PKK Yürütme Komitesi üyesi Murat Karayılan, Metina, Zap ve Avaşin-Basyan’da devam eden operasyonlar hakkıda değerlendirmelerde bulunarak, “Türk devleti Efrin’den tutalım Xakurki’ye kadar bir tampon bölge oluşturmak istiyor” dedi.
PKK’ye yakın kurum ve şahsiyetler tarafından organize edilen “Ulusal Tutum Çalıştayı”na görüntülü mesaj gönderen Murat Karayılan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Kürdistan Bölgesi toprakları içerisindeki Metina, Zap ve Avaşin-Basyan’da başlattığı “ “Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım” operasyonlar ve kendi güçlerinin durumu hakkında konuştu.
Karayılan, harita üzerinden TSK’nın tuttuğu bölgeleri kırmızı, kendi güçlerinin bulunduğu bölgeleri ise sarı olarak işaretleyen harita üzerinden anlatım yaptı.
TSK unsurlarının Metina’da Zendura Tepesi’nde bazı yerlere konuşlandığını aktaran Karayılan, bölgede çatışmaların devam ettiğini, 20 gündür TSK’nın HPG güçlerini tepeden tamamen çıkaramadığını söyledi.
“En şiddetli savaş Avaşin’de”
Zap ve Avaşin-Basyan’da da şiddetli çatışmalar yaşandığını ancak şu anda en kapsamlı çatışmaların Avaşin’de cereyan ettiğini ifade eden Murat Karayılan, TSK unsurlarının Şemdinli (Şemzinan) ve Yüksekova’dan (Gever) olmak üzere iki koldan gelerek Avaşin ve Basya sularının birleştiği üçgende kendi güçlerini kuşatmak istediğini belirtti.
Avaşin’deki Mamreşo mıntıkasında çok şiddetli çatışmalar yaşandığını belirten Karayılan, “Türk devleti burada kimyasal silah kullandı” diye konuştu.
TSK’nın Mamreşo mağarasını kontrol ettiğini, çatışmaların Aris-Faris bölgesinde yoğunlaştığını, yine Mervanus’ta da çatışmaların devam ettiğini anlatan Karayılan, “Onlar Mervanus ve Aris-Faris’i tamamıyla alarak Kuzey’le bu bölge arasında kalan arkadaşları kuşatmak istiyorlar. Bu da önümüzdeki günlerde, bu üçgende sert savaşların yaşanacağını gösteriyor. Çünkü o bölgede bulunan gerilla güçleri, kuşatılsalar bile çekilmeyi düşünmüyorlar; direnecekler” ifadelerini kullandı
Türk devleti, ‘Lozan’da bize haksızlık yapıldı’ diyor
Ortadoğu’da yaşanan çatışmaları “Üçüncü Dünya Savaşı” olarak nitelendiren PKK Yürütme Konseyi üyesi Karayılan, şu ifadeleri kullandı:
“Herkes bu savaştan sonra bölgenin yeniden dizayn edileceğini biliyor. Şimdi bakıyoruz; Kürdistan’ı işgal eden ve sömürgeci devletler, bu yeni dizaynda Kürtlerin yer almaması için önemli çabalar içerisinde bulunuyorlar. Yine Lozan Antlaşması’nın geçerlilik süresi 100 yıldı. Mevcut durumda 2 yılı kalmış bulunuyor; 2023 yılında artık hükmü kalmayacaktır ve sömürgeci Türk devleti, ‘Lozan’da bize haksızlık yapıldı’ demektedir. Bunu Erdoğan kendisi dile getirdi. Şimdi, Misak-ı Milli sınırlarını siyasi, hukuki ve askeri olarak gündeme getirmek için Lozan Anlaşması’nın süresinin dolmasını bekliyorlar. Şu an böylesi bir hazırlık içerisindedirler. Türk devleti bu temelde bir strateji yürütmektedir. Bunun için Efrin’den tutalım Xakurki’ye kadar bir tampon bölge oluşturmak istiyorlar. Hem Rojava Kürdistanı’nda hem de Güney Kürdistan’da toprakları işgal etmek ve hatta daha da ileri gitmeyi hedefliyorlar. Bu, aslında Misak-ı Milli’yi talep etme, isteme ve bu şekilde kendisine dahil etme stratejisidir.”
“Kürdistan Bölgesel Hükümeti Türk devletine inanıyor”
Opeasyonun “uluslararası güçlere rağmen” gerçekleşmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Karayılan, Amerika’nın onayı olmadan bu topraklar üzerinde uçakların uçamayacağını bildiklerini söyledi.
Kürdistan Bölgesi Hükümeti’ni de operasyona karşı “sessiz” kalmakla eleştiren Karayılan, “Bu sessizlik, Türk devletinin saldırganlığına meşruiyet oluşturmaktadır. Çünkü Türk devleti Kürdistan topraklarına tecavüz etmektedir. Topuyla, tankıyla saldırarak gittiği her yerde dönemsel değil kalıcı olarak yer yapıyor. Yani bir yıl için gelmiyor; uzun süre kalmak için geliyor. Türk devleti, ‘ben Kürtler için gelmiyorum; Kürtlerle herhangi bir sorunum yok; ben PKK için geliyorum’ diyor. Bölgesel hükümetin duruşundan da anlaşıldığı kadarıyla, onlar da bu sözlere inanmaktadırlar. Bu gerçekten çok önemli bir konudur” yorumunda bulundu.
“24 Nisan tarihi tesadüf değil”
Operasyon bölgelerini harita üzerinden anlatan Karayılan, son operasyonun 24 Nisan günü başlamasının “tesadüf” olmadığını söyledi.
Karayılan “24 Nisan Ermeni Soykırımı Günü’dür. Yani, ‘Ermenilerin başına ne getirdiysek, sizin de başınıza aynı şeyi getireceğiz’ demek istemektedirler. Türk devleti bu tür belli günlerde karşıtlarına mesaj vermeyi önemsemektedir” diye konuştu.