PKK kendini feshettiğini açıklarken şimdi devletin atacağı adımların neler olabileceği tartışılıyor. Öcalan'ın şartlarının düzeltilmesi, yeni infaz düzenlemesi gibi adımlar yakın zamanda bekleniyor.
PKK'nin kendini feshettiğini ve Türkiye'ye karşı silahlı mücadeleyi bıraktığını açıklaması sonrası 22 Ekim 2024'te MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla başlayan süreçte önemli bir eşik geçildi.
PKK, 5-7 Mayıs tarihlerinde düzenlediği kongre doğrultusunda bugün kendini feshettiğini ve silahları bıraktığını duyurdu.
PKK, 9 Mayıs'ta bir açıklama yaparak İmralı'da cezaevindeki lideri Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat'taki çağrısı üzerine 5-7 Mayıs tarihlerinde kongresini topladığını duyurmuş, alınan kararları ise sonra açıklayacağını kaydetmişti.
Şimdi ise gözler bundan sonra hangi adımların atılacağına ve bu çerçevede yanıt bekleyen sorulara çevrildi.
Devlet hangi adımları, ne kadar sürede atacak?
Sürecin başından beri DEM Parti'nin "şart değil gereklilik" olarak tanımladığı bazı adımları atmak için PKK'nin kararını bekleyen Cumhur İttifakı'ndan sürecin ilerlemesi için hangi alanlarda ne gibi düzenlemelere gideceği merak konusu.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları'nın "Öcalan'ın iletişim ve çalışma özgürlüğü başta olmak üzere atılması gereken adımlarla ilgili top artık iktidarın sahasındadır" sözlerine Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Burada top oynamıyoruz, ciddi bir mesele var. Terörün tasfiyesi ile ilgili çabalar söz konusu o nedenle bu çabalara destek vermek lazım. Bu çabaları baltalayacak söylemlerden kaçınmak lazım. Burada bir pazarlık kesinlikle söz konusu olamaz" karşılığını vermişti.
DW’nin aktardığı habere göre, Ankara'da siyaset kulislerinde devletin atacağı adımların hepsinin hemen olmayacağı ve yıllara yayılacağı konuşulurken bazı kritik düzenlemelerin seçim öncesine denk getirileceği ihtimalinden söz edilmesi Cumhur İttifakı'nın anayasa değişikliği ya da erken seçim kararı alınabilmesinde DEM Parti'den destek beklentisinde olduğu iddialarını güçlendiriyor.
Ancak gerek Cumhur İttifakı üyeleri gerekse DEM Parti yetkilileri bu konuların şu anda masada olduğu iddialarını yalanlıyor.
Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat çağrısındaki "Kürt halkının demokratik hakları çerçevesinde eşit yurttaşlık" vurgusunun içinin doldurulması, kayyumların kaldırılması, anadilde eğitim ya da yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gibi bazı talepler de DEM Parti"nin gelişme görmek istediği alanlar.
Bu arada DEM Parti barış sürecinin kalıcı hale gelmesi için TBMM'nin liderlik yapmasını ve yasal-kurumsal düzenlemeler için sorumluluk almasını talep etmişti ve bu nedenle bir komisyon kurulmasını istemişti. Parti "toplumsal barışın inşası için Meclis'in önünde tarihsel bir görev olduğu" vurgusu yapmıştı. Bu komisyonun kurulup kurulmayacağı da takip ediliyor.
Öcalan'ın şartları ne olacak, umut hakkı gelecek mi?
PKK'nin Cuma günkü açıklamasının sonunda "Önder Apo'nun fiziki özgürlüğü için mücadeleyi daha da yükseltmeye çağırıyoruz!" denilirken, Öcalan'ın koşulları ve Bahçeli'nin bahsettiği "umut hakkı" bir başka tartışma konusu.
Bu arada Kısa Dalga'dan gazeteci Ayşe Yıldırım, Öcalan'ın cezaevi koşullarının iyileştirildiğini, daha geniş bir alanda kalabildiğini ve yanına gönderilen başka tutuklularla sekreterya oluşturulduğunu yazdı.
Bundan sonra Öcalan'ın kaldığı İmralı'daki yaşama koşullarının düzeltilmesi, gazetecilerin ya da farklı kesimlerden insanların PKK liderini ziyaret edebilmesinin önünün açılması da bekleniyor.
Öcalan'ın "umut hakkı" kapsamında değerlendirilmesi ve serbest bırakılması Bahçeli'nin önerisiyle gündeme gelmiş, ancak bu konuda somut bir adım atılmamıştı. Yetkililer ağırlaştırılmış müebbet cezası alan birisi için umut hakkının teknik olarak mümkün olmadığını birkaç kez açıklarken, Öcalan'ın da güvenlik endişesiyle İmralı’dan ayrılmayı çok arzu etmediği biliniyor.