saldırılarını derhal durdurmasına, insani yardımları engellememesine ve suçlarını araştıracak Birleşmiş Milletler görevlilerinin Gazze'ye girişine izin vermesine hükmetmişti. UAD, Hamas'ın da elindeki rehineleri derhal bırakması gerektiğini vurgulamıştı.
Ancak karara rağmen İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ndeki Refah'ın kuzeybatısında yerinden edilmiş Filistinlilere ayrılan, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) depolarının bulunduğu bölgenin yakınındaki çadırları bombalamıştı.
AB de dahil uluslararası kamuoyundan tepki toplayan saldırıda en az 45 Filistinli öldürülmüştü.
Toplantıda "İsrail'in UAD'nin kararına uymaması halinde yaptırımlara dayalı bir yaklaşımın gerekliliğini dile getiren kişiler" olduğunu belirten Martin, farklı bakış açıları nedeniyle konuyla ilgili herhangi bir fikir birliği sağlanmadığını söyledi. İrlandalı bakan sözlerini şöyle sürdürdü:
AB her zaman UAD'nin bağımsızlığını ve ulusların buna uyması gerektiğini savundu. Ayrıca toplantıda, İsrail'in Refah sınır kapısını açması ve bölgedeki askeri operasyonlarını durdurması için verilen bu geçici karara uyması gerekliliğine dair çok net görüşler vardı.
Martin, Gazze savaşında hem Hamas hem İsrail açısından hesap verilebilirliğin önemine dikkat çekerek, "Bu savaş boyunca Hamas tarafından öldürülenlerle vahşice katledilen binlerce Filistinlinin hesabının sorulması çok önemli” dedi.