Rusya uzmanı Aydın Sezer, bir savaş çıkması halinde bunun İdlib ve Suriye ile sınırlı kalmayacağını söyledi.
Sezer, "Gelinen noktada, ABD ile Rusya’nın sahadaki çelişik pozisyonlarının yarattığı boşluktan yararlanmaya çalışan Türkiye’nin yolun sonuna geldiğini gösteriyor. Türkiye bu yol ayrımında, muhtemelen şimdiye kadar bir şekilde idare ettiği iki ülkeden birini seçmek ve yola hangisiyle devam edeceğini belirlemek zorunda. Ama öncelikle neredeyse stratejik müttefik olarak görmeye başladığı Rusya ile ilişkilerini düzeltmek durumunda" yorumunu yaptı.
Gazete Duvar'dan İslam Özkan, yazısında Sezer'in İdlib'de Türkiye'nin ve diğer ülkelerin konumuna dair değerlendirmelerini paylaştı.
Özkan, Sezer'in, "İdlib’de bizim konumumuz ile Rusya ve İran’ın Astana süreci ülkelerinin pozisyonunun bugün itibarıyla birbirinden taban tabana zıt iki farklı perspektifte olduğunu söylemeliyiz. O halde başlangıçta bir fikir birliği var mıydı ya da bir fikir birliği vardıysa taraflar bugüne nasıl geldi sorusuna yanıt aramak gerekiyor" ifadelerine dikkat çekti.
Sezer, "Soçi’nin Erdoğan’ın atıfta bulunduğu 2. Maddesi, ateşkesin sürmesine yönelik. Hangi ateşkes? Rejimle ÖSO yani ılımlı silahlı muhalifler arasında. Aslında ÖSO grupları dediğimiz güçler aslında Astana sürecinin de bir parçası. Bizim üzerimizden temsil ediliyorlar, Cenevre Anayasa Komisyonu’na da hak kazanmışlar. Yani meşru bir güçten bahsediyoruz. Adı da bizim tanımlamamızla ÖSO. Rusya ve İran’ın tanımlamasıyla ılımlı siyasi muhalefet. Şimdi bakın, arada dostluk var iyi niyet var, S-400 alımı var, Türk Akım yapımı var, Akkuyu yapımı var, ortaklık ilişkileri çok iyi. Biz nasıl olsa Rusya’yı ikna ederiz mantığıyla Tahran’dan on gün sonra siz Soçi Mutabakatı’nı imzalayıp onunda üç ayrı maddesinde mühlet ve takvim koyarsanız, bir tanesi M4 ve M5 karayolu iki ay, bir tanesi 15-20 km’ye çekilme bir ay, bir tanesi de ağır silahların bırakılması, on gün, o zaman Soçi’de de ilk bana sorduğunuz sorunun geçerli olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla 2017 Mayıs’ındaki pozisyonu neyse, biz hâlâ aynı durumdayız. Aradan bir ya da bir buçuk yıl geçmiş biz hâlâ sahada aktif bir tavır alamamışız, HTŞ alan genişletiyor" yorumunu yaptı.
Sezer sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:
"Türkiye’nin İdlib batağından kurtulmasının yolu bence uzlaşmadan geçiyor. Sayın Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi bir savaş ihtimali ortaya çıkar mı çıkmaz mı bilmiyorum ama böyle bir savaş çıkarsa sadece İdlib ya da sadece Suriye ile sınırlı kalacak bir savaş olmaz. Bu aynı zamanda Türkiye’deki siyasetin yeniden yapılanmasıyla da ilgili olup çok daha beklenmeyen sonuçlara evrilebilir."