Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri liderleri, ABD Başkanı Donald Trump'ın son ziyareti sırasında İran'ın nükleer tesislerine saldırı yapılmasına karşı çıktılar ve yeni bir nükleer anlaşma yapılması hususunda baskı yapmaya devam etmesi için Trump'ı teşvik ettiler.
2015 yılında nükleer bir anlaşmaya karşı çıkan Suudi Arabistan, BAE ve diğer Körfez ülkeleri şimdi diplomasiyi en coşkulu şekilde destekleyenler arasındalar.
2015 yılında İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun İran anlaşması ve İran'a saldırma tehditleri konusunda dönemin Başkanı Obama'ya karşı verdiği aleni mücadeleyi sessizce destekleyen Suudiler ve Emirlikler, şimdi, Netanyahu'nun tetiği çekeceğinden veya Trump'ın görüşmelerden vazgeçip kendisi askeri bir seçeneği tercih edeceğinden endişe ediyorlar.
Her üçünün de ülkeleri ABD askeri üslerine ev sahipliği yapan Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, BAE Başkanı Muhammed bin Zayed ve Katar Emiri Tamim el-Thani, Trump'a İran'ın nükleer tesislerine saldırı olması durumunda ülkelerinin İran'ın misillemesine hedef olacağından endişe duyduklarını söylediler.
Katar emiri el-Thani Trump'a böyle bir senaryoda Körfez ülkelerinin herkesten daha fazla etkileneceğini söylediği dile getirilirken, Suudiler ve Katarlılar'ın özellikle İsrail'in İran'a askeri saldırısı konusunda endişelerini dile getirdikleri, BAE'nin ise diplomatik bir çözümü tercih edeceğini söylediği dile getirildi.
ABD yetkilileri, üç liderin de Trump'ın müzakerelerine destek verdiğini söylerken, Suudi, Katar ve Emirlik yetkilileri yorum yapmayı reddettiler.
Trump, geçen Perşembe günü yaptığı bir telefon görüşmesinde Netanyahu'yu İran'ın nükleer tesislerine saldırı emri vermemesi konusunda uyardığını doğruladı.
Trump, İran nükleer krizinin önümüzdeki iki hafta içinde imzalanabilecek "çok güçlü bir belgeyle" çözülebileceğine inandığını söyledi. Trump, seyahati sırasında ABD'nin Basra Körfezi'nden Arap Körfezi olarak bahsetmeye başlayacağını duyurmayı düşündü, ancak yola çıkmadan önce "kimsenin duygularını incitmek istemediğini" söyledi.
Suudiler ve Emirlikler, Obama'nın 2015 görüşmeleri sırasında olduğundan daha az İran'ın bölgesel faaliyetlerinden endişe duyuyorlar, çünkü önceden kendilerine danışılmamıştı. Şimdi öncelikleri bölgesel istikrarı korumak ve ekonomik büyümeye odaklanmak.
Suudi Arabistan son iki yıldır İran ile ilişkilerini kademeli olarak normalleştiriyor. BAE de gerginliği azaltmak için İran ile yeniden ilişki kuruyor. Suudi Savunma Bakanı Halid bin Selman'ın geçen ay Tahran'a yaptığı alışılmadık ziyarette, Dini Lider Ali Hamaney ile görüşmesinin, krallığın İran'ın nükleer programına karşı askeri bir saldırıya karşı olduğunu gösterme amacı taşıdığını eski bir ABD yetkilisi söyledi.
