İYİ Parti’den Abdullah Öcalan'ın çağrısına ilişkin açıklama

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Abdullah Öcalan'ın çağrısına ilişkin değerlendirmede bulundu. Dervişoğlu, "Öcalan'ın bir çağrı yapması istendi" dedi.

07.03.2025, Cum - 13:10 [ Güncellenme: 07.03.2025, Cum - 13:19 ]

İYİ Parti’den Abdullah Öcalan'ın çağrısına ilişkin açıklama
Haberi Paylaş

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Sözcü TV'de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Öcalan'ın çağrısına ilişkin olarak, "Abdullah Öcalan çağrı yapmadı. Abdullah Öcalan'ın bir çağrı yapması istendi. Buradan anlaşılıyor ki replikleri başkası yazıyor" dedi.

'Yapılanlar herkesin malumudur'

ABD Başkanı Donald Trump ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy arasında Beyaz Saray’da yaşananlara işaret eden Dervişoğlu, "Emperyal güçlerin hedef tahtasına koyduğu ülkeleri ve onları yönetenleri kuşattıklarına dair ciddi endişeler taşıyorum. Zelenskiy’e Beyaz Saray’da yapılanlar herkesin malumudur. Zelenskiy’e aleni biçimde yapılanın kapı arkasında bize yapılmış olması endişesini bile taşıyorum" ifadelerini kullandı.

'Takvimin ayarlandığı kanaatini taşıyorum'

Barış içinde yaşamayı herkesin isteyeceğini dile getiren Dervişoğlu, şöyle devam etti:

"Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Yaklaşık yarım asırdır Türkiye'ye bela olmuş bir terör örgütünün kurucusu ve İmralı'da ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmiş terörist başıyla çözülecek süreç değildir. Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında birtakım rollerin yüklendiğini, repliklerin hazırlandığını, kimin ne zaman, neyi söyleyeceğini planlandığını ve bütün bunları düşünceden eyleme dönüştürecek takvimin ayarlandığı kanaatini taşıyorum. İmralı canisinin yol göstericiliğinde tasarlanmış hiçbir plana ve projeye inanmam. Öncelikle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin konuyla ilgili sorunların çözümüne yönelik doğru adımlar atmasının yaşama geçirilmesi gerek... Söylemlerimiz yönüyle sanki toplumun bir kesimiyle karşılık oluşturuyoruz türünden kaygı yaratıyorlar. Bu yanlıştır. Türkiye'deki her sorunun odağına özne olarak Kürtlerin yerleştirilmiş olması halini kabullenemiyorum. Bir taraftan bu adımları atıyoruz, diğer taraftan kayyum uygulamalarına gidiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devletini yönetenlerin görevi, bu toplumda yaşayan insanların kendisini buraya ait hissetmesini temin etmektir. Bu ayrılıklardan ve farklılıklardan siyaseten beslenerek ondan netice almaya çalışmak değildir. Bu ülkede yaşayan insanların, bu toprakların yabancısı olmadığını onlara ispat etmek zor bir şey mi?"

"O zaman terör örgütüyle ilişkilendirmek için sahte dokümanlar hazırlamaktan, montaj filmler yapmaktan geri durmayan hükümet, bugün kendi sınırlarında terör devletinin inşasını temin edebilecek yanlış adımlar atıyor" diyen Dervişoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye kendi sınırında teröristan oluşturuyor. Dolayısıyla ne değişti sorusu çok açık ve net. O dönem kazanmak için o gerekiyordu, bu dönem kazanmak ve melun fikirleri yaşama geçirebilmek adına değiştirilmesi düşünülen anayasal hamlelerin yeniden hayata geçirilmesi arzulanıyor. Ve Tayyip Erdoğan bu vasattan, bu ülkeyi yönetebilecek tek kişi görüntüsüyle çıkmayı arzuluyor. Bu son derece tehlikeli bir şey."

"Öcalan çıkarılır mı" sorusuna Dervişoğlu, "Her şey yapılmaya teşebbüs edilebilir. Erdoğan bu durum gündeme geldiğinde bunu cevapladı. ‘Öcalan'ı affedeceğimize dair birtakım iddialar var, adam çıkmak istemiyor’ dedi. Demek ki o kişiye çıkıp çıkmaması ile alakalı birtakım görüşler ifade edilmiş. Kendisi güvenliği için yaşamını İmralı'da sürdürmesinin daha uygun olacağını söylemiş. Ama demek ki birileri Öcalan’a ‘çıkmak istiyor musun?’ diye sormuş. Buna yönelik adımların atılması muhtemeldir. Çünkü son birkaç gündür umut hakkından bahsediliyor. Planlanan düzenlemelere İYİ Parti olarak karşı duruş sergileyeceğimizi ifade etmek isterim" yanıtını verdi.

'Replikler hazırlanmış, zamanlama planlanmış'

Dervişoğlu, DEM Parti ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli arasındaki diyalogların anımsatılması üzerine, "Uygulanmak istenen bir şey var. Roller dağıtılmış, replikler hazırlanmış, zamanlama planlanmış. Adeta set kuruldu. Dolayısıyla herkes zamanı geldiğinde kendi rolünü oynuyor. Bir film setindeymişim gibi hissediyorum kendimi. Bu kadar insan birbirine bu denli komplimanlar yapıyorlarsa, belli ki aynı senaryonun bir parçası ve hazırlanmış replikleri okuyorlardır. Böyle sıkı fıkı ilişkilerde biliyorsunuz set aşkları doğar. Ben bunun süreç aşkları olarak tanımlanmasını ve siyasetten ziyade magazin konusu olmasını arzuluyorum" diye konuştu.

 

 

Bu haber toplam: 12081 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:20:59:57
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x