ABD\'de kasım ayında gerçekleştirilecek başkanlık seçimlerine az bir zaman kala ülkede seçim rüzgarları esmeye başladı. Demokrat Parti\'nin başkan adayı Hillary Clinton\'ın işi hem Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump\'a, hem de kendi partisindeki rakibi Bernie Sanders\'a karşı oldukça zor görünüyor.
Demokratlar arasında hala yüzde 87 oranında popülerliğe sahip olan Başkan Obama\'nın Clinton\'a tam desteğini açıklamasıyla Clinton\'ın anketlerdeki puanının yükselmesi bekleniyordu. Fakat son yapılan anketler Cumhuriyetçi Parti\'nin başkan adayı Trump\'ın hala önde gittiğini gösteriyor.
Clinton\'ın başarısızlığında bu hafta Wikileaks\'in ortaya çıkardığı Demokrat Parti liderleri arasındaki \'skandal\' elektronik postaların payının büyük olduğu ifade ediliyor. Zira Demokrat Parti\'nin adayı Bernie Sanders\'ın adil bir şekilde elenmediğini gösteren bu emailler, Demokrat Parti seçmenleri arasına bomba gibi düştü. Başkanlık yarışında Sanders\'ı destekleyenler, Clinton\'a oy vermeyeceklerini söyleyerek Philadelphia Kongresi\'nden ayrıldı. Sanders, destekçilerini Clinton\'a oy vermeye çağırsa da bu çağrı herkesten aynı cevabı alamadı.
Senatör Clinton\'ın Irak Savaşı zamanında George W. Bush\'u desteklemesi de Demokrat Parti seçmenleri arasında sevilmemesinin nedenlerinden biri olarak gösteriliyor. Bazen Cumhuriyetçilerin, bazense Demokratların çoğunlukta çıktığı beş eyalet Wisconsin, Pennsylvania, Ohio, Michigan ve New Hampshire ise seçimin sonucu belirleyecek.
Trump, bu eyaletlerdeki beyaz kesimi milliyetçi konuşmalarıyla kendisine oy vermeye ikna etmeyi umuyor. Seçim sloganı \"Birlikte daha güçlü\" olan Clinton ise Amerikan halkının bütün kesimlerini kucaklayan bir yöntem izliyor. Polis tarafından öldürülen siyahi gençlerin ve eşcinsellerin yanında bir duruş sergileyen Clinton, kazanırsa Amerika\'nın ilk kadın başkanı olacak.
Clinton ve Trump, 26 Eylül\'den itibaren üç kere Amerikan halkını kendilerine oy vermeye ikna etmek için karşı karşıya gelecek.