Kürt Akademisyenlerden "Sosyal Medya ve Arap Baharı" Analizi

Federal kürdistan\'da akademisyenler Hamasaeed ve Ramazan, üzerinde yoğunlaştıkları \"Arap Baharı\'nda sosyal medyanın rolü\" çalışmasının ayrıntılarını aktardı.\n2011 yılında Tunus’ta başlayan, tüm Ortadoğu’yu etkileyen \"bahar\".

07.05.2014, Çar - 07:57

 Kürt Akademisyenlerden
Haberi Paylaş
Federal kürdistan\'da akademisyenler Hamasaeed ve Ramazan, üzerinde yoğunlaştıkları \"Arap Baharı\'nda sosyal medyanın rolü\" çalışmasının ayrıntılarını aktardı.

2011 yılında Tunus’ta başlayan, tüm Ortadoğu’yu etkileyen \"bahar\" ve \"uyanış\" olarak adlandırılan Arap Hareketi, teknoloji ya da başka bir tabirle \"sosyal medya\" sayesinde tüm dünyaya, muazzam bir hızla yayıldı. Örgütlenmeler, buluşmalar ve tepkilerin neredeyse tamamı, sosyal ağlar üzerinden gerçekleşti.

​Arap Baharı\'nın başlangıç sebebiyle ilgili genel kanının, 2010 Aralık\'ının 17\'sinde \"Tunuslu Muhammed Buazizi’nin kendini yakması\" ile birlikte; bölgeye hakim uzman, siyaset bilimciler ve kanaat önderleri tarafından \"uzun süredir bölgede halkın huzursuz olduğu, biriken gerilimin patlak verdiği\" şeklinde nitelendirildi.

Bölgedeki huzursuzluğun önemli bir etken olması ile birlikte, sosyal medyanın kitleleri etkilemekteki gücü tartışılmaz hale geldi. Bu sebeple Arap Baharı sürecinde, sosyal medyanın, baskıcı rejimlerin yıkılma sürecindeki rolü tüm dünyada kabul görmüş oldu.

Türkiye\'de son zamanlarda yaşanan sosyal medya kısıtlamaları oldukça tartışıldı. Türkiye\'nin yanı başında yeniden inşa edilen Kürdistan bölgesinin Süleymaniye şehrinde yer alan Raparin Üniversitesi\'de bu konu üzerine çalışan başarılı akademisyenler Nazakat Hamasaed ve Araz Ramazan ile buradan yola çıkarak, Suriye\'de Arap Baharı tanıklıkları üzerine konuştuk.

Nazakat Hamasaed iki Kürt akademisyen-gazeteci... İngiltere\'de eğitim aldılar. Türkiye\'ye medya, iletişim, teknoloji ve dizayn üzerine uluslararası bir konferansa katılmak üzere davet edildiler. Birlikte üzerine çalıştıkları “Suriye Ayaklanması\'nda sosyal medyanın rolü” konulu çalışmalarından ve Arap Baharı\'na dair önemli çalışmalarından notlar aktardılar. Haberler.com\'un \"Arap Baharı\"nın sosyal medya ile ilişkisinden yola çıkarak Türkiye\'deki sosyal medya kısıtlamalarına ilişkin sorularını yanıtladılar.

Araz Ramazan ve Nazakat Hamasaed kimdir?

NAZAKAT HAMASAEED:

Reklam medyası/ticari medya üzerine; televizyon reklamları üzerine çalışıyorum. Şuan Süleymaniye\'de bir üniversitede öğretim üyesiyim.

ARAZ RAMAZAN:

Benim alanım internet gazeteciliği, master eğitimimi İngiltere\'de; Arap Baharı\'nda sosyal medyanın etkisi ve rolü üzerine yaptım.

HAMASAEED:

İş arkadaşım Araz Ramazan\'la çalışmamız var; Suriye Ayaklanması\'nda sosyal medyanın rolü üzerine. Genel olarak çalışmamız Arap Baharı olarak nitelendirilen ayaklanma üzerine, fakat özellikle Suriye Ayaklanması\'na odaklanıyoruz bu çalışmada. Yenilenen teknoloji Suriye\'deki devrimi ve Arap Baharı\'nı besledi. Bu yüzden biz de bir araştırma yapmaya karar verdik; geniş sorulardan oluşan bir anket yaptık yaklaşık 20 ila 30 kadar kişiyle.

\"İNSANLARIN DEVRİM SÜRECİNDE SOSYAL MEDYAYI NASIL KULLANDIĞINI ARAŞTIRDIK\"

Bu anket online olarak gerçekleşti ve ankette insanların sosyal medyayı nasıl kullandıklarına yönelik sorulara odaklandık, sorular özellikle insanların hangi sosyal medya kanalını, nasıl kullandığı ile ilgiliydi. Mesela sosyal medyanın hangi türü onları devrim sürecinde katılıma itti ya da yöneltti. \"Sosyal medyayı video indirmek için mi kullandılar yoksa yorum yapmak için mi\" gibi sorulara cevap bulmaya çalıştık. Sorularımız genellikle bunlarla ilgiliydi.

Arap Baharı hakkında ne düşünüyorsunuz? Ne zaman başladı ve şekillendi? Ve bazı siyaset bilimcilere ve kanaat önderlerinin söylediklerine baktığımızda Arap Baharı\'nın kışa döndüğüne yönelik söylemler var, nasıl değerlendiriyorsunuz?

\"FACEBOOK, Youtube VE Twitter\'IN, ARAP AYAKLANMASI\'NDA KİLİT BİR ROLÜ VAR\"

RAMAZAN:

Konuşmamın başlangıcında Arap Baharı\'nın zemininden bahsetmek istiyorum; Arap Baharı diye tabir edilen ayaklanma, 2010 yılı Aralık ayının 17\'sinde, Tunus\'ta başladı. Burada bazı noktalar var; özellikle, Facebook, Youtube ve Twitter Arap Ayaklanması\'nda kilit bir rol oynadı. Çünkü bu ülkelerde medya, devlet baskısı altında. Özgür bir medya yok, dolayısıyla gençler Facebook gibi platformlarda rejim karşıtı ayaklanmalara başladı.

\"MISIR\'DAKİ YOLSUZLUK, BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA OLDU\"

Bununla birlikte, Arap gençliği başka tür sosyal medya araçları buldu. Mesela, Facebook Mısır\'daki ayaklanmada çok kilit bir role sahipti, “Hepimiz Khaled Saeed\'iz” gibi sayfalarla iletişim kurdu ve bildiğiniz üzere Mısır\'daki yolsuzluk, ekonomik ve politik durum insanları sokağa döken, tabiri caizse bardağı taşıran damla oldu Mübarek rejimine karşı... 25 Aralık 2011\'de, devrim diye adlandırılan bir hareket başladı ve bu harekete 1 milyon insan katıldı. Protestoların ilk gününden sonra insanlar sosyal medyanın iletişim için iyi bir aracı olduğunu düşünerek ve birebir iletişimden daha güvenli olduğunu farkederek sahte Facebook hesapları açmaya başladı.

\"DEVLET İNTERNETİ, TELEFON HATLARINI, HATTA EV TELEFONLARINI BİLE KESTİ\"

Devlet, internetin geniş kitleleri kucakladığını ve kapsadığını ve devlete karşı ayaklandıklarını anladığında interneti, cep telefon hatlarını, bütün mobil ağları, hatta ev telefon hatlarını bile kesti. Fakat başarılı olamadılar. Çünkü BBC, Al Jazeera ve CNN gibi ana akım medya kanalları protestolarda çekilmiş video ve fotoğrafları kalitelerinin çok düşük olmasına rağmen yayınladı.

Öte yandan, Evgeny Morozov\'un \"The Net Delusion\" adlı kitabında sözünü ettiği gibi bazı uzmanlar sosyal medyanın siyasi hareketlerde Arap dünyasındaki son siyasi değişikliklerde kullanıldığı gibi kullanılmasının olumsuz etkilerinden çokça bahsediyor. Morozov, devrimlerin daha hayati bir etmene sahip olması gerektiğine, ve fakirlik, işsizlik ve siyasi durumun insanları rejimlere karşı durmaya ittiğine inanıyor.

Sosyal medya dünyada geniş bir etkiye sahip. Hatta, sosyal medya devrim ve reform süreçlerinde itekleyici bir misyona da sahip. Bu bilgilerin ışığında şunu soralım; Kuzey Irak\'ta şuanki durum ne, insanlar sosyal medyayı kullanıyor mu?

\"DEVRİM SOSYAL MEDYA TARAFINDAN BAŞLATILMADI, SADECE HIZLANDIRDI\"

HAMASAEED:

Şöyle Bir Nokta var; devrim sosyal medya tarafından başlatılmadı, Dünya politikasına, ekonomik değişikliklere bakıldığında böyle rejimlerin değişmesi gerek. Sosyal medyanın etkisi, devrimi hızla büyütmek ve ilerletmek yönünde oldu.

RAMAZAN:

Sosyal medya devrim sürecini hızlandırdı.

\"DEVRİM, GENÇ İNSANLAR TARAFINDAN ŞEKİLLENDİRİLDİ\"

HAMASAEED:

Arap Baharı 7 Aralık 2010 da Tunus\'da, yoksulluk ve işşizliğin büyümesiyle başladı. Arap baharından sonra Arabistan\'da bu sebeplere dayalı benzer bir devrim oldu. Devrimin olduğu ülkelerde diktatörlük, monarşi ve aynı zamanda ekonominin zayıflaması durumu vardı. Özellikle Tunus ve Mısır\'da. Eğitim, fabrika ile ülkeyi geliştirmek ve yoksulluğun eksikliği devrimi getirmiştir. Devrim genç insanlar tarafından şekillendirildi. Bu gençler eğitimli, teknolojiyi kullanabilen ve yetenekli insanlardı.

Yani, sosyal medya tamamen pozitif etki etti diyorsunuz bu ayaklanmalara?

\"SOSYAL MEDYA SURİYE\'DE İŞE YARAMADI\"

HAMASAEED:

Sosyal medyanın negatif rolünden daha çok pozitif rolü daha çok olmuştur. Arap Baharı, bir çok ülkede düzgün bir şekilde ve iyi bir hale gelerek gerçekleşti. Sistemleri, diktatörlüğü değiştirdiler. Ama Suriye\'de bir işe yaramadı.

Sosyal medyanın Arap Baharı hakkında tam olarak negatif ya da pozitif bir rolden bahsedemem. Ama, pozitif rolü daha çoktu. Mesela, insanlar bir araya getirdi devrim için. Bu insanlar gazeteci, mezun insanlar, muhalefet partileri...

AKADEMİSYENLER, TÜRKİYE\'DEKİ SOSYAL MEDYA KISITLAMALARINI YORUMLADI

Sosyal medya bu kadar etkinken Türkiye\'de Twitter, Youtube gibi platformların engelleniyor olmasını nasıl karşılıyorsunuz?

HAMASAEED:

Bazı ülkelerde hükümetin insanları sosyal mediayı nasıl kullanmaları gerektiğini öğretmesi gerekiyor. Çünkü onu kontrol etmek güç. Hükümetin okullardaki insanları, çocukları bile bu konuda bilgilendirmeyi planlıyor. Bazı eğitim programları sosyal medyayı kullanmayı öğreten içerikleri var.

\"SOSYAL MEDYA SINIRLANDIRILMALI\"

RAMAZAN:

Bence, sosyal medya sınırlandırılmalı. Hükümetin elinde, halktan çok daha fazla güç olduğu için bunu yapabilir. Örneğin; Türkiye Başbakanı\'nın halkından daha fazla gücü var. Hükümet, teknoloji konusunda profesyonelleri toplayıp kontrolü sağlayabilir. Ülke için bunun yapılması gerekiyor; özellikle çocuklar için, bu Kürdistan\'da da böyle. Örneğin demoktratik bir ülkede, insanların sosyal medyayı kullanması gerekir, bazı devrimler için bu gereklidir. Ancak yaş limitinin konulması gerekiyor. Örneğin Facebook\'ta bir pornografik içerik ile karşılaşıldığında 16 veya 18 yaş sınırı getirilmesi gerekiyor.

\"SOSYAL MEDYA, ÜLKESİNİ ÖZGÜRLEŞTİRMEK İSTEYENLER İÇİN İYİ BİR ARACIYDI\"

Şuna inanıyorum ki; sosyal medya Arap dünyasındaki devrimlerde hayati bir rol oynadı. Çünkü sosyal medya, ülkesini özgürleştirmek isteyen ve bu yüzden de ayaklanmaya katılanlar için iyi bir araçtı. Bunun yanı sıra, bilgi paylaşımı ve yayılımı konusunda oldukça kolay bir yöntem sundu insanlara sosyal medya... Buna rağmen, sosyal medyanın sadece bir iletişim aracı olduğu ve bazı rejimlerin bu aracının sadece casusluk faaliyetleri için kullandığı şeklinde bir görüş var. Ek olarak, Facebook\'taki bazı Arap kullanıcılar, Facebook kullanmaktan çekiniyorlar, çünkü hükümet güçleri anonim hesapları devrim sürecinde, kullanıcıları gözetleme amaçlı kullandı. Sosyal medya üzerinden bağlantı güvenilir değil elbette, zayıf bir bağ... Ancak, zayıf bir bağ olmasına rağmen sosyal medyanın tüm bu devrim ve isyanları hızlandırması noktasında hayati bir rol oynadığını söyleyebiliriz.

Nerina Azad
Bu haber toplam: 24262 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:12:24:05
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x