Suriye Devlet Başkanı Esad, Erdoğan ile görüşmesinin ancak Türkiye\'nin Suriye topraklarından tamamen çekilmeye hazır olduğu bir aşamaya gelmesi durumunda mümkün olduğunu söyledi.
Sputnik, önceki gün Rusya\'nın başkenti Moskova\'ya resmi ziyaret gerçekleştiren ve dün de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşen Suriye lideri Beşar Esad ile bir röportaj gerçekleştirdi.
Suriyelilerin çoğunun Rusya\'nın Ukrayna operasyonunu desteklediğini hatırlatan Esad bunun birkaç sebebi olduğunu söyledi. Terörle mücadelede Rusya\'nın Suriye ile dayanışma gösterdiğinin altını çizen Esad, Suriyelilerin büyük resme baktığını ifade etti. Rusya\'nın zaferiyle birlikte yeni, daha güvenli ve barışçıl bir dünya ortaya çıkmasını umduklarını belirten Esad, Suriyelilerin bu operasyona bu açıdan baktıklarını vurguladı.
3. Dünya Savaşı\'nın başladığını ama karşımıza farklı biçimde çıkacağını düşünen Esad, \"Demek istediğim şu ki dünya savaşları eskiden konvansiyonel yöntemlerle yapılırdı. Birçok devletin ordusu birbiriyle savaşırdı. Bu, şu anki durum için de geçerli ama modern silahlar, özellikle nükleer silahlar içinde bulunduğumuz durumu konvansiyonel savaştan farklı kılıyor\" dedi.
Türkiye ile görüşmelere ilişkin konuşan Esad, Erdoğan ile görüşmesinin tek şartının Türk ordusunun Suriye topraklarından tamamen çekilmeye hazır olması olduğunu belirtti.
Erdoğan ile görüşme için tek seçenek
Esad şöyle konuştu:
\"Erdoğan ile görüşmeye gelince, bu, Türkiye\'nin Türk ordusunun Suriye topraklarından tamamen çekilmesine, teröre desteğin kesilmesine ve durumun Suriye\'de savaşın başlamasından önceki eski haline döndürülmesine açık ve net bir şekilde hazır olduğu bir aşamaya gelinmesiyle bağlantılıdır. Bu Erdoğan ile görüşmemin gerçekleşmesi için tek seçenektir.\"
Esad sözlerine şöyle devam etti: \"Bunun yanısıra bu görüşmenin amacı nedir? Suriye\'deki savaşın sonlanmasıyla sonuçlanmayacaksa bu görüşmeyi organize etmenin ne anlamı var?\"
Ankara\'nın Suriye\'de Şam\'ın \"terörist\" olarak tanımladığı örgütleri destekleyerek ve askerlerini Suriye topraklarına konuşlandırarak savaşta olumsuz bir rol oynadığını kaydeden Esad, \"Türkiye bizim için işgalci bir devlettir\" dedi.
Rusya\'nın Suriye ve Türkiye arasındaki arabulucu rolünün önemli olduğunu belirten Esad, \"Rus tarafında güveniyoruz çünkü bu temasları kolaylaştırmak için Rus politikasına dayanan ilkeler doğrultusunda aracı rol üstlendi. Bu ilkeler arasında uluslararası hukuka saygı, devletlerin egemenliğinin tanınması, terörizmin reddi, Suriye\'nin toprak bütünlüğüne ve Suriye devletinin topraklarındaki egemenliğine saygı ve gayri meşru yabancı silahlı kuvvetlerin Suriye\'den çekilmesi gereği yer alıyor\" dedi.
Esad, \"Rusya\'nın Suriye ile birlikte üzerinde çalıştığı, bildiğimiz diğer girişimlerle beraber -Cenevre, Astana ve diğer kentlerdeki müzakereler var- girişimler budur. Tüm bu müzakerelerin tek bir amacı var: Suriye\'de istikrarı sağlamak\" dedi.
Olası hipersonik füze konuşlandırılması hakkında: \'Üsler zayıf kalmamalı\'
Suriye\'deki Rus askeri üslerinden de bahseden Esad caydırıcılık sağlamak için bu üslerden en gelişmiş silahlar olması gerektiğini söyledi. Olası hipersonik füze konuşlandırılması hakkında konuşan Esad, \"Askeri üs kuracaksanız amaç bu üslerin askeri açıdan zayıf kalması olmamalı. Üslerin caydırıcı etkisi olması gerekiyor, en iyi silahlarla donatılmaları gerekiyor. Bu gayet doğal ve mantığa uygun. İster hipersonik füze ister daha gelişmiş silahlar olsun, ilkemiz bu bahsettiğim yönde\" dedi.
\'Rus ordusunun herhangi bir ülkedeki varlığı geçici olmamalı\'
Rus ordusunun Suriye\'deki varlığının geçici ya da sadece terörle mücadeleye odaklı olmaması gerektiğini belirten Esad sözlerini şöyle sürdürdü: \"Terörle mücadele günümüzün meselesi ama geçici bir mesele. Rus ordusunun herhangi bir ülkedeki varlığı geçici olmamalı. Burada söz konusu olan uluslararası denge. Rusya\'nın Akdeniz ülkesi olan Suriye\'deki varlığının da dünyadaki güç dengesi açısından bir anlamı var.
\'Süper güçler kendi sınırları içinde kalarak kendilerini savunamaz\'
Günümüzde süper güçler kendi sınırları içinde kalarak kendilerini savunamaz ya da üzerlerine düşen rolü oynayamazlar; bölgesel müttefikleri veya üsler yoluyla bu sınırların ötesine geçmeliler.\"