İdlib'deki düğümü Suriye Ordusu'nun çözeceğini belirten Ortadoğu uzmanı Faik Bulut, Suriye'nin artık Türkiye'ye tahammülünün kalmadığını söyledi.
"Türkiye'ye Büyük Bir Tepki Var"
İdlib’de yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Bulut, orada yaşanan çatışmaların daha da devam edeceğini söyledi. Türkiye’nin İdlib’de iki yıl önce bir takım sözler verdiğini anımsatan Bulut, şöyle devam etti: “Türkiye İdlib’de verdiği söz oradaki El Kaide uzantılarını pasifize emek, bölgeyi silahsızlandırmak ve bölgedeki yolların açılmasıydı. O yüzden Rusya’dan 12 askeri bölgenin kurulmasını istemişti. Putin’de burada ateşteki kestaneyi kendi eliyle değil de Türkiye’nin eliyle almak istedi. Yani buradaki örgütleri Türkiye’nin eliyle temizlemek istedi. Fakat sonradan görüldü ki Türkiye’nin amacı farklı. Burada Türkiye’nin desteklediği ve Milli Suriye Ordusu denilen çeteler savaşta El Kaide ile aynı mevzide Suriye ve Rusya’ya karşı savaşıyor. Rusya bunu görünce Türkiye’yi uyardı. Rus basınında da Türkiye’nin bu ikili tavrına büyük bir tepki vardı. Ama buna rağmen Putin, Türkiye’yi ABD’ye kaptırmamak için fazla bir şey yapmadı. Bakarsanız ABD’de de Türkiye’yi gözden çıkarmayı düşünmüyor. Türkiye’de bu çelişkili ortamdan hem ABD’nin kapısına hem de Rusya’nın kapısına gitti.”
"Düğümü Suriye Ordusu Çözecek"
Türkiye’nin şimdi de bir Rusya’nın kapısına bir ABD’nin kapısına gidip geldiğini vurgulayan Bulut, Türkiye’nin uluslararası bir anlaşmanın olması halinde bunu bir koz olarak kullanmaya çalıştığını söyledi. Ancak Suriye ordusunun artık Türkiye’ye tahammülünün kalmadığını ifade eden Bulut, “İdlib’de asıl sorun orada bulunan yaklaşık 40 bin El Kaidecinin ne yapacağıdır. Türkiye’nin önünde iki yol var. Birincisi bir yol açıp bunların Libya gibi ülkelere gitmesini sağlayacak. Ama hepsinin birden gitmesini sağlamayabilir. İkincisi, Türkiye’nin denetiminde olan bölgelere yerleştirmek. Türkiye bunu ileride vurucu bir güç olarak kullanabilir. Tabii bu fazla uzun sürmez. Düğümü muhtemelen Suriye ordusu çözecek” diye belirtti.
"Kavramlar Farklılık Gösteriyor"
Türkiye, ABD ve Demokratik Suriye Güçleri (DSG) arasında yapılan “Güvenli Bölge” meselesine değinen Bulut, Türkiye’nin ABD ile mutabakatta anlaşamadığını dile getirdi. Türkiye ile ABD’nin üzerinde anlaştığı kavramların iki tarafa göre farklılık gösterdiğini belirten Bulut, kavramların gerek Türkiye’de gerekse de ABD’de hem söylenişleri hem de yorumlanışlarının farklı olduğunu dile getirdi. ABD ile Türkiye arasında kabataslak bir anlaşmanın olduğunu ifade eden Bulut, “İki taraf ayrıntılarda anlaşamıyor. Bunu Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da birkaç defa söyledi. Milli Savunma Bakanı da bir iki açıklamasında ‘bizi oyalıyorlar’ dedi. Güvenli bölge konusunda ABD’li yetkililer Urfa ve Ankara’da Türkiyeli yetkililerle görüşürken aynı zamanda ABD Merkez Kuvvetler Komutanı (CENTCOM) komutanı DSG’li yetkililerle Rojava’da tartışıyorlardı. ABD’li yetkililer DSG’nin ‘olur’ dediği maddelere onay veriyordu. O yüzden Türkiye o komutanın değişmesini istedi. Onun yerine Avrupa’daki CENTCOM komutanının görüşünün alınmasını istedi. Türkiye’nin Rusya’ya yanaşmaması için ABD’ni bazı konularda taviz verdi. Ama Türkiye’nin CENTCOM aracılığıyla bile olsa DSG ile ilişkide olması ve bir arada bulunması bunun muhatap alınmasıdır. Yani Türkiye tarihinde ilk defa bir Kürt hareketini muhatap almış oldu. Bu Kürtler için çok önemli bir kazanımdır” diye kaydetti.
"Kürtler İçin Çok Önemli"
Türkiye’nin ABD ile anlaşması Rusya ve İran’ı rahatsız ettiğini sözlerine ekleyen Bulut, şunları söyledi: “Bu tarafta Rusya ve İran bu sefer Türkiye’ye ‘orası senin sınırların değil, toprağın değil. Ben yokken ne hakla ABD ile iş tutuyorsun’ diyerek Türkiye’nin üzerine gittiler. Aslında İdlib operasyonun başlamasının bir nedeni de buydu. Erdoğan ve Putin’in görüşmesi de bu minvaldeydi. Dolayısıyla Türkiye bir taraftan ABD ile uzlaşırken Rusya ile araları bozuldu. Türkiye’nin Rusya ve İran’la arasının bozulması sonrası dikkat ederseniz iki ülke ‘Kürtlerde burada bir rol almalılar. Kürtler olmazsa olmaz’ çıkışı geldi. Bu çıkışta Kürtler için çok önemlidir. Şimdi burada Türkiye olmazsa Suriye yönetimi Kürtlere fazla bir şey vermezdi. Rusya’nın bunu demesiyle Kürtlerin eli güçlendi. Eli güçlenen Kürtlerin Ruslar vasıtasıyla daha güçlü bir şekilde masaya otururlar.”