İdlib'te, "Liva Suvvar el İdlib" (İdlib Devrimciler Tugayı) ismiyle faaliyet gösteren yeni bir yapılanmanın, İdlib'i cihatçı gruplardan temizlemek için harekete geçtiği belirtiliyor.
T24 yazarı Akdoğan Özkan, İdlib Devrimciler Tugayı ile ilgili iddianın, ABD'de yaşayan Suriyelilerin finansal desteği ile kurulan Şam Haber Ağı'na (SNN) ait olduğunu ifade ediyor.
SNN tarafından konuyla ilgili 1 Haziran'da yayınlanan habere atıfta bulunan Özkan, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) içindeki Arap bileşenlerinin önemli grubu Ceyşu's Suvvar (Devrimciler Ordusu) ve Ahrarü'z Zaviye'den yeni milis gruba 500 asker aktarıldığını kaydediyor.
Yine aynı habere göre, tugayın liderliğini Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) eski komutanlarından İskender Ala yapıyor.
Özkan, SDG'nin geçmişine dairse şu önemli bilgiyi paylaşıyor:
"Ekim 2015'te IŞİD’i Rakka ve çevresinden çıkarmak amacıyla kurulan ve 2017 yılı itibarıyla Fırat’ın doğusuna tamamen yerleşen SDG, Menbic gibi bazı istisnaları hariç tutarsak Fırat’ın batısındaki Arap yerleşimlerde herhangi bir varoluş sergilemekten özellikle kaçınıyordu. Böyle bir oluşum, Suriye Demokratik Güçleri’nin gözünü Suriye’nin batısına çevirdiği anlamına da gelecek.
Gerçi böyle bir plan ilk kez dillendirilmiyor. Ocak ayının ortalarında da Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) eski lideri Salih Müslim, ANHA Haber Ajansı’na yaptığı bir açıklamada, SDG’nin “terörizmle savaşmak için” İdlib’e girmeyi planladığını söylemişti.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) destekli ÖSO güçlerince Afrin’den çıkarılan SDG’nin -çok dar ve çıkışı Cebel Âkil’deki TSK gözlem noktasınca kontrol altında tutulan bir alan hariç tutulursa- İdlib’e komşu bir askeri varlığı da kalmamışken bunu nasıl yapacağı büyük bir soru işareti. Hele de geçtiğimiz yılın Ekim ayından bu yana bölgede 12 gözlem noktası oluşturan TSK kendine has bir oyun planına sahip iken."
Ankara'nın, İdlib'te el Kaide uzantısı Heyet Tahriru'ş Şam (HTŞ) dışındaki tüm silahlı güçleri aynı çatı altında (Ulusal Kurtuluş Ordusu) birleştirmeye çalıştığına değinen Özkan, İdlib Devrimciler Tugayı'nın kurulacağı yönündeki iddiaların zamanlamasına dikkat çekiyor.
"Söz konusu iddia, Ankara’nın Kürt silahlı güçlerinin Menbic’ten çıkarma ve yeniden Fırat’ın doğusuna taşıma yönünde ABD’ye yaptığı baskılarını artırdığı ve Ankara ile Washington’un bu konuda bir anlaşmaya varmaya yakın oldukları bir dönemde gerçekleşiyor" yorumunu yapan Özkan, akıllara gelen soruları da şöyle sıralıyor:
"Acaba Amerikalılar SDG şemsiyesi altındaki Kürtleri Menbic’ten çıkarıp Fırat’ın doğusuna taşıma vaadi karşılığında Ankara’dan İdlib için kurulacak SDG’nin Arap bileşenlerini temel alan (ve Kürt unsurları dışarıda bırakan) yeni bir oyun planına Ankara’nın desteğini mi istiyor?
Ankara Astana sürecindeki partneri Rusya’nın çok hoşuna gitmeyecek böyle bir desteği ABD’ye vermeye ve karşılığında 28 Haziran seçimlerine “Kürtleri Menbic’ten çıkartmış” muzaffer bir havada mı girmeye hazırlanıyor?
Belki daha da önemlisi, Rusya’nın askeri hedeflere ulaşmak anlamında Suriye’de büyük ölçüde yolun sonuna geldiği bir dönemde, Ankara özellikle seçim sonrasında Suriye’ye yönelik operasyonlarında bu kez de ABD’nin kendisine açacağı parantezler üzerinden mi hareket etmeyi tasarlıyor?"