'Türkiye ve Rusya İdlib'de yolun sonuna geldi'

Vladimir Putin, Eylül 2015’te Suriye’ye müdahale emri verdiğinde, pek çoğu onun Rus ordusunu bir bataklığa gönderdiğini düşündü. Afganistan’ın bir tekrarı olmasa da uzmanlar (buna ben de dâhilim) Rus liderin orduyu, Rusya’nın Suriye operasyonuna itiraz edecek bölgesel oyuncuların provokasyonuyla uzun sürecek bir çatışmaya bulaştıracağı yönünde görüş belirtti.

21.02.2020, Cum - 15:51

'Türkiye ve Rusya İdlib'de yolun sonuna geldi'
Haberi Paylaş

Muharebe alanında olan kara kuvvetleri ile Moskova görev sapması riski ile karşı karşıyaydı çünkü herkes en büyük rakibi ABD’nin Bush döneminde yakılan Afganistan ve Irak savaşlarına aşinaydı. Obama yönetimi de o zaman böyle düşünmüştü. Washington, Suriye hava sahasının giderek kalabalıklaşması üzerine çatışmaları önleme kurallarını müzakere için Rusları beklemeye başladı.

Zaman tüm öngörülerin yanlış olduğunu ispatladı. Suriye Arap Ordusu ve bir dizi İran destekli güçle birlikte Rus hava gücü, Esad rejiminin Şam’ın banliyöleri ve Halep’in muhaliflerin elindeki bölgeleri de dâhil ülkenin büyük çoğunluğunu yeniden ele geçirmesine yardım etti. ABD geri çekilirken Putin, geniş Ortadoğu coğrafyası da dâhil çatışmada mutlak bir güç olarak ortaya çıktı. Rusya’nın İran, Suudi Arabistan, Türkiye ve İsrail de dâhil bölgedeki tüm büyük güçler üzerindeki etkinliği arttı. Bu çok mütevazı bir fiyata gerçekleşti. Rus paralı askerler de dâhil bölgede ölen toplam Rus askerinin sayısı 200 civarında. Tabi ki en yüksek maliyeti ödeyenler ise Rus hava saldırılarının hedefi olan Suriyeli siviller oldu. 2020’nin başında, Esad tarafından dokuz yıl önce tetiklenen savaşı Rusya kazanmış gibi görünüyor.

Hedefleri arasındaki askeri zaferi elde etmiş görünen Rusya bundan sonra ne olacağı sorusuyla karşı karşıya. Türkiye ile karşı karşıya geldiği İdlib sorununu çözme şekli, bundan sonra ne olacağına dair ipuçlarını verebilir.

Ahval'de yer alan makalede Dimitar Bechev, Ankara ve Moskova'nın İdlib'de yolun sonuna geldiğini söylüyor.

2016 ortalarında Su-24 savaş uçağının düşürülmesi ile başlayan krizi dindirerek ve ilişkileri normalleştirerek övünülecek bir ilişkinin temellerini atan Putin ve Erdoğan İdlib’de bunu başaramadı. Rus hava kuvvetleri rejimin, muhaliflerin elindeki parçaları birer birer kopararak almasına hava desteği sağlıyor. Son başarı ise Halep’i Şam’a bağlayan M5 karayolunun kontrolünün sağlanmasıydı. Türkiye ise buna, İdlib’e ağır silahlarla donatılmış yaklaşık dokuz bin askeri göndererek cevap verdi. Erdoğan ayrıca Esad’a, Putin’le 2018 sonunda, İdlib’in etrafında bir silahsızlandırma bölgesi oluşturulması yönünde vardıkları anlaşma sınırlarının dışına çıkması için Şubat ayı sonuna kadar süre verdi. 19 Şubat’ta Erdoğan, Suriye güçlerine karşı her an saldırı başlatabilecekleri uyarısında bulunarak Rusya ile bir çatışma olabileceği yönündeki korkuları artırdı.

Bu kuşkusuz bir müzakere hilesi. Türkiye bu şekilde en azından görüntüyü kurtarmak için Rusya’ya baskı uyguluyor. Moskova’da yapılan müzakerelerden herhangi bir sonuç çıkmamakla birlikte her iki taraf da durumun kontrollerinden çıkmasını istemiyor. Ancak uzlaşma riskli savaşa tercih edilse de soru kimin ne alacağıdır.

Türkiye 2018 tarihli Soçi Anlaşması ve belirlediği sınırların yeni bir anlaşmanın temelini oluşturduğunda ısrar ediyor. Fakat bu bir açılış teklifi. Muhtemelen daha fazla arazinin Esad’a verilmesini onaylayacak, mesela Halep’i sahil kenti Lazkiye’ye bağlayan M4 karayolunu. Rusya muhtemelen Türk muhataplarına söz verildiği gibi, bir zamanlar El Kaide’den ayrılan El Nusra’nın devamı olan Heyet Tahrir Şam’ın tasfiye edilmesi için baskı uyguluyor. Aslında İdlib’e sevk edilen Türk silahlı kuvvetlerinin bu hedefi gerçekleştirmesi daha da kolay olacak, çünkü bu şekilde bölgedeki güç dengesi de değişmiş oluyor. Türkiye’ye ödül olarak ise İdlib’in Türkiye sınırlarına bitişik bölgeleri kalacak. Kalan bu son bölge rejim güçlerinden kaçan ve Türkiye’ye geçme umudu taşıyan yaklaşık 800 bin Suriyeli için bir barınma yeri olacak.

Bu tür bir yerleşim birimi doğal olarak Rusya’nın da çıkarınadır. Rejimin kritik yollar üzerindeki kontrolünü restore etmesiyle Rusya nihai zafere de ulaşmış olacak. (Tabii Türkiye’nin kontrolüne verilen diğer bölgeler, Kürtler ve ABD ise belirsizliğini koruyacak.) Ondan sonra da Moskova yeniden inşa için Körfez ülkelerinden ve hatta Avrupa’dan Marshall yardımları talep etmeye başlayacak. Türkiye ve muhalif grupları da kapsayan yeni bir Soçi anayasa süreci başlayabilir. Böyle bir ivme Libya’daki Türk-Rus işbirliğini de güçlendirecektir. Ve eğer Putin kartlarını iyi oynarsa, Ankara, yakın bir zamanda, kontrol ettiği toprakları bırakmadan Esad ile ilişkilerini de normalleştirebilir

Böyle bir senaryo gerçekleşmeyebilir de. Geri dönüşü olmayan bir noktaya da gelinebilir ve Türkiye ile Esad güçlerinin çatışmasını önlemek imkânsız hale de gelebilir. Bu durumda Rusya zor bir karar vermek zorunda kalacak, ya tarafsız kalarak toz dumanın ortadan kalkmasından sonra devreye girecek ya da Suriye rejiminin yanında yer alarak Türkiye ile bir çatışma riskiyle yüz yüze kalacak.

Nerina Azad
Bu haber toplam: 19963 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:13:58:39
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x