Bir yıldan az bir zaman kalan seçimlerde zorlu ekonomik şartların etkisiyle iktidarın değişebileceğine yönelik beklentiler güçlenirken, bazı uzmanlar muhalefetin iktidara gelebilmesi için HDP’nin seçimlerdeki gücünü kabul etmesi gerektiğini belirtiyor.
Geçtiğimiz günlerde CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’in “HDP’ye bakanlık elbette verilir” sözleri tartışma yaratmıştı. Altılı masada yer alan İYİ Parti’den pek çok yetkili tepki göstermiş, HDP’yse tartışmaların ardından bakanlık konusunda herhangi bir talepleri olmadığını belirtmişti.
Reuters'in görüşüne başvurduğu anket şirketlerinden MetroPOLL Başkanı Özer Sencar şunları kaydetti: “Bu şartlar altında biz bugün (eylül başı) seçime girsek, cumhur ittifakının milletvekili sayısıyla millet ittifakının milletvekili sayısı arasında dikkate değer bir fark olmayacak. Millet ittifakı, anayasayı değiştirecek bir çoğunluk üretemiyor. Anayasayı değiştirecek bir çoğunluk için kabaca yüzde 63 civarında oya ihtiyaç var. Millet ittifakı, Meclis’te güçlü olmadığı sürece HDP olmadan karar çıkaramazlar.”
“HDP seçmeni halen seçimin kilit seçmeni olarak duruyor” diyen MAK Araştırma Başkanı Mehmet Ali Kulat’a göre de, AKP oyları yılın başından beri düzenlenen sekiz araştırmada yüzde 27 ile 29 arasında seyretti.
Kulat, ayrıca “CHP yılın başından bu yana yüzde 25 ile 28 arasında seyretti ve şu anda AK Parti’yle başa baş hale geldi” dedi.
‘Muhalefet, iktidara destek veren seçmeni hafife almamalı’
Gezici Araştırma Direktörü Murat Gezici’ye göre muhalefetin, iktidara destek veren seçmenin duygularını hafife almaması gerekiyor.
Gezici, şunları söyledi: “Güncel duruma baktığımızda iktidarın bir oy artışı olmadığını fakat mevcut oylarını da koruduğunu görüyoruz. Özellikle son aylarda dış politikada işbirliğine dayalı ilişkileri geliştirmeye çalışması, seçmenle daha yoğun bir empati kurmaya başlaması ve kararsız seçmenlere odaklanması, seçmen kitlesi nezdinde ‘Erdoğan, doğruları bulmaya çalışıyor’ algısını canlandırdı. Eski Türkiye diyebileceğimiz döneme dair canlı bir hafızaya sahip olan ve iktidara oy vermeyi sürdüren seçmen adeta ürkek bir güvercin gibi davranıyor. Evet çok ciddi bir ekonomik kriz var, korkunç bir enflasyon var, ancak kültürel-simgesel alanın gücünü de ihmal etmemek gerekiyor.”
Gezici, HDP’nin seçimin kaderini belirleyip belirlemeyeceği yönündeki bir soruya “HDP seçmeni en kararlı seçmen grubunu oluşturuyor. İkinci turda HDP’nin yüzde 22’sinin cumhur ittifakına, kalan yüzde 78’sinin millet ittifakına oy vereceğini öngörüyoruz” dedi.
Gezici, değerlendirmesine şöyle devam etti: “Kürtlerin Türkiye’deki oranı neredeyse yüzde 22 ve onların da yüzde 55’i hala AKP’ye, yüzde 30’u HDP’ye ve yüzde 15’i diğer siyasi partilere oy veriyor. Kürtlerin bir kısmı halen Erdoğan’ı lider olarak görüyor, bir kısmı da mevcutlar arasında Erdoğan karşısındakine oy veririm diyor. Kürtlerin nereye oy vereceği o yüzden belli ve bu anlamda seçimlerin kaderi üzerinde belirleyici değiller.”
Kürt seçmen her aşamada önemli olacak
Avrasya Kamuoyu Araştırma Başkanı Kemal Özkiraz, AKP’nin oylarında hafifçe arttığını ama bunun anlamlı bir artış olmadığını belirterek, “Uzunca bir süredir esasen muhalefet toplamıyla cumhur ittifakı toplamı sabitlenmiş gibi gözüküyor” dedi.
HDP tarafında önemli olanın aday çıkartıp çıkartamayacağı olduğuna işaret eden Özkiraz şunları söyledi: “HDP seçmeninin yüzde 75’i Kemal Kılıçdaroğlu’na oy veririm diyor Erdoğan’ın karşısında. Geri kalan yüzde 25’in çok büyük bir kısmı da partinin kurumsal kararını bekleyecek. Ama parti destek kararı açıkladığında muhtemelen yüzde 95’lere yakın bir destek olacak muhalefetin adaylığına.”
Özkiraz, sistemin şu anda muhalefette olan partilerin yasama organında kontrolü ele alabilmesi için Meclis’te 360 sandalyeyle çoğunluğu elde edebilmesi gerektiğini belirterek “Seçim sonrasında sistemi değiştirmek için HDP grubuna ihtiyaç var. Yani HDP her koşulda muhalefetin ihtiyaç duyduğu bir konumda olacak. Mesele cumhurbaşkanını seçtirmek değil, o cumhurbaşkanını bir de çalıştırabilmek mesele. Onun için herkes seçimden sonra HDP’yle mecburen bir oturacak” dedi.
HDP’nin tutumu ve aday tarifi
Partisinin seçim stratejisiyle ilgili Reuters’ın sorularını yanıtlayan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, meclis ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin farklı dinamikleri olacağını söyledi.
Oluç, şunları söyledi: “Mesela parlamento seçimlerinde biz HDP olarak kendi ittifaklarımız dışında herhangi bir ittifak arayışında değiliz. Yani millet ittifakı, cumhur ittifakıyla bir alakamız yok parlamento seçimleri için. Ama cumhurbaşkanlığı seçimi farklı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 50 artı bir oya ihtiyaç var. Dolayısıyla burada kendi adayımızla elde edeceğimiz sonuçtan daha önemlisi ortak adaylarla elde edilecek sonuçtur. O yüzden de biz geçtiğimiz yıl bir deklarasyon yaptık. İsim günü geldiğinde tartışılacaktır. İsim önemsiz demiyoruz. İsimden daha önemlisi seçilecek kişinin Türkiye’nin yeni döneminde yapması gereken işler üzerine anlaşılması gerekiyor. Yani güçlü yerel ve merkezi demokrasinin inşa edilmesi, tarafsız ve bağımsız bir yargı, hukukun üstünlüğü ve hukuk devletinin sağlanması, Kürt sorununda demokratik bir çözümün ortaya çıkarılması ve bunun için en azından bazı adımların atılacağının ilan edilmesi…”