DEM Parti İstanbul Milletvekili ve İmralı Heyeti üyesi Cengiz Çiçek, Öcalan’ın silahların devre dışı bırakılmasına yönelik çağrısının Kürt meselesinin çözümü için tarihsel bir fırsat sunduğunu söyledi.
İmralı heyetinde yer alan PKK lideri Abdullah Öcalan'ın eski avukatı ve DEM Parti Milletvekili Cengiz Çiçek, Rûdaw ajansına konuştu.
"Tarihsel bir ziyaret, ağır bir yük"
Çiçek, Öcalan ile yapılan ve 4 saat süren görüşmeyi “son derece tarihsel bir yolculuk” olarak nitelendirdi
Cengiz Çiçek, “Sonuç itibariyle o adaya ziyaretimizin, yolculuğumuzun her adımı yani Kürt meselesi gibi sadece Türkiye değil, Ortadoğu’yu ve dünyadaki aslında birçok aktörü doğrudan ilgilendiren bir sorun olduğu için ve bu sorunun çözümüyle ilgili, bu sorunun tarihsel çözümüyle ilgili bir görüşme yapmak bizler açısından zaten oldukça ağır bir yük” ifadesini kullandı.
Görüşmede Öcalan’ın, Kürt halkını 21’inci yüzyılda “onurlu, adil, eşit bir duruma getirmek” için yoğun çaba gösterdiğini gözlemlediklerini belirten Çiçek, “Kendisiyle ilk görüşme anından son vedalaşma anına kadar gördüğümüz yalın gerçek şu: Kendi deyimiyle 24 saat kafa yoran, beden sağlığını bile bu amaç için koruyan bir Sayın Öcalan gerçekliği ile karşılaştık” dedi.
Çiçek, görüşmede Öcalan’ın Kürt meselesini sadece Türkiye ile sınırlı görmediğini, Ortadoğu ve dünya bağlamında ele aldığını aktardı.
Öcalan’ın bu konudaki çabasının yeni olmadığını vurgulayan Çiçek, “14 yıl önce de kendisini gördüğümde gerçekten Kürt halkının özgürlüğü ve demokratik geleceği için oldukça kafa yoran, bunun için kitap yazan, savunmalarını bunun üzerine oturtan, tabiri caizse onun deyimiyle Kürtleri soykırım kıskacından kurtarmaya çalışan bir liderlik ve bir yoğunlaşma görüyoruz” diye ekledi.
"Çözümün anahtarı: silahların devre dışı kalması"
Görüşmenin ağırlık noktasının “çözüm meselesi” olduğunu ifade eden Çiçek, Öcalan’ın PKK’ye yönelik çağrılarının temelinde silahların devre dışı bırakılmasının yattığını belirtti.
Çiçek, “Çağrı yaptığı PKK Türkiye’de kurulan bir örgüt olduğu için yani Türkiye ile Kürt siyasal hareketi arasındaki bu sorunun silahlardan nasıl arındırılacağına dair yoğunluğu vardı, yoğunlaşmaları vardı, önerileri vardı. Devre dışı bırakılmasını önceliyor” ifadelerini kullandı.
Öcalan’ın geçmiş çözüm süreçlerinden dersler çıkardığını dile getiren Çiçek, “2009-2011 Oslo süreci ve 2013-15 çözüm sürecinde şunun farkına vardı: Çatışma zemini devam ettiği sürece duygu dünyası, birbirlerine bakış açısı, ilişki biçimi buna göre şekilleniyor. Savaş ortamı var olduğu sürece söz yok, diyalog yok, müzakere yok. Bu ortamda ne var? Çatışma var, gerginlik var, ön yargı var. Haliyle bu iklimden bir türlü siyaset kendisine alan açmıyor,” dedi.
"PKK tamamen Öcalan’ın söylediklerine uyar"
Öcalan ile PKK arasındaki ilişkiye dair Çiçek, “PKK tamamen Öcalan’ın söylediklerine uyar. Uyum olmasaydı, Kürt siyasal hareketi Ortadoğu gibi bir yerde ayakta kalmazdı” yorumunu yaptı.
Öcalan ile yaşanan 25-26 yıllık fiziki uzaklığa rağmen paradigmasının örgüt tarafından benimsendiğini vurgulayan Çiçek, şu ifadeleri kullandı:
“Sonuçta lideri olarak gördüğü bir insandan 25-26 yıldır fiziksel olarak uzak olmasına rağmen onun paradigmasına, onun düşüncelerine, önermelerine son derece uyumlu olmaya özen gösteren bir Kürt siyasal hareketi gerçeğinden bahsediyoruz.”
Kürtler arasında birlik sorunu olmadığını da vurgulayan Çiçek, “Farklı düşüncelerimiz olabilir ama söz konusu Kürt halkının ortak çıkarıysa o uyum sağlanıyor. Son Güney Kürdistan ziyaretinde de bu gözüktü” dedi.
"Provokasyonlar olabilir"
Öcalan’ın geçmişteki çözüm süreçlerinin provokasyonlarla kesintiye uğradığını düşündüğünü aktaran Çiçek, Öcalan’ın devlet yetkililerine yönelttiği soruları paylaştı.
Çiçek, “Gerçekten bu provokasyonlara gücünüz yetmiyor mu? Siz bana soru sordunuz ya. O da aslında bu soruyu karşı tarafa yöneltti. Diyor ki devlet yetkililerine: Bu provokasyonları engelleyebilecek misiniz? Gücünüz mü yetmiyor? Yoksa birileri bilerek mi yapıyor bunu?” sözlerini sarf etti.
Cengiz Çiçek, “Kendisi yıllardır hep şunu söylüyor: Kürt meselesinin Türklerle Kürtler arasında çözülmesini istemeyen, ve bu işten rahatsızlık duyan içeride ve dışarıda kesimler var” diye konuştu.
"32 yıl boyunca siyasal çözüm çabalarına girdim”
Öcalan’ın 1993’te Turgut Özal ile başlayan siyasal çözüm çabalarına atıfta bulunduğunu kaydeden Çiçek, şu sözleri aktardı:
“93’te Özal bu kapıyı açtığında biz hep o siyasi kapıdan içeri girmek istedik. Bu sorunun siyasal yöntemlerle çözülmesini, çözülebileceğini bize ilk gösteren Özal’dır. Hatta bu çabamızın ilk şehididir. O günden bugüne 32 yıl geçti. 32 yıl boyunca ben siyasal çözüm çabalarına girdim, çok uğraştım, çok didindim. Her defasında provokasyonun her tarafında darbelerle karşılaştık ve aslında bize 32 yıl boyunca bir savaş dayatılıyor.”
Çiçek, Öcalan’ın bu savaşın “zorunlu” olarak dayatıldığını düşündüğünü ve tüm tarafların provokasyonlara karşı ortak bir mutabakata varması gerektiğini savunduğunu belirtti.
“Bahçeli ve Erdoğan’ın aldığı inisiyatifi son derece tarihsel görüyor”
Öcalan’ın devleti doğal muhatap olarak gördüğünü vurgulayan Çiçek, “Sonuçta 100 yıllık bir devletçi sistem var. Ben bu devletçi sistemle kavga ettim. Doğal olarak muhatap olarak devleti temsil edenleri görmek istiyor,” dedi.
Öcalan’ın MHP lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla başlayan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteklediği sürece büyük önem verdiğini ifade eden Çiçek, şu değerlendirmeyi aktardı:
“Tıpkı Özal’ın aldığı inisiyatif gibi bugün Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın aldığı inisiyatifi son derece tarihsel ve önemli görüyor, belirleyici görüyor. Onların tavrının, sözünün, kıymetinin çok farkında olarak cümleler kuruyor.”
Çiçek, Öcalan’ın “Ben bu işin sorumluluğunu alıyorum” diyerek özgüvenli bir duruş sergilediğini de ekledi.
“Kameralar vardı ama çalışıp çalışmadığını bilmiyorum”
Çiçek, görüşmenin 11 kişilik bir heyetle, cezaevi koşullarında izlenen bir toplantı şeklinde geçtiğini belirtti.
Görüşmenin kayıt altına alınıp alınmadığı sorusuna Çiçek, “Kameralar vardı ama çalışıp çalışmadığını bilmiyorum. Öcalan’ın söyledikleri o kadar kıymetliydi ki hiçbirini kaçırmamaya özen gösterdik” yanıtını verdi.
Öcalan’ın konuşmalarında Rojava’ya özel bir vurgu hatırlamadığını söyleyen Çiçek, PKK liderinin Türkiye’de çözülecek bir barışın Ortadoğu’ya yayılacağını düşündüğünü aktardı.
Çiçek, “Türkiye’den yayılacak bu demokratik iklim, barış iklimi İran’da da, Irak’ta da, Suriye’de de zamanla karşılığını bulacak. Bizim açtığımız bu yol, Ortadoğu’ya demokrasi ve demokratik kültür taşıyacak. Ortadoğu’daki bütün halkların rönesansı olacak bu” ifadelerini kullandı.
"PKK kongresinin sağlıklı bir ortamda toplanması için operasyonlar durmalı”
Çiçek, PKK’nin Öcalan’ın çağrısına uyarak kongre toplayacağını açıkladığını hatırlatarak, “Kongrenin sağlıklı bir ortamda toplanması için operasyonların durması, ateşkes sağlanması lazım. Devlete, muhalefete, sivil topluma ve Güney Kürdistan yönetimine sorumluluk düşüyor,” dedi.
Çatışma ortamında çözümün mümkün olmadığını vurgulayan Çiçek, “30 metre karşılıklı savaş halindeyiz diyor Karayılan. Bu ortamda kongre toplanamaz” yorumunu yaptı.
"Tartışmalar zarar verebilir"
Çiçek, sürecin başında “Rojava’yı kapsıyor mu, kapsamıyor mu” şeklindeki tartışmaların zarar verebileceği uyarısında bulundu.
Cengiz Çiçek, “Tarihsel bir çağrıdan bahsediyoruz. 50 yıllık bir yaşanmış hikaye. Türk halkında da Kürt halkında da kayıplar oldu, yaralı halklar var. Bunları tedavi etmenin yolları dururken bu tartışmalar bize bir şey kazandırmıyor” diye konuştu.