Dicle Nehri’ni besleyen Hazar Gölü kurumaya yüz tuttu.
Kaynakları nehri beslemekten artık uzak.
Doğu Anadolu dağları ve Elazığ yakınlarındaki Hazar gölü, Dicle Nehri’nin iki ana kaynağından biri ancak Hazar gölü yakınlarındaki kaynaklar artık nehri besleyemiyor. Mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava koşulları ve yağışın az olması köylülerin endişelerini artırıyor.
Dicle Nehri\'nin ana kaynağı susuz,Çeşmeler kurudu,Gölün suyu çekildi
İsmail Küçüktağ
‘Bu yıl gitsin gelmesin’
Hazar Gölü’nün doğusundaki Elazığ Maden’e bağlı Hatun köyündeki 4 çeşmenin tamamı kurudu. Köylülerden İsmail Küçüktağ, çeşmelerin kurumasının \'hayra alamet\' olmadığını söylüyor.
“Bu sene gide, bir daha gelmeye. Bu çeşmeler bu köyle birlikte yapılmış. Bin senedir akıyorlar. Tarlamıza, hayvanımıza ve evimize taşıyoruz. İlk kez kuruduğunu gördük. Atalarımızdan, dedelerimizden bile işitmemiştik. Köyümüzde şebeke suyu da var ama o bile yetmiyor, gece kesip gündüz salıyorlar suyu yetmesi için.”
‘Çevre köylerde de aynı’
Civardaki Bahçedere, Durmuştepe, Altıntalı ve Konak köylerindeki çeşmelerin de kuruduğunu anlatan İsmail Küçüktağ, bölgenin en ünlü ürünü fasulyenin tarlada kalabileceğini anlatıyor.
“Bizim buralar meyvesi, fasulyesi ile meşhurdur. Dört günde bir fasulyeye su salmak zorundasınız. Ya olmayınca ne yapacaksınız? Ürün tarlada kalacak bu gidişle. Su olmayınca hiçbir şey olmaz.”
İsmail Küçüktağ, kuraklığın yanı sıra bölgede açılan sondaj kuyularından bilinçsiz sulama yapılması sonucu yeraltı sularının kuruduğunu savunuyor, devletin kontrol altına alabilmesi için derhal adım atmasını istiyor.
Çimen Küçüktağ
‘Eski kar yağmıyor artık’
Yüksek rakımı nedeniyle kış aylarında yoğun kar yağışı alan bölgeye eski yoğunlukta kar düşmüyor artık. Köy sakinlerinden Çimen Küçüktağ geçen kış yağışın az olduğunu söylüyor.
“Yağış azdı, sonrasında yağmur da az yağdı. Kışın dağlarda kar birikmezse yazın su olmaz. Bugüne kadar böylesini görmedik. Sıcaktan hayvanlarımızı ahırdan çıkartamıyoruz. Tarlamıza, bahçemize su veremez duruma geldik.”
Köylüler aşırı sıcakların Hazar Gölü’nün su seviyesini düşürdüğünü ve bu nedenle gölün Dicle Nehri’ni besleyemediğini anlatıyor.
cesme
Bölgedeki neredeyse bütün çeşmeler kurumuş.
Bölgede Hazar Gölü’nden sızan suyla oluşan ve Dicle Nehri’ne ulaşan yol tamamen kuru. Kaynağın kendisi ise ancak bir kaç kaplumbağaya ev sahipliği edecek kadar küçülmüş.
İzettin Biçer
‘Günbegün azalmasını izliyoruz’
Yaz aylarını Hazar Gölü kıyısında geçiren Diyarbakırlı İzzettin Biçer, gölün su seviyesindeki azalmayı ve çevresinde hayat verdiği alanların kurumasını günbegün gözlemleyebildiklerini belirtiyor.
“Bundan 20-30 yıl önce de buralara geliyorduk. Hazar’ın suları zaman zaman çok artar, çeperindeki yolları bile su altında bırakırdı. Ancak şimdi hem gölden enerji için su çekilmesi hem de küresel ısınma nedeniyle, su neredeyse diplerde. Durum böyle olunca çevresindeki kaynaklar da kuruyor. Biz temiz kaynak suyu almak için civar köylere gideriz sürekli. Ancak hangi çeşmeye gitsek kurumuş. Daha dramatik olanı kadim Dicle Nehri’ne can veren kaynaklar kurumuş. Böyle giderse nehir gittikçe kuruyacak.”
fatih
Bölge sakinlerinden Fatih.
‘Göç başlar’
Çevre sakinlerinden Fatih Taşkın da gölün su seviyesinin düştüğünü, bugüne kadar böyle kuraklık yaşamadıklarını anlatıyor:
“Hayvanları sulamak için artık göle sürmek zorunda kalıyoruz. Çeşmeler kuru ve kaynaklar kurumaya yüz tutmuş. Herkes sondaja başvuruyor. Önceleri bir kaç metreden çıkan su şimdi yüzlerce metre delinince çıkıyor. Yağış olmayınca köylünün başka çaresi kalmıyor. Eğer böyle devam ederse insanlar göç etmeye başlayacaklar. Çünkü su olmazsa hiçbir şey olmaz.”
bekir-butun
D.Ü. Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Bekir Bütün
\'Derin kuyulara kontrol şart\'
Dicle Üniversitesi Zirat Fakültesi Dekanı Profesör Bekir Bükün, derin sondaj kuyuları nedeniyle yeraltı kaynaklarının kuruduğunu doğruluyor. Bükün’e göre kaynakların kurumasının temel nedeniyse küresel ısınma.
“Kaynakların kurumasının ilk nedeni son yıllarda yağışların az olması. Küresel ısınma bunun en önemli nedeni. Hazar Gölü kıyısındaki derin su sondajlarına da bakmak lazım. Bunlar kaynakları kurutuyor. Akifer dediğimiz yeraltı su hazineleri çeke çeke tüketiliyor. Yağış olmayınca bu kaynaklar tazelenemiyor. Hazar gölü gibi akan sularla beslenen göller bu imkandan faydalanamayıp üstelik buharlaşma ile su yitirdiğinde kaynaklar da kuruyabiliyor\"
Bükün, öncelikle derin kuyuların kontrol altına alınması gerektiğini vurguluyor. \"Onun ötesinde yapılabilecek pek bir şey yok”diyor.