Guardian gazetesi\'nde yayınlanan başyazıda Rus Başkanı Putin\'in, \"Sadece domates ithalatının yasaklanmasıyla kalmayacakları, gelecekte daha ciddi bedeller ödettirecekleri\" tehdidini savurduğu Perşembe günkü ulusa sesleniş konuşmasına atıfta bulunarak, konuşmanın büyük kısmını Türkiye\'nin Rus jetini düşürdüğü için pişman olacağı söylemi ve Türkiye\'nin IŞİD\'den petrol aldığı iddiasıyla geçirdi.
Putin\'in konuşmasının, Kırım\'ı ilhak eden, Ukrayna\'ya asker yollayan ve Suriye\'de hava operasyonları düzenleyerek tüm dünyayı tedirgin eden bir lider için garip bir performans olarak nitelendirilen yazıda, Putin\'in konuşmasında büyük resimden fazla bahsetmediğine dikkat çekildi.
Putin\'in Türkiye\'ye yönelttiği sert eleştirilere halktan milliyetçi bir destek beklediği ve kuşkusuz aradığı desteği de alacağının vurgulandığı yazıda \"Buna rağmen Perşembe günü Moskova\'dan Ukrayna ya da Suriye\'deki adımların nasıl geliştiğine dair yanıt bekleyen Rusların, sorularına yanıt bulamadıkları, çünkü şu ana kadar bu iki girişimin maliyetinin, elde edilen kazançların çok üzerinde olduğuna dikkat çekildi.
Kırım\'da hala elektrikler yok
Kasım ayının sonunda Kırım Tatarları ve Ukraynalıların elektrik hatlarını kesmesinden bu yana Kırım\'ın karanlıkta olduğuna değinilen yazıda, \"Putin\'in bölgeye toprak altından gidecek olan bir \'enerji köprüsü\' sözü verdiğini ancak bu hattın sadece Kırım\'ın küçük bir kısmına elektrik sağlayabileceğine\" dikkat çekildi.
Kırım\'daki elektrik kesintisinin Ukrayna\'yla ilişkileri daha da kötüleştirmiş durumda olduğunu dikkat çekilen yazıda \"Rusya\'nın AB - Ukrayna serbest ticaret anlaşmasını öteleme çabalarının da başarısız olduğunu, anlaşmanın planlandığı gibi Ocak ayında yürürlüğe girmesi halinde Rusya için ilave yaptırımlar anlamına geleceği ifade edildi.
Suriye\'de işbirliği kaşılığında yaptırımlarda gevşeme talebi
İlişkilerdeki bozulmanın Avrupa için sorun olduğuna değinilen yazıdabunun Rusya için de önemli bir sıkıntı kaynağı olduğuna vurguda bulunuluyor ve \"Ukrayna\'nın doğusunda Rusya\'nın uydusu olarak görev yapan oluşumların aşırı talepkar ve dinlemez çıkmaları üzerine Moskova\'nın çareyi Kiev\'i tekrar etkisi altına almaya çalışmakta bulduğu belitiliyor.
\"Kremlin\'in Suriye\'de belli ölçüde Avrupa\'yla işbirliği karşılığında yaptırımların bir kısmının da kaldırılmasını ümit ettiği belirtilen yazıda, \"Bu ümitin ne kadar gerçekçi olup olmadığının bilinmeyeceğini ama, kızışan ticaret savaşlarının ya da düşmanca tavırların bu amaca hizmet etmediğinin bir gerçek olduğu\" ifade ediliyor.
Kırılgan ittifak: Rusya, İran ve Irak
Suriye\'de Rusya\'nın müdahalesinin Beşar Esad\'ın yerini sağlamlaştırdığına atıfta bulunuan yazıda, ancak Esad\'ın kaderinin olumlu yönde tamamen terse döndüğünün de söylenemeyeceği vurgulanıyor.
Rus hava saldırılarının başlamasının ardından Suriye ordusunun düzenlediği ilk büyük askeri harekatın büyük bir başarısızlıkla sonuçlandığı hatırlatılan yazıda \"ABD gibi, Rusya da hava operasyonlarının sihirli değnek olmadığını deneyimlediğine dikkat çekiliyor ve diplomasi alanının da en az askeri alan kadar çetrefilli olduğu, Rusya\'nın Irak ve İran\'la kurduğu işbirliğinin kolayca dağılma riski olan, özünde kırılgan bir ittifak olduğu\" belirtiliyor.
Yazıda bilhassa İran\'ın, Esad\'ın geleceği konusunda Rusya\'nın bir noktada Esad\'ı desteklemekten vazgeçebileceğinden endişe ettiği dile getiriliyor.
Türkmenleri bombalamak akıllıca değildi
Putin\'iin, Türkiye örneğinde olduğu gibi bir dostun çok uzun sürede kazanıldığını, ancak bir günde kaybedilebileceğini öğrendiğine değinilen haberde, \"1992 yılından bu yana Rusya - Türkiye ilişkilerinin hep olumlu yönde ilerlediğine, Başbakan Dimitri Medvedev\'in Türkiye\'yle ilişkilerin geliştirilmesindeki rolünün de oldukça büyük olduğuna vurguda bulunuluyor.
Türkiye\'nin verdiği reaksyon hakkındaki düşünceler ne olursa olsun, Türkiye\'nin Suriye\'deki etnik akrabalarını bombalamanın akıllıca bir hareket olmadığının vurgulandığı yazıda Suriye\'deki tabloyu dönüştürmeyi hedefleyen Rusya\'nın son hamlesiyle sadece hatalarına yeni hatalar eklemiş olduğu ileri sürülüyor.
Rusların gözünde Suriye macerasının, kendi vatandaşları için de bir trajedi ve tatilcilerle dolu bir yolcu uçağının bombalanması olarak göründüğüne dikkat çekilen yazıda, \"Gerekçeleri haklı ya da haksız olsun, başka bir ülkede askeri müdahale gerçekleştirmenin bedeli oluyor. Bu tür girişimlerden önce sağlıklı bir tartışma gerekiyor; İngiltere\'de olduğu gibi.\" denildi.
Rusya\'nın hem Ukrayna\'da hem de Suriye\'de hala çözüme katkı koyamadığı, Rusya\'da konunun hiç tartışılmadığına vurguda bulunulan yazı, Batılı ülkelerin de bu iki devasa başarısızlıkta pay sahibi oldukları ifade ediliyor ve çözümün birlikte bulunacaksa daha ılımlı ve daha az kavgacı bir Rusya\'ya ihtiyaçları olduğu tesbitiyle sona eriyor.
