Ekrem İmamoğlu'nun dokuz puan fark atarak büyük bir zafer kazanması, iki blok arasında bir ayrışma ve çatışmanın da habercisi olarak yorumlanıyor.
Diken yazarı Kemal Göktaş, "AKP-MHP koalisyonu için geri sayım başladı" başlıklı yazısında, AKP-MHP iktidarının beka söyleminin ittifakı bir çıkmaza soktuğunu belirtiyor.
"7 Haziran seçimlerinden bu yana gücünü ‘beka’ söylemi ve ona eşlik eden baskı, şiddet, güvenlik tehdidi yöntemleriyle sürdüren AKP-MHP bloku bir çıkmaza girdi. Topluma vaat edeceği hiçbir şey kalmayan milliyetçi-İslamcı kadrolar bir söylem krizi içinde oldukları gerçeğiyle bu seçim kampanyasında karşılaştı" görüşünü dillendiren Göktaş, beka söyleminin yerine koyabilecekleri bir şey kalmadığına değiniyor.
Göktaş yazısını şu satırlarla sürdürüyor:
"Bu noktadan sonra asıl belirleyeci olan AKP’nin yeni stratejisi olacak. İktidarını kaybetmemek için her yolu mübah sayan, baskıcı, otoriter anlayışa toplumun verdiği yanıt ortada iken bu yöntemlere devam etmesi iktidarının çöküşünü hızlandıracak.
Bunun aksine yumuşama veya kısmi demokratikleşme yoluyla iktidarın ömrünü uzatma gibi bir seçenek de güçlü görünmüyor. Çünkü 7 Haziran örneği, demokratik koşullarda muhalefetin gücünü hızla büyüttüğünü de göstermişti.
AKP’nin girdiği bu çıkmazda ülkeyi bir felakete götürmemesinin yolu toplumsal uzlaşıyı, bir arada yaşamının yeni kodlarını, yani demokratik bir anayasayı gündeme getirmesi olabilir. Ne yazık ki bugüne kadar yaptıkları böyle bir aklı selim çözümü tercih etmesinin neredeyse imkansız olduğunu gösteriyor. Bu durumda muhalefetin İstanbul seçimiyle yakaladığı birlikteliği ileriye taşıyarak iktidarı buna zorlaması dışında bir seçenek kalmıyor."