İdlib, Suriye’de son çarpışma sahnesi olarak görülüyor. Bölge, 2015 yılında Şam yönetiminin kontrolünden çıktı. 2,5 milyon kişinin yaşadığı İdlib'in yaklaşık yüzde 60'ı, El Kaide'den ayrıldığını açıklayarak isim değiştiren El Nusra öncülüğündeki Heyet Tahrir Şam'ın elinde bulunuyor.
İdlib, Rusya, Türkiye ve İran''ın garantörlüğünde yürütülen Astana görüşmelerinde varılan mutabakat çerçevesinde kurulan dört çatışmasızlık bölgesinden biri olma özelliğini taşıyor. Suriye ordusunun kontrolüne alamadığı tek çatışmasızlık bölgesi konumunda. Ve Şam rejimi bu bölge için de hareket geçti.
Suriye ordusunun Şam kırsalı ve Dera'da kontrolü sağlamasının ardından Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, geçtiğimiz ay Rus haber ajansına verdiği röportajda, bir sonraki hedeflerinin İdlib olacağını açıklamıştı. 2017'de çatışmasızlık bölgesi ilan edilen İdlib'de 12 gözlem noktası bulunan Türkiye ise rejim güçlerinin İdlib'e operasyon düzenlemesine karşı çıkıyor.
Suriye ordusu sivilleri, helikopterlerle dağıtılan bildirilerle teslim olmaya çağırdı. DW Türkçe’de yer alan habere göre, bildirilerde şu ifadeye yer verildi:
"Savaşta sona geliniyor. Sizi birçok Suriyeli gibi yerel uzlaşma anlaşmasına katılmaya çağırıyoruz. Suriye ordusu ile işbirliğiniz sizi militanlar ve teröristlerin yönetiminden kurtaracak, sizin ve ailenizin yaşamını koruyacak."
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi de İdlib'in güneybatısına takviye güçlerin gitmekte olduğunu aktardı. İdlib'in Cisr eş-Şugur kasabasının top ve roket ateşi ile hedef alındığı da belirtildi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Başkanı Rami Abdel Rahman, "Bombardıman, rejimin bölgeye yönelik olası saldırısına hazırlık" değerlendirmesinde bulundu. Rahman İdlib'deki bazı bölgelerin kaderinin Türkiye ve Rusya arasında sağlanacak olası bir anlaşmaya bağlı olduğunu vurguladı.
Birleşmiş Milletler'in Suriye danışmanı Jan Egeland, Türkiye, Rusya ve İran'ın, Suriye'de muhaliflerin son kalelerinden biri olarak görülen İdlib'de bir savaş çıkmasını engellemek için "ellerinden geleni yapma" konusunda anlaştığını söyledi:
"Çatışmasızlık bölgesinde gerginliğin tırmanmasını önlemek için Rusya, Türkiye, İran, Suriye hükümeti ve silahlı muhalif gruplar arasında yoğun bir diplomatik hareketlilik var."
"Bu savaş, kan gölü ile değil anlaşma ile sona ermeli" diyen BM'nin Suriye'deki insani yardım görev gücü danışmanı, olası bir operasyon durumunda İdlib'den kaçacak siviller için Türk sınırının açık tutulmasını sağlamak amacıyla BM'nin hazırlıklar yaptığını da aktardı. Birleşmiş Milletler, İdlib'e yönelik olası bir operasyonunun bölgede yaşayan 2.5 milyon kişiyi Türkiye sınırına göçe sürükleyebileceğinden endişe ediyor.
