Birgün gazetesinden Erk Acarer, raporu gündeme getirdiği köşesinde, İdlib’den daha fazla cihadistin Türkiye’ye gelebileceğine dikkat çekiyor.
Araştırmanın sahadan ve dosyalardan edinilen bilgilerin “teyidi” gibi olduğunu belirten Acarer, “Geçmişe yönelik bulgular, bugünkü durum ve gelecek öngörüleri bütün olarak ele alınıyor. Raporda, Türkiye’nin özellikle 2014-2015 yılları arasında hem sınır güvenliği hem de IŞİD tehdidine karşı yeterli önlem almadığı aktarılıyor” diyor.
Raporun can alıcı notalarından birinin dönen IŞİD’ciler konusunda yeterince bilgi sahibi olunmaması olduğunu söyleyen Acerer, “Bu, istihbaratı son derece güçlü bir ülke açısından çelişkili. ICG, IŞİD’in örgütlenmeye devam ettiğine ve yer altına çekildiğine vurgu yapıyor” ifadelerini kullanıyor.
Raporda bazı IŞİD’lilerin mahallelerine döndüğü bazılarının ise izini kaybettirdiği yönünde ifadeler olduğunu belirten Acarer, “Küresel cihat bitti mi?” sorusunu yöneltiyor.
Acarer, şöyle devam ediyor:
“2016’daki bir polis istihbarat raporunda, 20 bine yakın Türkiye vatandaşı kendini Selefi/Tekfirci olarak tanımlıyordu. Bu sayının aileler ile değerlendirildiğinde 100 bine çıkabilir. Tüm kaygıları ‘Küresel cihat bitti mi?’ sorusu ile beraber okuyabiliriz. Bu soruya cevabı, hem ICG hem de Rojava’daki tanıklıklarımız veriyor.
IŞİD’cilerin çoğu şunu söylüyor: ‘IŞİD devlet olarak bitse de ruhu devam ediyor.’ Türkiye’yi bekleyen risklerin en olası ve yakın görüneni hangisi olabilir? Bunun cevabı da ICG’de: Sınır güvenliğinin güçlendirilmesine rağmen, Suriye’den geçişler sınırlı da olsa sürüyor. Rusya destekli, Suriye’nin İdlib’e topyekün bir saldırısı daha fazla militanın Türkiye’ye gelmesi demek.”