Ağrı'da 50 bin gencin kenti terk ettiği tahmin ediliyor. Hayalet kent olmaya doğru giden Ağrı'da bazı köylerde hiç genç kalmadığı belirtiliyor.
Türkiye’nin en yoksul kentlerinden Ağrı, uzun zamandır göç veriyor. Göçün yeni rotası artık Kanada ve Amerika. Bir yılda 50 bin gencin kenti terk ettiği tahmin ediliyor. Ağrı'dan Kanada'ya göç eden bir genç ve Ağrı Girişimci Sanayici İş Adamları Derneği Başkanı Mehmet Akbaş göçün nedenleri ve yarattığı sonuçları Artı Gerçek’ten Şenol Balı’ya anlattı.
Göçün rotası değişti
Kentten batı metropollerine devam eden göçün seyri şu sıralar değişmiş durumda. Ağrılı gençlerin yeni rotası Kanada ve Amerika. Kaçak yollardan ve zorlu şartlarda yapılan yolculukla bu iki ülkeye göç eden gençler, daha çok inşaat ve hizmet sektöründe çalışıyor.
Kaçakçılar, tefeciler, paravan şirketler
Yurt dışına gitmek kentin son aylardaki temel gündemi. 18 yaşını dolduran her genç, yüzünü buraya dönmüş durumda. Göç serüveni bir geleneğe ve sektöre evrilmiş durumda. Göç etmek isteyen gençler ve aileleri, 10-15 bin dolar arasında değişen bir bedeli temin etmek için ellerindeki arazileri ve hayvanları satıyor. İmkanı olmayanlar da tefecilerden para alıyor. Gençler, göç ettikleri ülkelerden ilk olarak tefeciden alınan parayı ödemek için çalışıyor. Hatta bu trafiği sağlamak için paravan şirketlerin kurulduğu da iddia ediliyor.
Bazı köylerde hiç genç kalmadı
Yaklaşık 50 bin gencin kenti terk ettiği tahmin ediliyor. Bu sayı, neredeyse Hamur veya Tutak gibi ilçelerin nüfusuna denk geliyor. Hayalet kent olmaya doğru giden Ağrı'da bazı köylerde hiç genç kalmadığı belirtiliyor.
Gençlerin en büyük sorunu geçinememek ve gelecek kaygısı. En büyük motivasyonları ise kendilerinden önce giden akraba ve tanıdıklarının oraya dair söyledikleri. Çoğu genç, bu nedenle Avrupa ve Amerika’nın yolunu tutuyor.
'Avukat tutamazsam iade edebilirler
Onlardan biri de 32 yaşındaki inşaat işçisi Ali. Üç ay önce Kanada’ya göç eden Ali, daha önce İzmir'de çalışmış. Kendisinden önce giden arkadaşlarıyla irtibat kurarak gitmeye karar vermiş ve kaçakçıya vereceği parayı farklı yerlere borçlanarak bulmuş.
Ali, göç hikayesini şöyle anlatıyor: "Bazen kara bazen de deniz yoluyla grup halinde Meksika’ya geldik. Daha sonra kaçak yollarla sınırı geçerek Kanada polisine teslim oldum. Bir hafta kampta kaldıktan sonra ayrıldım. Şu an avukat falan tutmamız lazım. Gerekli işlemleri yapmazsak iade edebildiler."
'Günde 12 saat çalışıyorum'
Ali, kendisinden önce giden bir tanıdığı aracılığıyla bir restoranın mutfağında iş bulmuş. Kazandığı parayla ise göç etmek için aldığı borçları ödüyor:
"Bir tanıdığımın çalıştığı restoranda iş buldum. Günde 12 saat çalışıyorum. Haftalık 200-400 dolar arası kazanıyorum. Mutfak bölümündeyim genelde. Arkadaşlarımızın çoğu inşaatlarda çalışıyor. Gelirken borçlanmıştım şimdi çalışarak bu borcu ödemeye çalışıyorum. Gelmek kolay değil. 10-15 bin dolar gitti. Genelde borç alarak geliyorlar zaten. Amerika ve Kanada Ağrılı gençlerin ikinci memleketi oldu. Kanada oturum işlemlerinde kolaylık sağladığı için genelde tercih ediliyor, Amerika’yı tercih edenler de var. Ama Amerika’nın şartları zor. Birkaç yıl kalacaksın sonra green kart dedikleri belge veriyorlar."
'Uyum sağlamakta zorlanıyoruz'
Kaçak çalıştığını aktaran Ali, kaldığı evi de patronu üzerinden kiraladıklarını söylüyor: "Arkadaşlarla beraber ev kiraladık. Bize kolay ev vermiyorlar bu yüzden patronlar aracı oluyor. Bir belgemiz veya resmiyetimiz yok. Normalde çalışmamız da yazık. Ya bir avukat tutup iltica işlemleri başlatacaksın ya da o sürede kaçak çalışacaksın."
Uyum sağlamakta zorlandıklarını söyleyen Ali, geride kalan ailesini özlediğini dile getiriyor. "Dil en büyük sorun. Uyum sağlamakta zorlanıyoruz. Ağrılı gençlerle beraberiz genelde. Annem ve babamla neredeyse her gün konuşuyorum. Akraba ve arkadaşlarımla da iletişimim sürüyor. Özlüyorum ama ne yapalım. Buranın şartları nasıl olur bilmiyorum. Zaman ne getirir, döner miyim, emin değilim."
'Ağrı hayalet kente döndü'
Ağrı Girişimci Sanayici İş Adamları Derneği Başkanı Mehmet Akbaş, kentin ekonomik durumunu anlattıktan sonra gençlerin burada gelecek görmediğini söylüyor:
"Kentin ekonomisi darboğazda. Ülkedeki genel gidişatla da ilgili. Anayasa, hukuk, ekonomi ve adalet sağlam değilse, geleceği göremiyorsanız insanlar farklı alternatifler arıyor. Gençler, gidenleri model alarak görüyor. Yine buradaki girişimlere bakıyor, alınan kredilere, borçlara, iflaslara falan bakıyor burada kendisi için bir gelecek görmüyor. Ağrı hayalet bir kente dönüştü. Okulu bitiren herkesin yüzü oraya dönük. Gidemeyen yol parasını bulamadığı için gidemiyor. Onlar da para arayarak hazırlık yapıyor. Bu yolda her şey göze alınıyor. Banka borçlanması, tefeciden para alınması gibi arayışlar var."
'18 yaşını dolduran hazırlıklara başlıyor'
Bölgenin insan gücünü kaybettiğini dile getiren Akbaş, şöyle devam ediyor:
"Bir yılda en az 50 bin gencin gittiği tahmin ediliyor. Kimse kalmadı. 18 yaşını dolduran hazırlıklara başlıyor. İnsanlar gitti ve kentte para akacak şekilde bir yanılgı vardı maalesef bu mümkün olmadı. Yıllardır gençler gidiyor ama geri dönen para miktarı çok az. Gidenler bir daha geri dönmemek üzerine gidiyor ve çoğu orada yatırım yapmaya çalışıyor. Geride yaşlı anne ve babasını bırakıp gidiyor. Bölge olarak insan gücümüzü kaybettik. İşletmeler personel bulamıyor. Tarım sezonunda insanlar ekip biçememeye başladı. Girdilerin pahalı olması kadar iş gücünün azalmasıyla da ilgili. Bu tarımdaki gerilemeyi arttırıyor."
'Gidenler ikilem içerisinde'
Gençlerin yurt dışında uyum konusunda sorunlar yaşadığını belirten Akbaş, şöyle devam ediyor:
"İlk sürece göre göçün hızı düştü. Bunun nedenleri var. Son bir ayda Ağrı’ya beş gencin cenazesi geldi. İntihar, hastalık, iş kazası gibi nedenlerle. İkisi kanser hastasıydı. Bu gençlerde de ailelerinde de bir tedirginlik yarattı. Giden insanlar bir ikilem içerisinde. Dil ve uyum sorunu da var. Bir de iş bulamama sorunu başladı. Nitekim giden gençlerin çoğu vasıfsız. "
Gidişatın durdurulması gerektiğini söyleyen Akbaş, sivil toplum kuruluşlarından siyasete,herkese görev düştüğünü dile getiriyor. Akbaş, gençlerin göç etmesinin önüne geçecek bir alternatif yaratılması gerektiğini sözlerine ekliyor.
Alım gücü en düşük kent
Türkiye’nin en yoksul kentlerin başında gelen Ağrı, işsizliğin en ağır, göçün en yoğun yaşandığı kentlerden. Kentin nüfusu 524.644. Adrese dayalı nüfus kayıt sisteminin son verilerine göre Ağrı dışında yaşayan Ağrılı sayısı ise 1 milyon 159 bin 141.
Doğurganlık hızı bakımından ilk beşte bulunan Ağrı'nın nüfusu hızla düşüyor. Kentin nüfusu, bir önceki yıla göre yüzde 10.791 azaldı. Ağrı, kişi başına düşen gelirin de en düşük olduğu kent aynı zamanda. TÜİK’in ağustos ayında yayınladığı 'Türkiye’nin En Ucuz Şehirleri' raporuna göre ülkenin en ucuz kenti de Ağrı. Alım gücü bakımından da Ağrı listenin son sıralarındaki yerini de kimseye bırakmıyor.
Gelişmişlikte 80. sırada
Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan illerin ve bölgelerin sosyo-ekonomik gelişmişlik araştırmasına göre Ağrı 80. sırada yer alıyor. Kente son yıllarda yapılan yatırımlar, bu büyük soruna çare olmaktan oldukça uzak. 2018 yılının haziran ayında valilik öncülüğünde devlet desteği ile kurulan ve 20 bine yakın insanın istihdam edileceği belirtilen Tekstilkent ile belediyenin hayata geçirmek istediği Vadi Projesi, tekstil fabrikaları bunlardan birkaç tanesi.