Kürt siyasetçi yazar Ömer Şeyhmus, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov başkanlığındaki üst düzey Rus heyetinin “Kürt meselesi” nedeniyle geçen hafta Şam’dan kızgın ayrıldığını söyledi.
Rusya Başbakan Yardımcısı Yuri Borisov ve Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un da yer aldığı üst düzey Rus heyeti 9 Eylül günü Şam’da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile görüşmüştü.
Rus heyetin Suriye hükümetinin Kürtlere yönelik tavrı nedeniyle Şam’dan kızgın ayrıldığı belirtildi.
Rûdaw TV’de yayınlanan Rojava bültenine konuk olan Kürt siyasetçi vey azar Özer Şeyhmus, “Rus heyeti, Şam yönetiminin Kürtlerle diyaloğu reddetmesinden aciz oldu. Yine Şam yönetiminin Cenevre sürecinin çözümle sonuçlanması için taviz vermektan kaçınması ve Cenevre’ye katılım konusunda Kürtlerle müzakere yapmayı reddetmesi nedeniyle Rus heyet Şam’dan kızgın ayrıldı” dedi.
Şam’a giden heyetin üst düzey hükümet yetkililer olduğuna dikkat çeken Şeyhmus, “Rusya Başbakan Yardımcısı, Dışişleri, Savunma ve Maliye bakanları sözkonusu heyette yer alıyordu. Gelen raporlara göre, Rusya bu ağır heyetle Şam’a baskı yapmayı, Suriye’de olası bir değişimde konumunu netleştirmeyi hedefliyordu” ifadesini kullandı.
“Kürtler bunu görmezse hata olur”
ABD ve Rusya gibi dünyanın iki super gücünün Fırat’ın doğusundaki varlığının Kürtler için büyük bir avantaj olduğunu belirten Şeyhmus, “Kürtler bu güçlerin varlığını ve misyonunu görmezse bu hata olur. Özellikle de bu süreçte ki Rûsya Kürtlere yakınlaşıyor, taleplerini kabul ediyor ve Cenevre sürecine katılımlarını destekliyor, Anayasa Komisyonunda yer almalarını istiyor ve Şam ile Kürtler arasında arabuluculuk rolüne soyunuyor. Ayrıca ABD ile Suriye meselesi konusunda yapılacak bir anlaşmada da Kürtlerin haklarının tanınmasını istiyor” dedi.
Bu durumda Kürt tarafların da atması gereken adımlar olduğunu vurgulayan Ömer Şeyhmus, şunları sözlerine şunları ekledi:
“Birincisi Kürt taraflar kendi aralarındaki birlik meselesi en yakın zamanda bir sonuca ulaştırmalı. İkincisi, her iki süper güçler ilişkilerini çok iyi tutmalı ve bu tarihi fırsatı kaybetmemeli, bu güçlerle ittifak yapmalı. Diğer bir mesele; Kürtler olarak bizim açımızdan şu çok netleşti. Ne Suriye hükümeti ne de Suriye muhalefeti, sahadaki sözsahibi güçlerin büyük bir baskısı olmazsa Kürtlere itibar etmez, haklarını tanımaya yaklaşmaz. Ancak güç ve defakto durum kendilerini Krütlerle diyaloğa zorluyor. Güney Kürdistan’da olduğu gibi Rojava’da da böyle bir defakto durum oluşmuş. Bir örnek vereyim; Rusya’nın bu büyük baskılarına rağmen Şam Kürtlerle diyaloğa yaklaşmayan Şam yönetimi, rahat bir ortamda Kürtlerin haklarını tanımaya yanaşır mı? Yine ABD’li yetkililerin İstanbul’da Suriye muhalefeti ile yaptıkları görüşmede, Kürtlerin muhalefete alınması konusunda muhaliflere ne kadar kızdığını ve hatta ‘bunlar Baas rejiminden daha geri’ dediğini biliyoruz.”
Kürt siyasetçi, “Bundan da anlaşılacağı gibi Kürtlerin güçlerini birleştirip bu büyük güçlerle ittifak yapması Şam rejimini de Suriye muhalefetini de Kürtlerin taleplerini kabul etmeye zorlayacaktır” dedi.