NYT: İsrail sadece Referandumu değil, Bağımsız Kürdistan'ı da destekliyor!

Zamir Shemtov, “yolculuğun bitmesine yakın, babasının, minnettar kaldığı bu Kürt savaşçıya altın saatini vermeyi teklif ettiğini ” söylüyor. “Genç adam ise “Ben Melle Mustafa Barzani’nin oğluyum ve eğer babam benim bir saati aldığımı duyarsa beni asar!” der ve “Bunun yerine tek istediğim ileride bizi güzel hatırlamanızdır” der.”

24.09.2017, Paz - 10:41

NYT: İsrail sadece Referandumu değil, Bağımsız Kürdistan'ı da destekliyor!
Haberi Paylaş

David M. Halbfinger tarafından yazılan makale New York Times gazetesinden alınmıştır. PeyamaKurd internet sitesinden Zerrin Efe'nin çevirisini yaptığı makaleye şu sözlerle başlıyor:

“Sadece referandumu değil, aynı zamanda bir Kürt devleti kurulmasını da onaylayan Benyamin Netanyahu’nun bu pozisyonu almasının yeterince stratejik sebebi var: Irak’tan ayrılmış bir Kürdistan, İsrail için, kendi Kürt nüfusuna karşı baskı uygulayan İran’a karşı değerli olabilir.”

“Başbakan Benyamin Netanyahu’nun, Irak Kürtleri’nin bu pazartesi günü yapmayı planladıkları bağımsızlık referandumunu desteklediğini belirten iki cümlelik açıklaması ile İsrail, kendini Ortadoğu’daki hemen hemen bütün büyük siyasi aktörlerle zıt bir çizgide konumlandırdı.”

Yazar, Kürtlerle Yahudilerin içiçe geçmiş tarihleri ve ortak hislerinin yanında günümüz jeopolitiğinin tali bir önemde görülebileceğini iddia ediyor ve Kürtler ve Yahudilerin arasındaki ilişkilerin çok eskiye, hatta Yahudilerin Babil Esareti’nden öncesine gittiğine dikkat çekiyor.

Halbfinger, Kürdistan'daki ilk Yahudilerin Milattan önce 8. yüzyılda ülkelerinden sürülen, İsrail'in en son kabileleri arasında olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Babil’in Persler tarafından fethedilmesi sonrasında Pers Kralı Büyük Kiros (Cyrus) Yahudilerin Filistin’e dönmelerine izin verince pek çok kişi kalmak yerine evlerine dönmeyi seçmiştir.”

Halbfinger onaltı yüzyıl sonra, Kürt kökenli Selahaddin Eyyubi’nin Kudüs’ü fethinin ardından Yahudilerin daha insani bir muamele görmeye başladığını, ve hatta Yahudi bir doktor olan Maimonides’i özel doktoru olarak tuttuğunu ifade ediyor ve makalesine şu sözlerle devam ediyor:

“Modern zamanlarda Kürt Yahudileri, 1948'de Yahudi devleti kurulduğunda İsrail’e toplu göç edenler arasındaydı. Bu göçün Kürt sivil toplumunda bıraktığı boşluk, bazı Kürt sivil toplum önderlerinin yıllar sonra dahi bu göç için hayıflanmalarına sebep olacak kadar derin oldu.

“Kürtler ve Yahudiler arasındaki ilişkiler 1960'lardan bu yana daha da sıcak ve hayati bir konuma taşındı. Kendilerine pek konukseverlik gösterilmeyen bir bölgede bulunan ve daima uluslararası müttefiklere ihtiyaç duyan iki azınlık olarak Yahudiler ve Kürtler, sürekli birbirlerinin yardımına koştu.”

“Kürtler, İsrail destekçilerinin Washington'daki lobicilik faaliyetlerini de uzun bir süre örnek almışlardı.”

Yazar ‘her ne kadar Kürt liderleri, Arap Dünyası’nı karşılarına almamak için, İsrail’e açık açık destek vermemiş olsa da, İsrail bayrağının gerek Erbil gerek Avrupa’daki Kürt mitinglerinde sık sık görüldüğüne’ dikkat çekiyor.

Halbfinger, ‘Kürtlerin İsrail’de aralarında yaklaşık 200 bin Kürt Yahudinin de bulunduğu dostu ve destekçisi olduğunu’ ifade ediyor ve “Ancak, 83 yaşındaki emekli tuğgeneral Tzuri Sagi’nin, Kürtlerin bağımsızlığını desteklemek için birçok İsrailliden daha fazla nedeni var” diye ilave ederek ve Sagi’nin hikayesini anlatıyor:

“1966 kışında Tzuri Sagi’nin komutanları, onu, İsrail'in müttefiki İran aracılığıyla Irak Kürdistanı'ndaki Mele Mustafa Barzani'ye ve peşmerge güçlerine yardım etmek için gizli bir göreve gönderir. Irak askerleri Kürtleri bastırmaya hazırlanırken Yarbay Sagi, Barzani’nin hafif silahlı askerlerini Irak askerlerine karşı savunma hatları kurmak için hazırlar. Bu hatlar çökünce Sagi, Kürtlere, en iyi Irak taburlarının hattını kırıp pusuya düşürmelerini tavsiye eder. 5,000 kişilik Irak askeri mağlup edilir ve Handrin Dağı’ndaki savaş, Kürt tarihinde bir dönüm noktası olur.

Yarbay Sagi, Iraklı subayların iki jip ile ellerindeki beyaz bayrakları sallayarak dolaştığını hatırlıyor. ‘Kürtlere ‘Ne istiyorsunuz’ diye soruyorlardı’ diye ekliyor Sagi.

“Yıllar geçtikçe İsrailli doktorlar Kürtler için bir sahra hastanesi kurdular. İsrail askerleri Kürt savaşçıları olan peşmergeleri eğitti ve Mossad, Kürtlerin silahlanmasına yardım etti.”

“İsrail'in 1967'de Arap komşularına yenilmesi ve 1968’de Irak’ta Baas Partisi’nin yönetimi darbeyle ele geçirmesinin ardından Irak, kendi içindeki giderek azalan Yahudi nüfusu için yaşanması daha da zor bir yer haline geldi.”

“Şimdiyse yardım etme sırası Barzani’deydi.”

Barzani: tek istediğim ileride bizi güzel hatırlamanızdır

“1969’da Bağdat Tahrir Meydanı’nda dokuz Yahudi’nin asılmasının ardından Yahudilerin çoğu kendini Irak’ı terketmek zorunda hissetti. Kürtler, binlerce Yahudinin önce karayoluyla İran’a ve ardından uçakla İsrail’e kaçmasına yardımcı oldu.”

David M. Halbfinger Tel Aviv Üniversitesi Moshe Dayan Merkezi Kürt tarihçisi Ofra Bengioinun bu operasyon için ‘Eşeklerle dağlardan gidiyorlardı’ dediğini aktarıyor ve bu kaçanlar arasında olan Zamir Shemtov’un hikayesi ile makalesine devam ediyor:

“Bugün İsrail’in Herzliya kentinde diş hekimi olarak çalışan 63 yaşındaki Zamir Shemtov’du. Zamir Shemtov ve ailesi 1970’te Irak’tan kaçma girişiminde bulunur, fakat yakalanarak hapse atılır. Bir ay sonra ise tekrar kaçmayı dener. Ancak bu kez askerler tarafından yakalanır, soyulur, tehdit edilir ve babasının da vahşice sorgulandığı Bağdat’a geri gönderilir. İki ay sonra serbest bırakılır ve üçüncü kez kaçmayı dener. Bu kez Kürt bir taksi şöforü onları üniformalı genç bir Kürt savaşçı ile buluştukları güvenli bir yere götürür. Buradan sınırı geçerek İran’a giderler.

Zamir Shemtov, “yolculuğun bitmesine yakın, babasının, minnettar kaldığı bu Kürt savaşçıya altın saatini vermeyi teklif ettiğini ” söylüyor.

“Genç adam ise “Ben Melle Mustafa Barzani’nin oğluyum ve eğer babam benim bir saati aldığımı duyarsa beni asar!” der ve “Bunun yerine tek istediğim ileride bizi güzel hatırlamanızdır” der.”

“Birkaç yıl sonra, genç Mesud Barzani, babasının ardından Kürdistan Demokrat Partisi başkanlığına getirilir. 2005 yılından beri de Irak Kürdistanı'nın başkanlığını yürütmektedir.”

“Kürtler bugün bağımsız bir devlet hayallerini gerçeğe dönüştürmek için adım atıyor olmaları sebebiyle giderek daha fazla izole ediliyorlar”

“1974’te Irak’a karşı savaşmaları için peşmergeye yardıma gelen Sagi, o dönemde -bozuk İngilizcesine rağmen - Britanyalı bir gazeteci olduğunu iddia ederek sık sık Kürdistan’a seyahat ettiğini söylüyor ve ‘Bazen Kürtleri kızdırmak için İsrail karşıtı şeyler söylerdim. Bu onları hep çok kızdırırdı: ‘İsrailliler ve Yahudiler bölgenin en iyileri’ derlerdi’ diye ekliyor.”

“Sagi bu hislerin karşılığını bulduğunu ve kendisinin de vatansever bir Kürt haline geldiğini söylüyor.”

“Sagi yalnız değildi: İran Şah’ının Irak ile Kürtlerin üzerini çizdiği Cezayir Anlaşması’nı imzaladığı vakit İsrailli askerler ve Mossad ajanlarının ağladığı söyleniyor. 1975’te imzalanan bu sınır anlaşmaları ile Kürt Ayaklanması bastırılmış ve peşmergeler İran’a geri çekilmek durumunda bırakılmıştır.’’

Yazar, ‘Kürtlerin bugün bağımsız bir devlet hayallerini gerçeğe dönüştürmek için adım atıyor olmaları sebebiyle giderek daha fazla izole edildiğini’ ifade ediyor. Iraklıların ülkelerinin bölünmesini istememeleri, İran ve Türkiye’nin ise kendi ülkelerindeki Kürt azınlığı etkileyebileceği korkusuyla referanduma karşı çıktıklarını’ belirten Halbfinger, ‘Birleşmiş Miletler Güvenlik Konseyi ile birlikte koalisyon güçlerinin de IŞİD ile mücadaleyi sekteye uğratacağı gerekçesiyle referanduma karşı pozisyon aldıklarını’ söylüyor.

Halbfinger’in dikkat çektiği bir diğer nokta da ‘uzmanların Benyamin Netanyahu’nun referanduma desteğini açıklayarak çok da bir şey kaybetmediği.’

Halbfinger’ın yazısında alıntı yaptığı, sık sık Kürdistan’ı ziyaret eden eski CIA analisti ve ABD Ulusal Güvenlik Konseyi yetkilisi Kenneth M. Pollack’a göre “Israil bölgede kendine müttefikler edinmeye muhtaç ve Kürtler de genel olarak dost olmak istiyor ve Filistin konusunda çok da takıntılı değiller. Pollack’a göre İsrail ayrıca İran ile olan mücadelesinde potansiyel olarak kıymete hazi olacak bir müttefik edinmekten de fayda görecektir.

Pollack ‘Irak ve İran Kürtlerinin derin bağları olduğunu’ not ediyor ve ‘İran için sorun yaratmanın bir yolunun İran Kürtleri’ni bağımsızlığa yönelik olarak teşvik etmekten geçeceğini’ söylüyor. ‘İranlılar da zaten tam olarak bundan korkuyor ve bu konuda sinirliler: İsrail’in bunu yaptığını ve bağımsız bir Kürdistan’ın İran Kürtleri üzerinden İran’a karşı İsrail operasyonları için bir üs haline geleceğini düşünüyorlar.’

Halbfinger’ın alıntı yaptığı Kürdistan konusunda başka bir deneyimli diplomat Peter W. Galbraith’e göre “BM Irak’ı tek bir devlet olarak korumaya çalışırken İsrailliler olaya daha pragmatik yaklaşıyorlar. Bir kısmını kurtarabilecekken neden Irak’ın tamamı kaybedilsin ki?”

Halbfinger’a göre yine de eninde sonunda analist ve sıradan İsrailliler, Kürtlere olan destekleri ile ilgili olarak ahlaki ve hissi argümanları öne çıkarıyor, ve çoğu zaman Irak doğumlu dişçi Shemtov gibi konuşuyorlar.

Yazar bu noktada Shemtov’un ‘Bizim iki milletimiz bütün karşıt koşullara rağmen, etraflarındakiler onları yok etmek isterken birlikte savaştılar, bana göre İslam Dünyası’nda bir ışık varsa o da Kürtlerdir’, dediğini aktarıyor.

Shemtov hayatını Kürtlere borçlu olduğunu söylüyor ve ‘Onlar bizi kurtardı, benim şimdiki hayalim de onların bağımsızlıklarını ilan etmeleri ve Erbil’e gelip, onlar milli marşlarını okurken saygı duruşunda bulunmam.’

Nerina Azad
Bu haber toplam: 10123 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:13:33:46
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x